Güncelleme Tarihi:
İstanbul, tıpkı bir şiir gibi derin duyguların, renkli imgelerin ve zengin tarihi dokunun bir mozaği. Her köşesi farklı bir hikâye anlatan bu şehir, boğazın mavisiyle, yediden yetmişe herkesin yüreğine dokunan mistik bir güzellik sunar. İstanbul'un dar sokakları, gizemli geçmişi, çeşit çeşit insanları ve kültürleri, bir şairin kalemiyle hayat bulan dizeler gibi, ziyaretçilerini hem hüzünlendirir hem de büyüler...
“Poesium İstanbul - 2. Uluslararası Şiir Forumu”nun 32 yıl sonra yeniden İstanbul’da düzenlenmesinin arkasındaki temel motivasyon nedir?
2023’ün mart ayından itibaren Cumhuriyetimizin 100. yıl etkinliklerini planlamaya başladık. 100. yıl etkinliklerini planlarken İBB’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği, özellikle de Cumhuriyetimizin 50. ve 75. yıllarında yaptığı etkinliklerin envanter çalışmasını hazırladık. Bu esnada, 1991 yılında şiirin başrolde olduğu bir çalışmaya rastladık. Şairlerin kenti İstanbul’da bu denli özel bir projenin sadece bir kez yapılmış olması bizi şaşırttığı kadar Cumhuriyetimizin 100. yılına da çok yakışacağı düşüncesiyle hayli heyecanlandırdı. Şiir dünyasının uluslararası açılımlarını destekleyen böyle bir ağın İstanbul’un bir parçası olması gerektiğini düşünerek 32 yılın ardından Poesium İstanbul’un ikincisini yapmak üzere yola koyulduk.
Bu önemli forumun katılımcıları kimler olacak ve hangi konular, temaların öne çıkacak?
ABD, Hindistan, İran, İspanya, İtalya, Lübnan, Yunanistan ve ülkemizden Phoebe Giannisi, Rosa Jamali, Seyyidhan Kömürcü, Tuğrul Tanyol, Vural Bahadır Bayrıl, Yolanda Castaño ülkemizden ise Abdo Wazen, Adnan Özer, Ahmet Bozkurt, Ahmet Telli, Ataol Behramoğlu, Baki Ayhan T., Betül Dünder, Carolyn Forché, Cevat Çapan, Deniz Durukan, Enis Batur, Gonca Özmen, Gökçenur Ç., Gülce Başer, Gülseli İnal, Haydar Ergülen, Hayriye Ünal, Hemant Divate, Hilmi Yavuz, Lale Müldür, Mehmet Özkan Şüküran, Milo de Angelis, Murathan Mungan, Nilay Özer, Orhan Alkaya, Ömer Erdem, Pelin Özer şiirseverlerle buluşacak. Programda şiir okumalarının yanı sıra şairlerle yapılacak özel söyleşiler ve paneller de olacak. İlk Poesium’a katılan Hilmi Yavuz, Cevat Çapan ve Ataol Behramoğlu da bizimle birlikte olacaklar.
“Poesium İstanbul - 2. Uluslararası Şiir Forumu”nda “Dünya Yoldayken Şiir Nereye”, “Cumhuriyetin 100 Yıllık Şiiri”, “2000 Sonrası Şiir, Fanzin, Yapay Zekâ, Şiirin Geleceği”, “Şiirde Feminist Dalga” ve “Şiirde Yeni Olanaklar” başlıklı şiirseverlerin de ilgi göstereceğini düşündüğümüz paneller de var.
"Şiir bizim gibi coğrafyalarda bir nevi terapi Niteliğindedir"
Forum, şairlerin yanı sıra geniş kitlelere nasıl bir etkileşim ve deneyim sunacak?
