‘10 saniyede geçtiğimiz onlarca hikâyeden sadece biri’

Güncelleme Tarihi:

‘10 saniyede geçtiğimiz onlarca hikâyeden sadece biri’
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2017 11:46

Gazetelerin üçüncü sayfalarında gördüğümüz ama ‘Benim başıma gelmez’ deyip geçtiğimiz ne varsa Burcu Arman’ın ilk romanı ‘Koşarken Belli Olmaz’da kendine yer bulmuş. Bir ‘kaybolma’ ve ‘cinayet’ vakasını hayatın içine yerleştiren Arman’la kitabını konuştuk...

Haberin Devamı

Kitabın adına ve polisiye kısmına geleceğiz fakat öncelikle şunu sormak isterim: Hayatlarımızın bu kadar kolay üçüncü sayfa haberi olabileceğinden hareketle mi bu kitabı yazdın?
Aslında evet. Kendimin de kolaylıkla bir üçüncü sayfaya haber olabileceği gerçeğiyle yüzleştiğimde... Sesimi duyurmak, doğru insanlara ulaşmaya çalışmak hiç bu kadar zor ve korkutucu olmamıştı. Bu bir otobiyografi değil ama 10 saniyede geçtiğimiz onlarca hikâyeden sadece biri ya da ikisi belki de. Bizim için; başkası, öbürü, tanımadığımız birileri gibi geliyor kulağa. Aslında hiç de öyle değil. Korkutucu geliyor biliyorum ve belki de böyle olmalı aslında. Çünkü gerçek bu.
‘Koşarken Belli Olmaz’ın bir tezi de sevilmeden paylaşılan hayatların yaşanması. Bu, her geçen gün biraz daha cinnete mi dönüşüyor Türkiye’de?
Sanırım sosyal medyanın ergenlik çağını yaşıyoruz. Elimizde hâlâ tam olarak nasıl kullanacağımızı bilemediğimiz bir güç var. Bunun sınırı nerede, henüz kestiremiyoruz. Biraz daha uca giden, diğerlerini de çekiyor yanına. Bir noktada bazılarımızda gerçek hayat ile sosyal medyamız arasında derin bir vadi oluştu sanki. Kimisi hiperreel görünüp ağladığı anı bile paylaşırken bir diğerinin paylaşımları onu dünyanın en mutlu insanı gibi gösterebiliyor.
Kitap aynı zamanda bir polisiye. Kitabı hem biten bir ilişkinin hem de faili meçhul bir cinayetin peşine düşen bir polisiye olarak tanımlarsak doğru olur mu?
Bence iyi bile olur. Çünkü aslında çoğu hikâye gibi hayatının cevaplarının peşine düşenlerin hikâyeleri var kitapta. Kimi doğru kimi yanlış yoldan giderek...
Kitabın adı çok güzel. Tıpkı hayat gibi: Koşarken belli olmaz. Ne demek istersin?
Beğenmenize sevindim, aslında bu vesileyle kitabın isim babası Derviş Şentekin’e bir kez daha teşekkür edeyim. Kitabı daha iyi tanımlayan bir isim bulamazdım sanırım. Koşarken belli olmaz, terzilik ya da marangozluk benzeri mesleklerde olduğu gibi gazetecilikte de kullanılan bir deyim aslında. Yapılan ufak bir hatanın işin geneline vurulduğunda görülmeyeceğini ifade ediyor. Yapılan bir tashih kocaman bir haber içinde göze batmaz gibi. Dolayısıyla evet söylediğiniz gibi hayatla bağı oldukça kuvvetli.
İlk kitap yazmanın ne gibi handikaplarını yaşadın?
Bu ilk kitabım olduğu için bir soru sorsam kendime muhtemelen tam olarak bununla ilgili olurdu. “İlk kitap yazmanın ne gibi handikaplarını yaşadın” gibi... Çünkü fazlasıyla yaşadım. Aşağı yukarı 20 yıldır yazı yazarak para kazanıyorum. Bir dönem düzenli blog yazıları yazmak dışında kendim için hiç yazmamıştım. Ve ortada bir deadline olmadan yazmanın bu kadar zor olacağını da hiç düşünmemiştim. Bir dönem hiç bitmeyecek gibi geldi. Kitap tanıtım yazıları yazdığım için de başkasının kitabı olsa ve ben yorumlamak için yazıyor olsam ne derdim diye okudum defalarca. Ama bunlarla bir yere varamayacağımı anlayınca zor da olsa düştüm peşimden.

Haberin Devamı

‘10 saniyede geçtiğimiz onlarca hikâyeden sadece biri’
KOŞARKEN
BELLİ OLMAZ
Burcu Arman
Çınar Yayınları, 2017
220 sayfa, 18 TL.

BAKMADAN GEÇME!