Güncelleme Tarihi:
* Bu albümü 2009 yılından bu yana beklemiyor muyuz?
- Bekliyor musunuz gerçekten? (Gülüyor) “Çok Güzel Hareketler Bunlar” devam ederken çıkıp şarkı söylemem mümkün değildi. O dönem sinemaya bile gidemiyordum.
* Skeçler için yazdıkların vardı ama...
- Onlar da daha önce yazılmışlardı. O süreçte başka hiçbir şey yapamadım.
* Müziğe hep mi ilgin vardı?
- Tabii... Küçüklüğümden beri hep “şarkıcı olacağım” derdim. Asıl oyunculuk falan yoktu aklımda.
* Sonra?
- Rüzgâr öyle esti. Eser (Yenenler) girdi BKM’ye. Sonra ben. Sonra Yılmaz Erdoğan, Mutfak derken bir şeyler yazdık, baktık insanlar gülüyor. Bir baktık televizyon programı oldu, bir anda şarkı söyleyen oyuncu oldum. Aslında hep müzisyendim. İstanbul’a da müzik yapmaya gelmiştim.
* O hikâye nasıl gelişti peki?
- Biz Eser’le ortaokuldan beri arkadaşız. O İstanbul’u kazandı. Ben bir yaş küçük olduğumdan bir sene sonra ÖSS’ye girdim. Ama İstanbul’u kazanamadım.
* Talihsizlik olmuş.
- Öyle... Ben İzmir’i kazandım. Orada bir yıl okudum, sonra okulu bırakıp İstanbul’a yerleştim. İstanbul’da bir daha ÖSS’ye hazırlandım.
* O sırada Eser’in yanında mı kalıyordun?
- Evet. Evde üç kişiyiz, onlar üniversiteye gidiyordu ben dershaneye. Çok ezik bir seneydi o. (Gülüyor)...
* Sonra?
- Sonunda İstanbul Üniversitesi’ni kazandım. Bir yandan da müzik grubu kurduk, Taksim’de Irish Pub’da falan çalıyorduk. Çok fazla grup kurduk aslında, saçma sapan isimlerle. Bir grubumuzun adı Dejavu’ydu. Sonra adı Dejavu olan albümlü bir grup çıktı. “N’apıyoruz çakma grup gibi” deyip grubun adını afişlerden sildirmiştik (gülüyor). Bursa’dayken Coverma isimli bir grubumuz vardı. Hep böyle üçüncü sınıf yaratıcılığa sahip grup isimlerimiz oldu.
* Ne çalıyordunuz o zaman?
- Türkçe pop da çalıyorduk, Duman da, Mirkelam da, Red Hot Chili Peppers da... Ortaya yanar döner karışık.
* Türkçe pop demek...
- Öyle deme... “Oraya gitmeyelim ya, orada Türkçe çalıyor” diyen tiplerin Türkçe müzik çalınca kendini kaybedip bir eğlenmesi var... Herkes Türkçe şarkılarda daha çok eğleniyor. Bu albüm de buna bir başkaldırıdır (gülüyor).
* İstanbul’a müzik yapmaya geldin ama bir türlü olmadı. Ne kadar bekledin bunun için?
- 2005’te İstanbul’a geldim, albüm 2013’te çıkabildi işte... 8 yılın 4’ü müzik yapalım, grup kuralım, üniversiteyi kazanayım, dur okula da gideyim derken geçti. Diğer 4 yılı da BKM ve “Çok Güzel Hareketler Bunlar”la... Anca fırsat buldum. 1,5 yıldır da bu albüm üzerine çalışıyordum.
* Gülben Ergen’le yaptığın düet sonrasında işler birden açılmadı mı?
- Açılmaz mı? O sırada hemen gel albümü patlatalım dediler ama şarkı yoktu. Albüm yapalım da ne yapalım? “Bir tane ondan şarkı alırız, bir tane bundan” dendi. O telaşa girmek istemedim. O zaman ÇGHB ile reyting rekorları kırıyoruz, o da güzel geldi. “O rüzgârı arkasına aldı, albüm yaptı” desinler istemedim. Sonra da unuttum.
* Nasıl yani?
- Vallahi unuttum. Film yaptık, o oldu, bu oldu, “3 Adam” oldu derken “Aaa müzik de yapıyordum ben” dedim, oturdum çalışmaya başladım.
* Prodüktörün Alper Erinç ile nasıl yollarınız kesişti?
- Alper’i biliyordum, tanıyordum.
* Şarkılarını duyunca ilk ne dedi?
- Hiç öyle “Ooo çok güzel olmuş” demez Alper. Sezen Aksu’nun da şarkısını aranje ettiği için benim getirdiğim şarkıdan etkilenecek bir adam değil. Hayatta pek bir şeyden etkilenecek adam değil ki (gülüyor). Sakin, stabil bir ruh hali var. Beğendi ki yaptı, beğenmediği albümü yapmıyor, onu biliyorum.
NE YAPAYIM ABİ ÖDÜL BENİM
* 17. Kral TV Müzik Ödülleri’nde en iyi film müziği ödülü almış olmana ne demeli?
- “Çok Filim Hareketler Bunlar”ın müziklerini yapmıştım. Sadık kitlenin oyları sağ olsun, ne diyeyim. Aday gösterilmeme bile şaşırmıştım. Öyle isimler vardı ki adaylar içinde, bir yerde görsem elini öperim! Ödül verilince mahcup oldum resmen. Sevmişler, oy vermişler sağ olsunlar ama garipti. Bir de en iyi film müziği. Başlı başına bir durum. Ama ne yapayım benim abi ödül (gülüyor).
Zeynep daha iyi biri olmamı sağladı
Zeynep’le (Koçak) yıllardır birliktesiniz. Yok mu evlilik falan?
- Bunu hiç konuşmadık. Onun da öyle bir telaşı yok, benim de...
Şarkıların kaçı onun için yazıldı?
- Teşekkür yazısında yazdım; Zeynep daha iyi, daha mutlu, daha tatlı bir insan olmamı sağlayan, albümün her evresinde büyük payı olan ve şarkılarımın ilham kaynağı.
Teşekkürler bölümünde Yılmaz Erdoğan’ın adı da var.
- Tabii ki. Adam bize yazmayı öğretti. 25 tane adamdan 25 tane bir şey yaptı.