Güncelleme Tarihi:
Arkas Sanat Merkezi, ağırlıklı olarak yazın ve sahne sanatlarını merkezine koyduğu ‘1001 Gece’ sergisinin kapılarını açtı. Adını masal kahramanı Şehrazat’ın masallarından alan sergi, Avrupa’yı 18. yüzyıl ağırlıklı olmak üzere etkisi altına alan oryantalizm akımının edebiyattan başlayarak resimden sahne sanatlarına; tiyatro, bale, kostüm gibi görsel ve dekoratif sanatlar üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor. Bu çok disiplinli serginin küratörü ise Jean-Luc Maeso.
Pers Prensesi olarak tanıdığımız Şehrazat’ın, kini yüzünden kadınları idam ettiren Sultan Şehriyar’a sabah olurken en heyecanlı yerinde keserek binbir gece boyunca anlatmayı sürdürdüğü masallar, farklı versiyon ve dillerdeki çevirileriyle dünya edebiyatında önemli bir yere sahip. Yaklaşık 2000 yıllık bu öykülerin kökeni Hindistan’a uzanıyor. Sonrasında, Pers ve yaklaşık 8. yüzyılda Arap coğrafyasında yolculuk eden öyküler, yerel ve İslami öğelerle zenginleştiriliyor. Arapça elyazması en eski metin 15. yüzyılda sona eriyor ve sonrasında kaderi Batı dünyasıyla, Antonie Galland’la kesişiyor. Galland’ın uyarlama ve düzenlemeleri Avrupa’da olduğu kadar Arapçaya yapılan çevirilerde etkili oluyor.
Arkas Sanat Merkezi, Antoine Galland’dan hareketle dünya edebiyat ve sanatını derinden etkileyen masalların günümüze değin görsel ve dekoratif sanatların farklı alanlarındaki izlerini bir araya getirmiş. Sanat merkezinin sergi mekânlarını da baştan başa dekoratif öğelerle ele alınmasıyla Arkas Sanat Merkezi oryantalizmin bu önemli eserinin adeta sahnesine dönüşüyor. Sergide Arkas koleksiyonundan oryantalist resimlerle birlikte Paris Ulusal Operası/Opéra Garnier, Comédie-Française, Fransa Ulusal Kostüm Müzesi (Moulins), Fransa Ulusal Kütüphanesi, Müziksev, Antik AŞ gibi önemli sanat kurumları ve özel koleksiyonlardan getirilen eserler yer alıyor. Christian Lacroix’nın ‘Şehrazat’ balesi ve İtalyan kostüm tasarımcısı Franca Squarciapino’nun klasik baleyle yorumlanan Hint masalı ‘La Bayadère’ için hazırladığı tasarımları da Türkiye’de ilk kez İzmir’de sergileniyor.
Sergiyi bugünle ilişkilendiren önemli unsursa sergi kapsamında yer alan yerleştirmeler. Felekşan Onar ve Suhandan Özay Demirkan’ın Arkas binasındaki enstalasyonlarına ek olarak, yine sergi paralelinde Fransız Kültür Merkezi’nde Julien Salaud’un da mekâna özgü bir yerleştirmesi bulunuyor. İçerdiği dekoratif unsurlarla özellikle çocuklar için büyülü bir mekâna dönüşen Arkas Sanat Merkezi, çocuklara özgü atölye programlarıyla küçük sanatseverler için unutulmaz bir deneyim alanı olacak.
‘1001 Gece’nin İzmir için ayrı bir önemi var. Her ne kadar Galland, IV. Mehmet dönemindeki Fransız elçisinin kâtibi olarak yaşamının farklı pasajlarını İstanbul’da geçirmiş olsa da, Jean Luc Maeso ‘1001 Gece’nin bir bölümünün Galland’ın eline İzmir’e yaptığı gezi esnasında geçmiş olabileceğini hatırlatıyor. Antoine Galland’ın İzmir üzerine bir kent tarihi kitabı da bulunuyor.
Galland gibi dönemin Doğu’ya seyahat eden yazarları, Avrupa’nın imge dünyasında Doğu’nun bir uzam olarak yer almasını sağladılar. Hayal sınırlarını aşan bu egzotik bahçe, İngiliz romantiklerinden başlayarak tüm dünyanın başını döndüren Şehrazat gibi kahramanların evi oldu. Anlattığı öyküler sayesinde idam edilmekten kurtulan; kıvrak zekâsı ve yaratıcılığıyla ölüme karşı koyan Şehrazat, Batı dünyası için Doğu’ya dair bir arketip, güçlü bir metafor olarak da okunmalı.
Şehrazat’ın İzmir’e taşınan bahçesi, ‘1001 Gece’, Arkas Sanat Merkezi’nde 31 Aralık’a dek görülebilecek.