Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de caz müziğin hem icra edilmesi hem de genç müzisyenlerin eğitimi konusunda büyük emek harcamış bir isim Ali Perret. Ve Ali Perret’s Du.Du projesi vesilesiyle kendisiyle sohbet fırsatı yakalamak tabii ki heyecan vericiydi.
Berklee College of Music’e girip de mezun olabilen o yüzde 10’un arasında kendisi. 12 yaşında müzik eğitimine başladıktan kısa süre sonra caza çekiliyor Perret. Evdeki sanat ve müzikle çevrili entelektüel ortamın bunda etkisi olduğu aşikâr. İlk durak İstanbul Devlet Konservatuvarı. Konservatuvarda caz çalmanın yasak olduğu zamanlarda, gizli gizli caz yapıyorlar arkadaşlarıyla. Sonra 1980-1985 arası Amerika’da eğitimine devam ediyor ve döndüğünde hemen canlı müzik dünyasına dalıp İstanbul Jazz Quartet’i kuruyor.
O zamandan bugüne dünya çapında birçok usta müzisyenle birçok farklı projeye imza atan, kendi çektiği zorlukları gençler yaşamasın diye caz müzik eğitimi konusunda önemli çalışmalar gerçekleştiren Perret, şimdi de Ali Perret’s Du.Du ile karşımızda.
Perret’nin Erivanlı duduk ustası Suren Asatryan, kontrbasta Yunan asıllı Apostolos Sideris, perküsyonda Berkant Çakıcı, basklarnette Oğuz Büyükberber ve kemanda Yunanlı genç müzisyen Giannis Poulis’le bir araya geldiği Ali Perret’s Du.Du, müzikleriyle benzersiz bir armoni ve yepyeni bir albüm sunuyor bizlere: ‘On the Move’. 12 Ocak’ta Borusan’da seslendirecekleri ‘On the Move’ albümü vesilesiyle Perret’le buluştuk...
Ali Perret’s Du.Du ile yeni albümünüz ‘On the Move’ nasıl hayata geçti?
Aslında iki sene önce kaydını yaptık. Mastering’i, Los Angeles’ta Grammy ödüllü Evren Göknar yaptı. Şu an hazır durumda. Çok güzel bir netice aldık, memnunum. Ama albümü basma konusunda biraz sıkıntı yaşıyoruz. Avrupa’da ilgilenen, tabii bağımsızlardan bahsediyorum, birkaç firma oldu ama bu genel durumdan ötürü yavaş ilerliyor her şey...
‘On the Move’ zaten hareket halinde demek... Albüm göçle ilgili. Biz Suren’le ilk 2015’te başladık beraber çalmaya. O zaman Pananonica da vardı (Ali Perret’nin caz kulübü), Bodrum’da yaşıyordum. Tekneyle açıldığımızda orada çok karşılaştık Suriyelilerle, Afrikalılarla... Kos, 5-6 mil ötemizde, sabah erken yola çıktığımızda görüyorduk botta. Gözümüzün önünde yaşanıyordu ve tabii duyduğumuz hikâyeler de var. İnsanlık gamı... Buradan çıktı albüm aslında.
Ekip nasıl bir araya geldi?
Suren’le ilk defa Bodrum’da çalmaya başladık ikimiz, caz kulübünde. Sonra, “Ne güzel oldu, bunlara ilaveler yapalım” dedik. Zaten caz çalıyorduk. O Balkan’ı, buraların müziklerini de biliyor. Etnik müziği iyi biliyor. Meraklı da. Caz ve etnik müzik çalmış hep Amerika’da da... “Berkant Çakıcı diye İzmir’de perküsyoncu bir arkadaş var, çok iyi” dedi, aradım, o da bize katıldı. Ekip ilk böyle başladı. Sonra müzik yazdıkça, aranjman yaptıkça, beste yaptıkça bazı eksikler hissettim. Gerçi yine Apostolos ve ben caz kısmında, diğerleri gelenekselciydi. Oğuz Büyükberber, hem çağdaş müzik bilir, hem etnik, hem elektronik. Onu düşündüm. Bir de Apostolos, “Burada genç bir değişim öğrencisi var, kemancı, Yannis diye” dedi. Olur, dedim, deneyelim. Hoşuma gitti. O da katıldı. Böylece altı kişi olduk. Hem çağdaş hem gelenekselci.
Müzik konusunda eğitime ciddi katkınız var. Var mı eğitim projeleriniz?
Var, evet. Gençlerde enteresan hareketlilik var, farklı tarzları var, daha yaratıcılar. Onlara yardımcı olmak istiyorum. Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise sona kadar devam eden, bir de üniversite seviyesinde eğitim programı var, multi-disipliner. Artık devir değiştiği için, ona göre bir program hazırladım. Kafamıza uygun yöneticilerin olduğu özel bir kurumla başlayalım, sonra yavaş yavaş yayılsın. Amacım daha çok liseye kadar olan kısımda hocaları eğitmek, onları bu yeni sisteme adapte etmek. Biraz çocukların gidişine göre. Her gelen çocuk farklı sonuçta. Üniversite için de yine bir sürü yol var. “Müzisyen olmak istiyorum” diyene ayrı bir yol, “Ben müzik sektörüne farklı bir yerden girmek istiyorum” diyene farklı bir yol. Mühim olan yaratıcılık.
Diğer projeler nasıl gidiyor?
Trio’m var bir tane. Free jazz, avangart bir proje. Misafir sanatçılar geliyor. Şenol Küçükyıldırım ve Meriç Demirkol var grupta. Türkiye’deki sayılı freejazz’cılardan. Quartet var bir de... Kendi bestelerimizi çalıyoruz.
Ali Perret’s Du.Du, ‘On the Move’ albüm konseri 12 Ocak Cumartesi saat 21.00’de Borusan Müzik Evi’nde.