‘Alkış’ı bol İzmir

İzmir’in kültür-sanat yaşamında son yıllarda kayda değer bir hareketlenme göze çarpıyor. 2009’da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun düzenlediği kültür-sanat çalıştayına katılmış ve müzik alanında bu güzel şehrimizde yapılabilecekler üzerine her daldan sanat ve düşünce insanlarıyla görüş alışverişinde bulunmuştum. Aradan geçen 9 yılda İzmir’de müzik alanında yeterli olmasa da güzel işler yapıldı. Mustafa Bayık, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin (AASMM) başındaki atak yönetimiyle, Türkiye’nin bu açık ara en iyi akustikli salonunu yoğun bir sanat trafiğinin içine soktu. Karşıyaka Oda Orkestrası (KODA) Rengim Gökmen ve Hakan Şensoy’un başını çektiği müthiş bir kadroyla yoluna doludizgin devam ediyor; orkestra son olarak zıpkın gibi gençlerden oluşan Saygun Quartet adında bir oda müziği topluluğunu içinden çıkardı. Kocaoğlu’nun sanat alanındaki en büyük projesi olan Karşıyaka’daki yeni İzmir Operası binası ise maalesef şu anda yargıya takıldı ama yoluna devam ettiğinde İzmir’in simgesel bir sanat mabedi olacağı şimdiden belli.
Klasik müzik alanında İzmir aslında iddialı kurumlara sahip. İZDSO, İZDOB, AASSM, İKSEV, KODA, Olten Filarmoni Türkiye’nin bu en Batılı şehrinde yaşayan insanların klasik müzik ihtiyacını giderme konusunda yıllardan beri iyi işler yapıyorlar. İzmir’in önümüzdeki yıllarda bugünkünden de yoğun bir sanat ortamına kavuşacağını öngörmek hiç de zor değil, çünkü şehir son 1-2 yılda İstanbul’dan yaklaşık 16 bin beyaz yakalı göçü aldı. 30-40 bin arası nitelikli insanın katılımıyla, İzmir’in potansiyel sanatsever havuzu doldu da taşıyor demektir bu. O halde ‘yeni İzmirliler’in de sanat ihtiyacını karşılayacak yeni adımlar ve atılımlar gerekiyor.
Şehirde bu ay kapılarını açan Alkış Müzik ve Bale Okulu işte bu potansiyeli görüp harekete geçen iki sanatsever hanımın ortak projesi. Kurumun sanat danışmanlığını üstlenen kemancı ve orkestra şefi dostum Hakan Şensoy sayesinde kuruluş çalışmalarından itibaren haberdar olduğum Alkış, geniş vizyonu ve ufkuyla öne çıkan bir özel sanat eğitimi kurumu. Böyle bir eğitim kurumu açmak için ilk iş olarak uluslararası düzeyde bir müzik adamımız olan Şensoy’un kapısını çalmaları ve ondan kendilerine öncülük etmelerini istemeleri de zaten bu işe ne kadar büyük bir ciddiyetle eğildiklerinin göstergesi. Alkış’ın kurucuları Hande Kurtaran ve Gülşah Çetinkaya Taraşlı, biri balerin, diğeri de müzikal şarkıcısı olmak istemiş ama kaderlerinin onları bambaşka alanlara sürüklemesi sonucu profesyonel sanatçılık kariyeri yapmamış iki sanatsever arkadaş. Yıllar sonra düşlerini Alkış’ı kurarak hayata geçirmenin heyecanını yaşıyorlar. Alsancak’ın kalbinde açtıkları merkez binaları, öğrencilerin gönüllerini düşürdükleri sanatları yetkin öğretmenler eliyle öğrenmeyi canı gönülden isteyecekleri çok şık bir mekân olmuş. Hakan Şensoy’un yanı sıra efsanevi balerinimiz Hülya Aksular, balet Kıvanç Ekin, İzmir’in uluslararası tenoru Levent Gündüz de kuruma yol göstericilik ve öğretmenlik yapan yetkin isimler arasında. Alkış’tan yetişen öğrencilerin alkışı bol olsun!