Güncelleme Tarihi:
Dünyanın en önemli ve büyük antik kentlerinden Antalya'nın Aksu ilçesindeki Perge'de kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. 'Türkiye'nin ikinci Zeugması' olarak da adlandırılan nekropol alanında 2003 yılında içinde 'Medusa' ve 'Okeanos' mozaiklerinin bulunduğu anıtmezarlar ortaya çıkarıldı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu başkanlığında yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan ve Türkiye'de ilk olduğu belirtilen denizler tanrıçası 'Okeanos' ve gözlerine bakan kişiyi taşa çevirdiğine inanılan 'Medusa' figürlü iki mozaiğin bulunduğu anıtmezarların korunması için bölgede yoğun güvenlik önlemi alındı.
Bu kapsamda nekropol alanına giriş ziyarete kapatılırken, milattan sonra 3'üncü yüzyıla ait lahit ve mozaiklerin birebir optik görüntüleri çekildi. Alan ise güvenlik kamera sistemiyle 24 saat koruma altında tutuluyor. Güvenlik önlemleri kapsamında iki önemli mozaiğin bulunduğu oda mezarların kapılarına demir kapı takıldı. Yaklaşık 2 bin yıllık tarihe sahip anıtmezarların girişindeki taşlar delinerek demir kapılar monte edildi.
DEVRİNE UYGUN KAPILAR TERCİH EDİLEBİLİRDİ
Söz konusu yapının antik mezarlık alanı içinde ortaya çıkan eserler açısından öncelikle korunması gerektiğini belirten Arkeoloji ve Sanat dergisinin kurucusu, Perge ile ilgili kitapları da bulunan arkeolog Nezih Başgelen, "Ülkemizde en önemli sorun bu tip eserlerin arazide ya da bulunduğu yerlerde definecilere karşı korunamaması. Bu açıdan ilgili kurulun böyle bir kapıyı gerekli gördüğü anlaşılmaktadır. Bu eser daha iyi korunan bir alanda olsaydı devrine uygun daha farklı çözüm geliştirilebilirdi. Ama ne yazık ki ülkemiz bu bilinç düzeyinde değil. Bu örnekte de anıtmezarların içindeki eserler ve mozaiklerin korunması amaçlanmış. Söz konusu yapı Perge'nin ziyarete kapalı kesiminde, açık bir alanda olduğundan kazı başkanlığının böyle bir koruma önlemine mecbur kaldığı anlaşılmakta" dedi.
KORUNMASI İÇİN GEREKİYOR
Birçok tarihi alanda da bu tarz koruma tedbirlerini alma zorunluluğunda kalındığını belirten Başgelen, "Böyle yerler denetim altında. Kameralı güvenlik sitemi olsa dahi örneğin İstanbul'da Silivrikapı hipojesinde yaşandığı gibi, semt karakolunun hemen yakınındaki benzersiz bir anıtmezar gerekli her türlü koruma önlemine rağmen yerinde korunamamış, hırsızlık ve tahribata maruz kalmıştı. Keşke daha güvenli bir ortamda ve medeni bir çevrede olsa. Böyle bir yapıya yakışan, devrine uygun kapılar yaptırılıp konmasıdır. Ancak bulundukları yer nedeniyle bu mümkün olamıyor" diye konuştu.