Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2023 11:48
Figüratif resmin önde gelen isimlerinden Altan Çelem, Brieflyart’ta açılan yeni sergisi ‘Yayın Akışı’nda pandemi dönemindeki hayatlarımıza vurgu yapıyor. Sergideki resimlerin büyük çoğunluğunda bir kanepe üzerine yerleşmiş insanlar, kanepe önünde üzerleri yiyecek dolu bir sehpa ve bir televizyon yer alıyor. Bir televizyon terimi olan ‘yayın akışı’nı ironiyle aslında akmayan bir zamanın metaforu olarak kullanan sanatçıyla yeni sergisini konuştuk.
Serginizin ismi 'Yayın Akışı', pandeminin hayatlarımıza etkisi ve zamansal algı üzerine ilginç bir gözlem sunuyor. Sergiyi bu konsept etrafında nasıl tasarladınız ve eserlerinizde bu kavramları nasıl yansıttınız?
Daha önce açtığım “Günlük” sergilerinde ele aldığım akış kavramı gündelik hayata dair yaşamsal kesitler ile zaman fikrini öne çıkarmaktadır. “
Yayın Akışı”nda ise ana fikri pandemi döneminde evlerimize kapanmak suretiyle büyük oranda sınırlanan yaşamlar ve yerini alan televizyon ya da genel anlamda ekran ile kurduğumuz ilişki oluşturmaktadır. Ekran başında toplanmış aile veya ev içi duygusu yaratan kompozisyonlarla bu durağan etkiyi kullanırken; bir yandan da yayında karşımıza çıkabilecek maç,
film, tartışma programları gibi temalarlada bu karşıtlığı ele aldığımı söyleyebilirim.
Serginizde sıkça gördüğümüz televizyon, akmayan bir zamanın metaforu olarak kullanılıyor. Bu sembolün sizin için özel bir anlamı veya mesajı var mı? Televizyonun varlığı ve yokluğu serginizde nasıl bir rol oynuyor?
Televizyon ve ekran bu dönemde çoğumuzun iş, eğitim, sosyalleşme veya zaman öldürme noktasında ilişki kurduğu neredeyse tek öğe olduğundan öne çıkarmak istedim.
“Yayın Akışı”, sizin “Günlük”; serinizin bir devamı olarak tanımlanıyor. Bu serinin önceki ve sonraki kısımları arasındaki bağlantıları nasıl tanımlarsınız?
“Günlük”lerde ele alınan akış kavramı bizim de içinde olduğumuz başka insanlarla ilişki içinde bir ritimle dinamik bir süreci ve ona bağlı bir psikolojiyi anlatırken “Yayın Akışı” sergisinde duran, bizim izleyicisi olduğumuz ve bir tür bekleme modunda başka akışlarla oyalandığımız farklı bir gerçekliği ele almaktadır.
Tuvalinizi bir günlük gibi kullanmak, nasıl bir ifade özgürlüğü sağlıyor?
Bu benim kendimi rahat ifade edebilmemi sağlayan en uygun yöntem. Resimlerimi bu yöntemle oluşturmak, birden fazla işle uğraşıp, ruhsal ya da plastik birden fazla katmanı ve süreci daha rahat kontrol edebilmemi ve samimi bir duygu yakalayabilmemi sağlıyor.
Sanatınızda boyayı katman katman kullanmanız ve mekanları figürlerle birarada sunmanız dikkat çekici. Teknik tercihleriniz, sanatsal ifadenizde nasıl birrol oynuyor?
Burada belirleyici olan resmi oluşturan psikolojik atmosfer. “Akış” kavramında öne çıkan zaman fikri figürde, portrede kendiliğinden oluşabilir veya mekan (iç-dış) ile desteklenebilir. Resmin oluşum sürecinde bu katmanlar bazı şeyleri öne çıkarmak ya da gizlemek, örtmek şeklinde ele alınabilir. Bu, zamanın ruhunu yakalamaya yönelik bir süreç.
Brieflyart Galeri’de 12 Kasım’a kadar sürecek serginizin izleyiciler üzerindeki etkisi hakkındane tür yorumlar aldınız?
Gündelik hayata dair görüntüler, popüler kültüre ait imgeler, daha önce resmi yapılmamış konular ve bugüne ait meseleler insanların ilgisini çekiyor. Resimlerimde her şeyin çok net vebelirgin olmaması izleyicilerin kendi hikayelerini oluşturmasına imkan veriyor. Genelde buduruma yönelik geri bildirimler alıyorum ve elbette bu geri dönüşler çok hoşuma gidiyor.