Güncelleme Tarihi:
Edebiyatımızda derin izler bırakmış eserler için yapılan özel baskılar, bu eserlerin günle yeniden tanışmasına vesile olmakla birlikte geleceğe de bir adiım daha yaklaşmasını sağlıyor. Öte yandan bir hakkı teslim etmek anlamını taşıyor, bir kıymet bilirlik örnekleri olarak öne çıkıyorlar. Önemli tarih dönümlerinde edebiyatseverler de benimsedikleri yazarların, kitapların doğum günlerini kutluyorlar bir anlamda böylelikle. Okurların ve yazarların bir araya gelmesi için yeni fırsat alanları gibi...
Bu yeniden buluşma hissini, bir doğum günü sevincini yakın zamanda bende uyandıran büyük edebiyat emekçisi Nursel Duruel’in artık klasikleşmiş öykü kitabı ‘Geyikler, Annem ve Almanya’ oldu. Edebiyatımızın önemli kilometre taşlarından olan bu öykü toplamı, yayımlanışının 40’ıncı yılında özel bir baskıyla tekrar okurların karşısına çıktı. ‘Geyikler, Annem ve Almanya’nın 40’ıncı yaşı kutlu olsun.
40’ıncı yaşında hâlâ görüyoruz ki genç bir öykü toplamı elimizdeki. Nursel Duruel tüm incelikleri yaşamaya, tüm meseleleri konuşmaya, tüm hassasiyetleri düşündürmeye devam ediyor. Öykülerin içinden şiirin aktığı, anlatımın tüm sadeliğiyle okuru kuşattığı bir toplam elimizdeki.
‘Geyikler, Annem ve Almanya’ ilkin 1982’de yayımlanıyor. Fakat kitaba adını da veren öykü bu tarihten de önce, 1980’de yayımlanmış. Yayımlandığı andan itibaren de büyük ses getiriyor. Yankısı 40 yıl sonraya, bugüne kadar ulaşan bu sesin yayımlandığı dönemde ödüllere değer görülmesi de geç olmuyor. Kitap henüz dosya halindeyken Akademi Kitabevi Öykü Ödülü’nü alıyor. Yayımlandıktan sonra ise edebiyatımızın nitelikli ve bugün de yaşayan ödüllerinden olan Sait Faik Hikâye Armağanı’na değer görülüyor.
Şüphesiz, bu toplamın en bilindik öyküsü kitaba adını da veren ‘Geyikler, Annem ve Almanya’. İlgi de bu öykü üzerine yoğunlaşıyor denebilir. 2005’te İmge Öyküler dergisinin yazarlar arasında düzenlediği ‘1980’den Günümüze En Beğenilen On Öykü’ soruşturmasında ilk sırayı alması da bu öykünün senaryolaştırılıp filme alınması da bundan. Fakat toplam içinde yer alan tüm öyküler, Duruel edebiyatının bugün bizimle birlikte yaşamasına önemli katkılar sağlıyor. ‘03 Nöbeti’, ‘Ölüm Aralarında Kaldı’, ‘Fırıncı Şükriye’, ‘Zaman Aralığında’, ‘Nereye’, ‘Minareden At Beni İn Aşağı Tut Beni’, ‘Yineleme’... Hepsi, öykünün nitelik belirleyen ve Duruel imzasının nitelikli örnekleri olarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Sürekli edebiyatın içinde olmasına karşın yazdıklarını az yayımlamış bir isim Nursel Duruel. Az yazmış demiyorum çünkü yazma ve yayımlama heyecanını ayrı yaşıyor. “Yazmak her zaman çekicidir, yayımlama kararı almak ise daima ikircikli bir süreç: Bir yanınız yayımlansın ister, bir yanınız şiddetle karşı çıkar” diyor Sibel Oral’la Gazete Oksijen için yaptığı söyleşisinde. ‘Geyikler, Annem ve Almanya’ya bu anlamda Duruel’in zengin çekmecesinden okurunun kurtarabildiği kazanılmış bir hak gözüyle bakmak da mümkün. Yine kendisinin dediği gibi “İyi bir yazarın çok kitabı olması edebiyatı zenginleştirir, az kitabı olması yoksullaştırmaz.” ‘Geyikler, Annem ve Almanya’ya bu gözle tekrar eğilmek gerek. Öykücülüğümüz için gerçek anlamda yol haritası metinlerin toplandığı bir kitap elimizdeki.
GEYİKLER, ANNEM VE ALMANYA
Nursel Duruel
Yapı Kredi Yayınları, 2022
104 sayfa.