Ülkemizde şiire olan ilgiyi anlamlandırmak, belli kalıplara sokmak oldukça zor... Yaşı kaç olursa olsun, bu topraklarda doğup, büyüyen herkesin şiire karşı bir ilgisi olduğu kanısındayım. Bugün de dâhil olmak üzere yani günümüz genç neslin bile kalem ve kâğıtla bir mesaisinin olduğunu, en azından birkaç şiir ezberlemek için çaba sarf ettiğini düşünüyorum. Çünkü şiir bizim gibi duyguların yoğun yaşandığı coğrafyalarda bir nevi terapi niteliğindedir. Okuyucu, kendi duygularını bulduğu şiirleri içselleştirir. Ama işin diğer tarafında olanlar; yani duygularını dizelere dökenler kendilerini geliştirecek her imkânı değerlendirmeye çalışırlar. Şiir matineleri, söyleşileri, festivalleri bu nedenle çok ilgi görür. Ülkemizde bunca şiir festivalinin düzenlenmesinin nedeni de halkımızın şiire olan ilgisi, genç şairlerin de kendilerini geliştirecek her türlü fırsatı değerlendirme düşüncesidir.
Şiire ilgi duyan ve kendini bu alanda geliştirmek isteyen gençleri usta şairlerle bir araya getirmek açısından da Poesium’un hayli önemli olduğunu düşünüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde bu etkinliğin özel bir anlamı veya mesajı var mı?
Cumhuriyetimizin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) olarak planladığımız etkinliklerin pek çoğunu gerçekleştirdik.
İBB Kültür olarak da “100. yıla 100 etkinlik” şiarıyla kutlamaya devam ettiğimiz Cumhuriyetin 100. yaşına yakışır bir program olan “Poesium İstanbul - 2. Uluslararası Şiir Forumu” ile bu coşkuyu sürdürüyoruz. Böyle özel bir yılda, bir dize ile yüzlerce sayfalık düşünceyi anlatan, pek çok kişiyi aynı duyguda buluşturan şairlerin İstanbul’da buluşmasını önemsiyoruz. “Dünyanın şiiri, şiirin başkentinde!” mottosuyla gerçekleştireceğimiz Poesium yalnızca şiirseverlere değil, sanatın herhangi bir dalıyla ilgilenen herkese yeni ufuklar açacaktır. Bu özel festivalin tekrar İstanbul’a kazandırılmasında emeği geçen festival direktörleri Haydar Ergülen ve Gökçenur Ç. ile belediyemiz bünyesindeki 100. Yıl Çalışma Ofisi’ne, İBB Kültür ve İBB Miras ekiplerine teşekkür ederim.
Forumun İstanbul ve Türk şiir dünyasına uzun vadede katkıları neler olacak sizce?
Poesium İstanbul'da “Dünya Yoldayken Şiir Nereye”, “Cumhuriyetin 100 Yıllık Şiiri”, “2000 Sonrası Şiir, Fanzin, Yapay Zekâ, Şiirin Geleceği”, “Şiirde Feminist Dalga” ve “Şiirde Yeni Olanaklar” başlıklı panel konularının günümüz şartları içerisinde mutlaka konuşulması, tartışılması gerektiği düşüncesindeyiz. Bu tartışmalar yalnızca şairler için değil, okurlar ve yayın dünyası için de yararlı olacaktır.
Konuk şairlerimiz Carolyn Force, Milo de Angelis, Hilmi Yavuz ve Murathan Mungan ile yapılacak söyleşiler de izleyiciler açısından değerli deneyimler, fikirler edinilmesi adına çok önemli... Hem konuk yabancı şairler hem de ülkemiz şairlerinin bilgi ve birikimlerini paylaşmasının etkisi olacaktır mutlaka.
Uzun vadede baktığınızda şiire sunacağı katkı da aşikâr... Bunun içinde Poesium İstanbul programında yer alan panel konularının daha sonra da konuşulması, tartışılması gerekiyor. Ortaya çıkacak farklı düşünceler, farklı düşünce yapısındaki şairler ve şiirseverler tarafından değerlendirilecektir. Önemli olan aynı düşüncede olmak değil, farklı düşüncelere de açık olmak. Bizi geliştirecek olan da düşünce çeşitliliği... Kültürel anlamda bizi besleyecek olan bu çeşitliliktir.
Foruma katılan uluslararası şairlerle Türk şairleri arasında nasıl bir etkileşim ve kültürel alışveriş bekleniyor?
