Güncelleme Tarihi:
Son dönem çalışmalarınızdan oluşan “İz/ler” başlıklı kişisel serginiz, 14 Ocak 2024 tarihine kadar Brieflyart Galeri’de izleyicilerle buluşuyor. Serginin ortaya çıkma süreci sizin için nasıl bir duygu yoğunluğuyla geçti?
İlk bakışta sıradan gibi görünen malzemeleri ve izlenimleri düşündürücü görsel deneyimlere dönüştürerek, halatın statik kıvrımlı formlarla, katmanlar arasındaki yatay dikey uzantılarla, izleyicileri resimsel alanda duygu ve düşüncelerini provoke ederek, kendileriyle yapıt arasındaki duygusal ilişkiyi keşfetmeye davet ediyor 'İz/ler' serisi. Titreşimli uygulamalarla yaratmak istediğim illüzyon aracılığıyla duyguları uyandırmayı, iç gözlemi kışkırtmayı ve izleyicileri algının sınırlarını sorgulamaya teşvik ederek, sanatçının ve izleyicinin iç ve dış dünyasının deşifre edeceği bir kavram doğrultusunda hazırlandı.
Aslında bu sergideki resimlerinizi “İz(İmgeler)” olarak tanımlıyorsunuz. “İz(İmgeler)” neler anlatıyor?
Türkiye ve uluslararası platformlarda gerçekleştirdiğiniz sergiler arasında "İz/ler" serisinin özel bir yeri var mı? Bu sergi sizin için nasıl bir dönemin ifadesi?
Her dönem ürettiğim eserlerin, sonuç itibarıyla sanat yaşamımda özel bir yeri vardır. Önceki dönemlerin izlerinin, serbest yatay dikey uzantıların dipten yüzeye doğru yaratığı, duyumsattığı etki, sanat yaşamımda hissettiğim heyecanın, duygularımın toplamını ifade eden bir dönem.
Tarzınız sizi dünyadaki birçok sanatçıdan ayrıştırıyor. İp, halat, urgan gibi bir objeyi bu kadar çok başarılı bir şekilde bir sanat objesine dönüştürdünüz. Bu obje ve sanat eseri arasındaki, ilişki, gerilim ya da örtüşme konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Çalışmalarınızda renk kullanımı, kompozisyon ve tema vazgeçilmez bir öneme sahip. Bize biraz yaratıcı sürecinizi anlatır mısınız? Temalarınızı nasıl seçiyorsunuz ve tuvale nasıl aktarıyorsunuz?
Sanatçının öyle değil de böyle yaratması, tümüyle onun dünyayı, yaşamı algılaması ile alakalıdır. Aynı şekilde sanat yapıtını okuyan, izleyen bizlerinde algıma süreci tümüyle içinde bulunduğumuz bilinç durumu; yani, siyasi, kültürel çatışma ve çelişkiler tarafından belirlenir. Demek ki dünyanın, yaşantının çelişkili, çatışmalı duruşu; bir yandan sanatçının yaratım sürecini etkilerken, diğer yandan da okuyucu-izleyici kitlenin duyuş ve düşünüş biçimini etkiler. Bilim; hiçbir abartmaya yer veremezken, sanat, abartma, mecaz, kıyas, imge ve sembollerle konuşur. Hatta bir sanat eserinin iyi olup olmamasını belirleyen şey, sanatçının imge ve mecaz gücüdür. İmge ve semboller, renk, sanatçının kendini ifade etmesinin en önemli enstrümanlarıdır.
Sanat eserinin izleyiciler tarafından önce anlaşılmaz sonra da farklı farklı anlamların çıkarılmasına neden olan noktası, üretim sürecinin imge ve sembollere dayanmasındandır. Eserlerimde semboller ayıklanarak, yatay dikey uzantılarla soyut etkiler yaratarak, hayal gücünün yardımıyla zihin dünyasında yeniden kurulur. Rengin duygu ve düşünceye katacağı anlam, plastik etki, yatay, dikey hareketlerle illüzyonun yüzeydeki düzensizliği bir metaforu izleyicinin zihin dünyasında yeniden kurar. Yaratacağı iz imgelerle, izleyici iç ve dış dünyasıyla yüzleşmeye başlar.
Sanatınızın izleyiciyle etkileşime geçmesini ve onlar üzerinde bırakmak istediğiniz izlenimi nasıl tanımlarsınız?
Son olarak "İz/ler" sergisinin kapanışından sonra gelecek projeleriniz veya planlarınız var mı?
Sanatta, sanatçıda ileriye dönük proje üretim bitmez. Evet gelecek için proje ve yeni çalışmalar son serginin izleyiciyle buluştuğu anda başlamıştır diyebilirim. Son İz (imgeler) sergisinin izlerinden beslenerek, bir sonraki doğacak projeye dönüşecek. Yurtiçi ve yurtdışı birkaç anlaşma ve anlaşma aşamasında yeni sergi hazırlıkları için çalışmalarım, görüşmelerim var. Olgunlaşıp kesin yer ve tarih belirlenince sizlerle paylaşacağım.