Kim hasta…?

Denizli              : Yazık yazık, en zor gününüzde çifte kupa vermedim mi kucağınıza ?

Demirören        : Hocam sen takma kafana. Yalan yazıyorlar.

Denizli              : Ne yalanı yaaa? Hepiciği de mi yalan yazıyor ?

Demirören        : Hocam sen üzülme, iyileşmene bak yeter. Seni çok seviyoruz çünkü..

Denizli              : Al işte, şimdi de hasta muamelesi yapıyorsunuz. Bahaneniz bu mu şimdi.?

Demirören        : Hocam Valla hastaymışsın. Mete Düren söyledi, bilirsin iyi çocuktur.

Denizli              : Ya bilmiyor musunuz doktorları ? Sağlam gitsen hastaneye, hasta çıkartırlar adamı.

Demirören        : Hocam, sağlığınız her şeyden önemli bizim için.

Denizli              : Madem sağlık en önemli şey, diğer adaylardan Lucescu’nun canı patlıcan mı?

Demirören        : Feraye’yi (!) ay pardon Lucescu’yu nerden biliyorsun…?

Denizli              : Geçen sene Lucescu bypass olmuştu, şimdi taş gibi. Naaabeer..

Demirören        : Hocam siz de çok inatçı çıktınız. Bir türlü istediğimiz futbolcuları almadınız.

Denizli              : Hah şöyle, sadede gelelim.

Demirören        : Seyirci “Quaresma Quaresma” diye evimin önünde açlık grevi yapıyor…

Denizli              : Eeee…

Demirören        : Siz istemiyorsunuz Quaresma’yı. Taaa oralardan kulağına gitmiş çocuğun.

Denizli              : Zaten Quaresma da yanıp tutuşuyordu bize gelmek için.

Demirören        : Dünya kadar forma sattırır.

Denizli              : Formayı Quaresma sattırır, artık onun yerine de ben koşarım.

Demirören        : Dünya kadar kaliteli futbolcu aldık, yüzlerine bile bakmadın, oynatmadın.

Denizli              : Kimi aldık? Tabata ile Nihat’ı mı? Hem onları ben almadım, siz aldınız.

Demirören        : Siz demediniz mi Tabata için “iyi futbolcu” diye ?

Denizli              : Ben “iyi futbolcu” dedim. “Alın” demedim ki?

Demirören        : Zaten geldiğinizden beri arzuladığımız futbolu göremedik..

Denizli              : Mourinho’nun Inter’i çok iyi futbol oynuyor ? Siz önce futbolcuların paralarını verin.

Demirören        : Size ne futbolcuların alacaklarından.?

Denizli              : Parası biten yanıma geliyor. Teknik adam mıyım, dert babası mıyım bilmiyorum.

Demirören        : Hocam, hastasınız siz hasta…

Denizli              : Valla bravo size. 2 ay önce hastalanacağımı bilmiş, Schuster’le anlaşmışsınız.

Demirören        : Ben anlaşmadım. Belki Serdar görüşmüştür.

Denizli              : Buyrun cenaze namazına.

Demirören        : Hani, var mı bir transfer listeniz? Sizin almak istediğiniz futbolcuyu seyretmeye kimse gelmez.

Denizli              : 2 senedir Volkna Şen’i alın diyorum, siz “ismi büyük cismi küçük” futbolcu peşindesiniz.

Demirören        : Hocam, sizinle vizyonumuz uyuşmuyor. Sizin hedefleriniz güdük kalıyor. Mayamız tutmadı sizinle…

Denizli              : Bakın, bu fikrinize saygı duyarım. “Bırak” deyin bırakayım. Ne o öyle “hasta” bahaneleri?

Demirören        : Siz boşverin bu stresli işleri, iyileşmeye bakın.

Denizli              : Siz getirin başka bir hocayı. Ben de ibret-i alem için İran’a gitmezsem..

Demirören        : Hocam öyle bir şey yapmayın, patlarız…

Denizli              : Arada Beşiktaş olmasa, hemen gideceğim.

Demirören        : Hocam, kulüpten alacağınızı verelim. Dostça ayrılalım.

Denizli              : Para önemli değil benim için. Öyle olsaydı geçen sene gitmiştim İran’a.

Demirören        : Hocam, size tekrar geçmiş olsun.

Denizli              : Cümlemize.

Bu hayali diyalog böyle uzar gider.

Ama Beşiktaş taraftarı iyi bir teknik direktörle, eksik mevkilere yapılmış nokta transferlerle, tam kadro sezon açılışının ne zaman yapıldığını hatırlamıyor bile. Muhtemelen bu sene de böyle olacak. “Denizli ile vizyonumuz uyuşmadı. Schuster’le anlaştık. Şu şu futbolcuları istedi, biz de aldık” deseler, gıkımız çıkmayacak. Ama nerdeeee?

Kimin transfer ettiği belli olmayan futbolcular alınacak yine. Sonra bir teknik direktörle anlaşılırlar. 10-15 gün antrenmana çıkılır, kadronun yetersiz olduğu anlaşılınca yeni transfer arayışlarına girilir. Kimseyle anlaşamamış, ortada gezinen birini astronomik bir paraya kakalarlar menejerler bu sene de. Artık lig başlayalı 4-5 hafta olmuştur bile.

Olan da tribünleri dolduran zavallı seyircilere olur.

Offf of..