70’lerden bir romanın içine girmiş gibi...

Güncelleme Tarihi:

70’lerden bir romanın içine girmiş gibi...
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2017 13:32

Semaver Kumpanya’dan 15’nci yılında büyük laflar etmeye kalkışmadan, ‘geçmişin içinde gizli olduğu tadı’ yakalamayı başaran bir oyun: Mağrur Fil Ölüleri.

Haberin Devamı

Topkapı’daki Gamak Fabrikası’nda polis işçilere saldırıyor. Öğrenciler üniversiteleri işgal ediyor. Profesör Şefik Uzungece’yi öldürenler delil yetersizliğinden serbest bırakılıyor. Radyoda Hümeyra çalıyor. Türkiye 1970 yılına giriyor...
Belkıs ve Cahit, senenin son gecesini evlerinde geçiriyor, kapıdan bir türlü çıkamıyorlar. Onlar evden çıkamadıkça, kat kat sırlar, sitemler, memleket tarihi kadar acılı iki kişilik aile öyküleri ortaya saçılıyor...
Semaver Kumpanya’nın yeni oyunu ‘Mağrur Fil Ölüleri’ Hakan Tabakan imzalı metniyle, ışık, dekor, kostüm tasarımıyla, birbirine zıt ama birbiri kadar kırılgan iki karakteriyle 1970’ler Türkiye’sinden bir geceye sokuyor bizi. Hiç zorlanmadan ikna etmeyi başarıyor oyun seyircisini; Belkıs’la Cahit, Cahit’in kitapları, Belkıs’ın müziği, şu yeşil berjer; 1969’un yağmurlu yılbaşı gecesinde yaşamış karşımızda kuruluvermiş evde. Üniversitede tanışıp hayatlarını birleştiren bu evli çiftin aileleri, ortak ve ayrı geçmişleri, gelecek hayalleri Türkiye’nin kendisinden, içinden geçtikleri tarih diliminden bağımsız değil. Cahit’in babası 1960’ların sonundan, tam da suikaste kurban gitmeden birkaç dakika önce sormuş; “İhtiyacımız olan adalet mi hürriyet mi? Biz ne olmak istiyoruz, kul mu hür birer fert mi?” diye. Hakan Tabakan çok naif bir dille anlatmış Türkiye’de pek bir şeyin değişmediğini.

70’lerden bir romanın içine girmiş gibi...

Tabakan’ın edebi yönü hayli güçlü, dili 70’lerde gezinen ama kesinlikle ucuz ‘eskitme’ de kokmayan, Cahit’le Belkıs’ın tatlı sert atışmalarıyla süren ve hüznü kadar mizahı da ağır çeken metnini Volkan Sarıöz; sarkmayan, dağılmayan bir rejiyle sahneliyor.
Sarp Aydınoğlu ve Sezin Bozacı -bu iki isimden de bekleneceği üzere- çok iyi iş çıkarıyor. Onları izlerken 70’lerden bir romanın içinde kahramanlarla birkaç sayfalık bir yolculuğa çıkmışız hissi hiç eksilmiyor. Gecenin gizemli hediyesini, devasa bir kutuyu getirip salonun orta yerine bırakan iki hamal rolünde İbrahim Barulay ve Uğur Senkeri de keza, oyundaki kısacık anlarını sahneyi doldura doldura geçiriyor.
Büyük laflar etmeye kalkışmayan, “geçmişin içinde gizli olduğu o tadı” yakalamayı başaran bir oyun, ‘Mağrur Fil Ölüleri’. Üstelik başından beri çok iyi işlere imza atan, bir dolu tiyatrocu için okul olan, Kocamustafapaşa’da bir gelenek kuran, yaşatan Semaver Kumpanya’nın 15’nci sene oyunu. İyi ki varlar, çok yaşasınlar.

Haberin Devamı

10 ve 11 Şubat’ta, 20.30’da Çevre Tiyatrosu’nda...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!