Güncelleme Tarihi:
‘Medea’ Yunan Mitolojisinin ve tragedyanın en güçlü, en karmaşık kadın karakteridir. Euripides’in M.Ö. 432’de sahneye koyduğu Medea’nın kişiliği ve serüveni her çağda yorumlanıp edebiyat, tiyatro ve sinemaya konu oldu. Hikâyesi Batı’da 2 bin 500 yıldır büyük ölçüde erkekler tarafından anlatılan ‘Medea’ kimine göre feminist, kimine göre bir sapkınlık ifadesi. Öfkesinden kurtulmak ve kocası İason’dan intikamını almak için anneliğin doğal bağlarına meydan okuyan bir kadın. Azra Erhat’ın dediği gibi; “Yerine göre egzotik ve ilkel karakteri üstünde durulur, kendi kardeşlerini kesip parçalarını yol üstüne serpen, ondan da öte kendi karnından doğmuş çocukları öldürüp babalarının önüne seren korkunç bir büyücü kadın diye gösterilir, yerine göre de seven ve hor görülen, fedakârlığı karşılıksız kalan, yabancılık, itilmişlik, kıskançlık duyan bir kadının dramı canlandırılır gözümüzün önünde.” Thomas Mann Ödülü de dahil birçok ödül kazanan yazar Christa Wolf’un, Medea’nın kendi hikâyesini anlatmasına izin veren yorumu ise öbir feminist zafer olarak nitelendiriliyor. Wolf Medea’yı kurban, İonas’ı da kötü adama dönüştürüyor. Yazar, yeniden yorumladığı efsane ile geçmiş zamanların anaerkilliğini mevcut ataerkil toplumsal yapılara karşı bir ütopya olarak sunuyor.
Fikirlerinden dönmeyen sosyalist ve vatandaşı olduğu Doğu Almanya’daki komünist rejimle mesafesini koruyabilmiş bir yazar Christa Wolf (1929-2011). Yunan mitolojisini siyasal görüşleri için kullanmaktan da çekinmiyor. 1996’da yayımladığı ‘Medea.Sesler’de İason ve Argonaut’ların Kolkhis’ten Altın Postu çalması ve Korinthos’taki evine geri götürmesine yardım eden Medea’yı yeniden ele alıyor. Kral Kreon’un kollarını açarak karşıladığı ‘Argo’ gemisinde Medea, İason, Argonautlar ve mültecilerin Korinthos’a sığınmalarının ardından yaşananları kadın bakış açısıyla anlatıyor. Göçmenlere tepeden bakmaya başlayan Korinthoslular’a karşı Medea’nın gururlu tavrı, erkek egemen toplumu rahatsız ediyor. Yazar uysal bir karakter yerine, kendini kurtarmak için en küçük adımı bile atma isteksizliğiyle herkesi sinirlendiren, her yerde üstünlüğünü insanların yüzüne vuran bir kadını resmediyor. “Barbar, babasına ihanet eden cadı, aşkın delirttiği kadın, kardeş katili” söylentiler yayılmaya başlıyor. Korinthos halkı, hiçbir kanıt olmamasına rağmen, Medea’nın tüm kötülüklerin nedeni olduğu konusunda ısrar ediyor. Doğudan gelen koyu tenli insanlara güvenmiyor, onları şehrin köhne kısımlarında yaşamaya zorluyorlar. Liderleri olarak gördükleri Medea ortadan kaldırılırsa da parlak günlerine döneceklerine inanıyor ya da inandırılıyorlar. Tahtını korumak için en küçük kızını gizlice feda eden Kral Kreon, Medea’nın araştırmalarıyla açığa çıkmak üzereyken, İason kendini kurtarmak için Kral’ın tarafını seçiyor. Medea’ya onları lanetlemekten başka bir yol kalmıyor.
Christa Wolf, Medea’nın yeni görünüşünün öznel olduğu izlenimini vermemek için tek bir anlatıcı yerine altı ‘ses’ten yaralanıyor. Medea’dan dört monolog, İason ve Leukon’dan iki, Agameda, Akamas ve Glauke’den birer monolog duyuyoruz. Wolf, farklı karakterleri yansıtırken, üsluplarını değiştirmek konusunda da tam bir usta. Medea onu çevreleyen zor koşulları, suçlamaları anlıyor ve onu nerelere götüreceği konusunda çok düşünceli. İason ise küstah bir dil kullanıyor.
Antik Yunan tragedyasının malzemesine eklenen cinsiyetçilik, sömürgecilik, yabancı düşmanlığı, dışlama ile okuyucuyu heyecan verici siyasi gerilim de bekliyor ‘Medea.Sesler’de.
MEDEA.SESLER
Christa Wolf
Çeviren: İlknur İgan
İş Kültür Yayınları, 2021
192 sayfa, 18 TL.