Adalarda sanat: Sürgün Kayıkları

İstanbul çok büyük ve kalabalık malum. Şehrin kalabalığından, gerçek hayatın boğucu ve kasvetli havasından uzaklaşmak isteyenlere alternatif bir dünyanın kapılarını aralayan Büyükada, yakın bir kaçış noktası. Bugünlerde tekstil sanatçısı Gül Bolulu’nun ‘Sürgün Kayıkları’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Bolulu altı ay süren hazırlık süreci sonrası, terk edilmiş sandal ve kendi dokuduğu ipeklerle yurtlarından ayrı düşen insanların acılarına ışık tutmayı amaçlıyor.
Sergi metninde yer alan “Kayıklar, yıpranmış bedenleriyle dinlenirken bir sanatçının hayalinden yola çıkarak canlandılar” ifadesi serginin ruhunu, adanın yalnızlığıyla bütünleştiriyor. Mekân Prens Adaları olunca Bizans döneminde taşıdığı anlam farklı. Sürgün edilen imparator ve patrikler adadaki manastırların ünlenmesini sağlamış. Sergi fikri ise sanatçının deniz sevdasından ortaya çıkmış.

SERGİ, ADA HALKININ BAŞARISI
Marmara Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Bezce’ sempozyumunda hazırladığı yelkenli projesinden esinlenen Bolulu, sürgün hikâyelerine kırık sandallarla ses vermek istiyor. Sanatçının hayalindeki yelkenlileri, gönüllülerin yardımıyla müzeye getirmesi dikkat çekici. Gördüğü destek sergiyi yalnızca Bolulu’ya değil, ada halkına ait kılıyor. Sandalların getirilmesi, boyalarının sökülmesi ve kayıkların sabitlenmesi için gereken direklerin toplanmasına dek gönüllülerle birlikte çalışan sanatçının “Bir şeylere başlayınca, düşünceyi ve hayali durdurmak mümkün olmuyor” sözleri gelecek projelerine dair ipucu veriyor. Sürgün edilen insanların umutsuzlukları, hayal kırıklıkları ve bilinmezliklerinden etkilenen Bolulu’ya Akillas Millas’ın çizimleri eşlik ediyor. İstanbul deniz ulaşımının tarihine değinen ‘Pazar Kayıklarından Şehir Hatları’na İstanbul’dan Seyrüsefer’ sergisi Bolulu’nun ‘Sürgün Kayıkları’nı da destekler nitelikte.
‘Sürgün Kayıkları’ başlıklı sergiyi, 30 Eylül’e kadar Adalar Müzesi Aya Nikola Hangar orta bahçesinde.