Kırık dökük...

Ona sorsam:

- Genelevler hakkında ne düşünüyorsun?

Gerisi malûm.

Maksat gazetecilik olsun.

*

Şimdiki Başbakan var ya...

12 yıl evvel İstanbul’a Belediye Başkanı olduğunda, ödümüz koptuydu genelevleri

kapatacak diye.

Günlerce yazdık çizdik.

Ayağının tozuyla “ilk icraatı” bu mu olacaktı? Kıyameti kopardık.

O da şaşırdı.

Kim uyduruyor bunları diye sordu.

Manşete taşıyıverdik.

Dedik ki:

- Yeni Başkan, genelevler için güvence verdi.

Maksat gazetecilik olsun.

*

Arkadan bir bomba daha patlattık.

- İstanbul’a vize.

Ne vizesi?

Kim demiş?

Kime demiş? Nerde demiş?

Sonra ne oldu bilmiyorum.

Ama şimdi daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız:

Sokakta içki yasağı.

Nasıl yâni?

Benim canım Salacak Sahili’nde balık tutarken içki içmek istiyor. Üsküdar İskelesi’nde bir çilingir sofrası fena mı olur? Yahu Kuzguncuk Parkı’nda mangal yakıp bir şaraplayamayacak mıyım?

Ne biçim demokrasi?

Üf, bu Papa da nerden çıktı şimdi?

Gidip ne sorsam acaba?