Güncelleme Tarihi:
*
Paranın gözünü seveyim, adamın bedenini de alır çatır çatır, ruhunu da...
Şükrü Baban, “Namuslu adamdır” diyene, hep aynı şeyi sorarmış:
- Kaç paralık?
Yani kaç paralık namusludur, kaç paraya dayanabilir?
*
Zeytinyağımı alabilirsin, ama zeytin ağacımı, ASLA!
Yani, daha doğrusu, kaç para veriyorsun, onu söyle de önce...
*
Hanımlar, beyler,
Asırlık zeytin ağaçlarımız tehdit altında.
Siz bu yazıyı okurken, iş işten geçmiş bile olabilir, korkarım.
Asırlık zeytin ağaçlarımız TIR’lara yüklenip, zengin züppelere peşkeş çekiliyorsa, şaşmam!
Muhtemelen “mobilya” ya da “yakacak odun” faturasıyla...
*
Tamam, tamam, açıklıyorum.
Côte d’Azur sosyetesinin yeni merakı, züppeliğin son kertesi nedir, diye sorsam, imkanı yok tahmin edemezsiniz.
Saint-Tropez’nin, Cannes’ın yahut da ne bileyim Saint-Raphael’in sonradan görme zenginlerinin son çılgınlığı, trilyonluk villalarının bahçesini, İspanya’dan, yahut İtalya’dan köküyle sökülmüş... asırlık zeytin ağaçlarıyla süslemek!
Côte d’Azur’ün jet-set mensubu eski-yeni euro milyonerleri arasında bir “zeytin ağacı” çılgınlığıdır gidiyor son zamanlarda.
Kim daha yaşlısını ve ulusunu alabilirse artık...
Saint-Tropez’li bir seracının dediği gibi, “İnsanlar zenginleştikçe, Côte d’Azur’deki villaların sayısı artıyor. Dolayısıyla zeytin ağacı talebi de...”
Asırlık bir zeytin ağacının ortalama fiyatı 6 ilâ 8 bin euro imiş Fransa’da, dikme dahil.
Yani 10-13 milyar Törkiş Lira.
Ama, ağaç ne kadar eski ve ne kadar heybetliyse... fiyatı da o kadar artıyormuş haliyle.
Mesela, geçenlerde, 1.500 yaşında ve 6 metre çapında bir ağaç, tam 30 bin euro’ya alıcı bulmuş, iddiaya göre, yani 50 milyara.
Hatta bir “aracı” daha da uçuk bir iddia atıyor ortaya.
“2 bin yaşında bir ağaç için bana 45 bin euro (75 milyar) teklif ettiler. Ağaç ne kadar eski ve uluysa, dikildiği villayı da o kadar kıymetlendiriyor tabii” diyor.
Bahçesinde asırlık bir zeytin ağacı olan villanın sahibi, kendini “köklü bir aileden gelme” diye yutturabiliyor, zahir.
Peki, böyle bin yaşında, iki bin yaşında diye pazarlıyorlar, bir zeytin ağacının yaşı nasıl bilinirmiş?
Aynı seracı “En sağlam metod karot almak” diyor, yani burguyla ağacın gövdesini delip, havuç gibi bir doku örneği almak, “... ama bu ağaca zarar verdiği gibi, değerini de düşürüyor. Çapına, boyuna bakarak, bir de tabii zeytin ağacının bulunduğu yerde yaşayan yaşlıların ifadelerine dayanarak bir tahminde bulunuyoruz artık.”
*
Asırlık zeytin ağaçları, özel makinelerle kökten çıkarılıp, vinçle TIR’lara yükleniyormuş. Ağacın boyu 8 metreyi geçti mi, bir TIR ancak bir zeytin ağacı taşıyabiliyormuş.
“Bu yolla nakliye çok tutuyor, zeytin ağacı fiyatının 4-5 katını buluyor bazen. Ama ağaçlara zarar vermeden taşımanın tek yolu bu...”
İspanya’da asırlık zeytin ağaçları Fransa’ya göre çok ucuzmuş. İtalya da öyle...
*
Ancak bu metoda karşı çıkan seracılar da var.
Kimisi “Kökünden söküp taşımaya başladınız mı, zeytin ağacının şeceresini tutamazsınız artık” diyor, “Bu da meslek ahlakına gölge düşürür!”
Kimisi de “Côte d’Azur rutubetli bölge. Kuru yerlerden sökülen zeytin ağaçları çabucak hastalanıyor, yaprakları % 80-90 oranında dökülüyor...” diyor.
Ama ne gam...
*
Haber güzeldi, ama yazarken tereddüt ettim doğrusu.
Hani “eşeğin aklına karpuz kabuğu sokmak” mı ne, bir laf vardır ya...
Şimdi “birileri” okur bu haberi, Türkiye’de zeytin ağacı kalmaz, alimallah!
Eğer çoktaaaan katliam başlamadıysa tabii...