Her bir şair farklı kültür ve dilde üretim yapıyor ama şiirin dili olan duygular siz de takdir edersiniz ki ortak. Coğrafyanın ve o coğrafyaya özgü karakterlerin beslediği acılar, sevdalar, mücadeleler benzer olsa da dile getiriliş biçimi, edebi olarak ortaya çıkış şekli muazzam farklılıklar gösterebiliyor. Şiirin etrafında toplanan tüm şairlerin bu çeşitlilikten etkilenip, ilham alacağı; şiirin geleceğine yön verecek etkileşimlerin yaşanacağı bir etkinlik olacak Poesium.
Şiirin toplumsal ve kültürel önemi hakkındaki kişisel düşünceleriniz neler?
Şiir, İstanbul’un bir parçası gibi... Bu kadar önemli bir disiplinin hem etkinlik programlarında hem de İBB’nin stratejilerinde özellikle yer alması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bizim topraklarımız az evvel de bahsettiğim gibi söz topraklarıdır. Sözün çok güçlü olduğu topraklardır. Bu toprakların zenginliği olan insanımızın hem geleneksel hem de çağdaş söylemi oldukça önemlidir. Şiir ise hepsinin dili... Hepsinin ortaklaştığı ve buluştuğu yer.
İstanbul da şairlerin kenti. İstanbul’un kendisi şiir gibi zaten. Kentimizin böyle bir etkinlikle buluşması hem sanatsal anlamda disiplinlerin birçoğuna yer veren hem de kültürü demokratikleştiren bir belediye olma anlamında bizi onurlandırıyor ve gururlandırıyor. Ayrıca edebiyata, özellikle de şiire ilişkin projelerin artması, İstanbul’da kültürel çeşitliliğin yoğunlaşması aynı zamanda ilkesel bir hedef… Bu hedefi gerçekleştirme yolunda Poesium’a ev sahipliği yapmak bizi duygulandırdığı kadar onurlandırıyor da…
Kişisel olarak, sizin şiirle olan ilişkiniz nasıl şekillendi? Hatırladığınız ilk şiir veya mısralar hangi şaire ait ve bu dizeler sizin için ne ifade ediyor?
Sanatın içine doğmuş ve büyümüş biriyim. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Halk Oyunları Bölümü'nde eğitim gördüm. Ardından da Haliç Üniversitesi Türk Müziği Bölümü'nde Güvenç Abdal Ocağı Semah ve Deyiş Kültürü üzerine yüksek lisans yaptım. Müzisyen bir eğitmen olarak uzun yıllar farkı okullarda ve gruplarda çalıştım. Bunun yanında radyo programları hazırlayıp, sundum. Kültürler ve toplumların sanata bakı açıları üzerine araştırma yapmayı ve bu alanda yazmayı seviyorum. “Arguvan Yöresi Halk Oyunları”, “Malatya Arguvan Yöresi Geleneksel Kıyafetleri” ve Arguvan’ın önemli halk ozanlarından “Eymirli Âşık Ali Asgar (Sefili) Berktaş’ın Hayatı ve Eserleri” adında üç kitabım var. Kıymetli Eymirli Âşık Ali Asgar (Sefili) Berktaş ile ilgili yazdığım kitapta ozanın yüzlerce şiiri içerisinden yaptığım seçkinin yanı sıra şiiri ve yaşamı üzerine değerlendirmem yer alıyor.
Halk ozanları, şairler tarih boyunca toplumumuzun belleği olmuşlardır. Saz ile söz söyleme sanatının toplumun gidişine yön verip, aynı zamanda o günü ve geçmişi anlatıyor olması benim açımdan büyüleyici.
Şu an aklıma ilk gelen mısra yine Sefili’den: “Erdemli ol gönüllere giresin”. Muazzam... Ben kendimi halk şiirine de çağdaş şiirimize de yakın görüyorum, ama Ahmet Telli’yi okumaktan büyük keyif aldığımı söyleyebilirim.
"Poesium İstanbul 2. Uluslararası Şiir Forumu"nun oturumları İngilizce-Türkçe, ilgili oturumları ise İtalyanca simultane tercüme ile desteklenmiş. Forumun ücretsiz biletlerine ise İstanbul Senin uygulaması üzerinden ulaşılabiliyor.