Güncelleme Tarihi:
Dekorasyon hepimizin günlük hayatının bir parçası. Yeni bir eve çıkan profesyoneller, evlenecek çiftler ve evinin yıllardır aynı şekilde görünmesinden bıkan kişiler için en kolay çözüm salonlarında değişiklik yapmak. Aynı zamanda son yıllarda firmalar da dekorasyon konusuna daha fazla önem vermeye başladı. Evlerin salonlarına konulan yeni bir sehpa ve tablo mekana farklılık katarken, ofislerdeki çalışma ortamlarında doğru renk ve dokuların kullanması da motivasyonu artırıyor. Peki 2012 yılında dekorasyon trendleri, kullanılacak materyaller, renk kombinasyonları nasıl olacak? Türk tasarım firmaları bu konudaki görüşlerini anlattı.
Zıt renkler kullanılacak
Sarının ve yeşilin pastel tonları, mavinin ise kirli tonları ve turkuaz öne çıkacak. Kırmızının tüm diğer renklerle karışımları ise başrolde olacak. Gül kurusundan, fuşya rengine, liladan patlıcan moruna kadar tüm seçenekleri ile mekanlara canlılık katacaklar. Fakat tüm bu renkler, grinin ve kahverenginin koyu tonları ile kombine edilebilecek.
Tuna Ev Genel Müdürü Ayşe Tuna Gülsoy, “Yumuşak renkler, doğadan ilham alınan renkler ve detaylar öne çıkacak” diyor ve ekliyor: “Kareler, daireler, çizgiler ve üçgenler, retro desen ve geometriler 2012’de öne çıkanlardan. Koltuklarda 2012 yılında koyu renklerin öne çıktığını görüyoruz. Antrasit gri, koyu şarap rengi, toprak tonları, biber kırmızısı da kullanılacak. Koyu renklerin yanında bej, berrak mavi, turkuaz (yeşile çalan mavi) da öne çıkan renklerden. Duvar boyaları ile zıtlık oluşturacak renk kullanımları öne çıkacak.”
Gülsoy’a göre 2012’nin mobilya trendlerinde ise ahşap kullanımı öne çıkıyor. “Doğal ahşap, ham materyaller egzotik ahşaplarda doğallık öne çıkıyor. Yatak odalarında doğanın rengi yeşilin sadeliği ve dinginliği en iyi yatak odalarında kendini hissettiriyor. Düz hatlı, İskandinav tarzı sert görüntülü mobilyalar öne çıkıyor.”
Güzel yaşlanan, fonksiyonel mobilyalar
Derin Design’ın mobilya tasarımcısı Derin Sarıyer, insanların artık güzel yaşlanan mobilyalara yöneldiğini belirtiyor ve “Salt fonksiyonları ve geçici estetik değerleri olan mobilyalar, yerini uzun süreler boyunca duygusal bağlar kurabilecekleri, güzel yaşlanan mobilyalara bırakıyor. Karşıtlıkların dengesini yakalayabilen oluşumlar ile birlikte markalar ve tasarımcılar öne çıkacak. Mekanlarda yumuşak ve sakin tonların ihtişamı yakalayacağı, sadelik ve konforla natürelliği ifade eden ve anlam içeren tasarımların sivrileceği bir yıl olacak” diyor.
Sarıyer, salonlarda kullanılan mobilyalarda rahatlık ve fonksiyonun öne çıkması gerektiğini söylüyor. “Evin en çok vakit geçirilen bu bölümlerinde öncelikli olarak rahatlık ve fonksiyon dikkate alınmalı. Herkesin kişiliğini yansıtan seçimler yapması gerekir. Farklı malzemeler kullanarak ve bunları çeşitlendirerek kendi tarzlarını yaratmaları hem kendilerini mutlu edecek, hem de modayı birebir uygulamadıkları için uzun süre kullanmalarını sağlayacaktır.”
Yeni renkler kullanın
Bu sene iddialı renkler duvarlarda boy gösterecek. Özellikle turuncu, sarı ve yeşilin parlak tonları öne çıkacak. DYO’nun turunç çiçeği, pastel sarı, tomurcuk ve fıstıki gibi canlı renkleri ve bu renklerin de içinde bulunduğu kombinasyonlar enerjinizi yükseltecek. Böylelikle doğal yaşamı sevenler, 2012 yılında iç mekanlarda da kendilerini doğada gibi hissedebilecekler. Yeşil ve sarı tonlarıyla renklenen duvarlar huzurlu hissetmenizi sağlar.
