Güncelleme Tarihi:
Mahir Ünsal Eriş, ‘Bangır Bangır Ferdi Çalıyor Evde’, ‘Olduğu Kadar Güzeldik’, ‘Dünya Bu Kadar’ kitaplarıyla Türk okuyucusunun yakından tanıdığı genç yazarlardan. Eriş’in yeni romanı ‘Öbürküler’ bölüm başlarında Nâzım Hikmet’in ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’ndan alınan epigraflarla ve M. K. Perker’in illüstrasyonlarıyla derinlik kazanmış. Kitap, 1960’lı yılların Türkiye’sini anlatırken cehaletten azınlık sorununa kadar birçok konuyu irdeliyor.
Roman iki bölüme ayrılmış: İlk bölüm Refik Halid Karay’ın, ikinci bölüm ise Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın hatırasına atfedilmiş. Refik Halid Karay, özellikle ‘Memleket Hikâyeleri’ ve ‘Gurbet Hikâyeleri’ kitaplarıyla tanınan bir yazar. Anadolu’yu gezen Karay, köy hayatını idealize eden dönem romanlarının aksine kurnaz memuruyla, tembel köylüsüyle Anadolu’yu realist bir şekilde anlatır. Nitekim ‘Öbürküler’in ilk bölümünde Niğde’den İstanbul’a göç eden Fahrettin Bey ve ailesinin öyküsü abartısız bir şekilde anlatılmakta. Tanıdık bir mebus vasıtasıyla İstanbul’daki Sümerbank’a müdür muavini olarak tayin edilen Fahrettin Bey’in, eşi Fevziye Hanım’ın ve çocuklarının yolculuk esnasındaki düşüncelerini, hislerini ve kaygılarını samimi bir dille anlatıyor Eriş.
Fahrettin Bey’in ‘Menderes’in sigarası’ olarak bilinen Yenice’yi Halk Partililer çoğunlukta olduğu için gizlice içmesi, çocukların ilk defa sandviç yemesi, İnönü’ye yapılan suikast girişiminden sonra Ankara’ya giden tüm yollarda askerin karargâh kurması gibi ayrıntılar önemli. Çünkü bu ayrıntılarla birlikte 60’lı yıllarda halkın nasıl düşündüğünü ve dönemin siyasi atmosferinin nasıl olduğunu öğrenmekteyiz. Kitap azınlık sorununa da değinmekte. Okuyucu, 6-7 Eylül Olayları ve Kıbrıs’taki Kanlı Noel’den sonra vatanlarını terk etmek zorunda kalan ve bir daha geri dönmeyen gayrimüslimlerin dramlarına şahitlik ediyor. “İstanbul’da mukim ne kadar Yunan tabiyetli Rum varsa, ‘200 liradan fazla para, 20 kilodan fazla eşya almamak kaydiyle’ bir gün içinde ülkeyi terk etmesi istendi” diyor anlatıcı. Fahrettin Bey ve ailesinin taşındıkları Arnavutköy’deki ev de bu kanun yüzünden Türkiye’yi terk eden Rum bir doktora ait. Ancak cinlerin musallat olduğu söylenen evde, birtakım olağanüstü olaylar yüzünden Fahrettin Bey ve ailesinin huzuru kaçıyor.
Hüseyin Rahmi Gürpınar, natüralizmden etkilenen bir sanatçı olarak literatürde yerini alır. ‘Gulyabani’ romanı hayli iyi bilinir ve birçok lisede okutulmaktadır. Gürpınar, cehaleti, batıl inancı alay yoluyla eleştirir. Olağanüstü gibi gözüken olayların içyüzünü anlatarak okuyucuyu şaşırtır. ‘Öbürküler’in ikinci bölümü de bu doğrultuda ilerliyor. Ailenin gördüğü canavarın ne olduğunu, evdeki hayvan kuyruklarının, muskaların ne anlama geldiğini merak eden okuyucu, aradığı mantıklı cevapları bu bölümde buluyor.
‘Öbürküler’, olayların ağırlıkta olduğu akıcı bir roman. Yazar, döneme ve kahramanlara uygun bir üsluba sahip. ‘Metrdotel’ gibi döneme özgü Fransızca kelimeler ya da bitirim delikanlıların kullandığı Rumca deyişler yerli yerinde kullanılmış. Bu özellikleriyle kitap, okuyucuyu 60’lı yılların hayatına misafir ediyor.
Öbürküler
Mahir Ünsal Eriş
Resimleyen: M. K. Perker
Karakarga
Yayınları, 2017
142 sayfa, 16 TL.