Bu yılın en moda renkleri arasında koyu tonlar da boy gösteriyor. Geniş mekanlarda, eğer mobilyalarınız, halı, perde gibi aksesuarlarınız da uygunsa, duvarlarınız için koyu renkleri tercih edebilirsiniz. Daha küçük ve loş mekanlar içinse koyu tonları birden fazla duvarda değil tek bir duvarda kullanmanızı tavsiye ederiz. Ortaya çıkan açık - koyu renk kombinasyonları evinize farklı ve hoş bir hava katacaktır. DYO’nun çikolata tonlarındaki sufle ve latte renklerini ya da oya çiçeği rengini kullanarak, çeşitli kombinasyonlar da yapabilirsiniz.
Ofislerdeki ışıklandırma sorununu çözün!
Ofis dekorasyonunda bütün mekanın tek bir renk veya beyaz olması çalışanların gözlerini ve psikolojilerini uzun vadede negatif etkiliyor. Örneğin reklam ajansında, ofisin genel mekanının çalışanların yaratıcılığı tetikleyen bir yapısı olmalıdır. Söz gelimi bir hukuk bürosu gibi daha ciddi bir ofisin dekorasyonunda ise, firmanın kurumsal görüntüsü açısından tasarımda bir güvenilirlik göze çarpmalıdır.
DesignLABistanbul’un sahibi Mimar Ejder Çetiner, “Ülkemizde ofis dekorasyon uygulamalarında en büyük hatanın aydınlatma esnasında yapıldığını düşünenlerdenim” diyor ve ekliyor: “Emek verilmiş iyi uygulamaların bir çoğunda yanlış bir aydınlatmaya maruz kaldığını görüyorum. Fazla ışık, yüzey dokularının renk algısını kaybetmemize neden olur ve gözlerimizi yorar. Karanlık bir ortam ise enerjimizi negatif yönde etkiler. Buna çözüm olarak çalışma istasyonlarına yakın lokal aydınlatmalar ve bunu destekleyen daha zayıf genel mekan aydınlatmaları önerebilirim. Günümüz trendi sarkıt aydınlatmalar ve tavana ankastre kullanılabilen yeni nesil gün ışığı led aydınlatmaları bu amaca uygun değerlendirebiliriz. Renkler konusunda hassas davranıyorum. Beyaz ve gri ofisler gerçekten temiz ve profesyonel bir görüntü veriyor. Fakat tüm ofisler aynı olunca zamanla çalışanlara sıradanlık ve kasvet duygusu aşılıyor. Kendi ofis dekorasyonlarımda beyaz, antrasit ve kahvenin tonları asla vazgeçemediğim ana renkler. Fakat yeni koleksiyonumda yine bu renklerle mekanı önce ağırlaştırıp sonra içine katacağım birbirinden canlı renklere sahip ufak mobilya elemanlarıyla mekana daha sıcak bir görünüm vermeyi planlıyorum.”
Ofislerde dolaylı ışık kullanılması gerektiğini belirten Derin Sarıyer ise, “Dolaylı ışıkların insanların ruh haline getirdiği pozitif etkiler bilimsel açıdan da kabul ediliyor. Çalışma mekanlarının doğal bir uzantısı gibi planlanmış aydınlatma sistemleri ofislere biz ilk bakışta fark etmesek de huzur katıyorlar. Işığın doğru tasarlanmasının çalışanların motivasyonuna dramatik boyutlarda pozitif etkisi olmaktadır” diyor.
Geri dönüşümlü ürünler öne çıkıyor
GC Mimarlık’ın kurucusu İç Mimar ve Peyzaj Mimarı M. Şebnem Gürcün’e göre, bu yıl tasarımcılar özellikle geri dönüşümü ön planda tutuyor. “Çevreye ve sağlığına dikkat eden bireylerin artışı ile dekorasyonda ekolojik dalganın hakim olacağı, geri dönüşümlü malzemelerin daha çok kullanılacağı, kısa vade yerine uzun vadeli ekonomik/toplumsal karlar üzerinden düşünülebilen bir süreç yaşayacağız. Klasik ürünler yeniden tasarlanırken, yenilenmiş mobilyalar da evlerdeki yerini alıyor. Parlak materyallerle, mat zeminler bir arada olacak. Cilasız ahşap doku, boyalı mobilyalarla tamamlanacak. Dolayısıyla gerçeklik duygusu veren, sıradanlıktan uzak, seçim özgürlüğünün ön planda olduğu, her zamankinden daha fazla mekanlar ortaya çıkacak.”