Güncelleme Tarihi:
İlkokulda okumayı söktüğümüzde okuma bayramı düzenlenirdi. Hala bu geleneği sürdüren okullar var.
O yüzden, Tarih Vakfı'nın Osmanlıca seminerlerinden birine izlemek için başvurduğumda, kurs hocası Yücel Demirel ‘‘Bu akşam gel, dersten sonra okuma bayramı var!’’ dediğinde şaşırdım. Bu bir şakaymış: Derse katılanlar, arada sırada birlikte akşam yemeği yiyor, sohbet ediyorlarmış. Tabii sohbet dil, tarih ve edebiyat üzerine...
Akşamüstü Eminönü'ndeki Vakıf binasında öğrenciler birer ikişer toplandı. Değişik, karma bir topluluk. Aralarında mesleği tarih olan pek yok. Bir mühendis, bir banka müfettişi, bir halkla ilişkiler şirketi sahibi, bir gazeteci...
Tersine çevrilmiş bir tür Millet Mektebi!
Yücel Demirel öğrencilerinin çoğunun, eski yazıyı meraktan öğrenmek isteyenlerin çoğunlukta olduğunu söylüyor. Ama, örneğin, Hukuk Fakültesi'nde hukuk tarihi üzerine çalışan bir öğrencisi var. Eski davaları inceleyebilmek için Osmanlıca bilmesi şart!
Onun dışında niye eski yazıyı öğrenmek istiyor insanlar? Mesela, bir insanın kimseye göstermek istemediği, ailesinden kalan mahrem mektupları okuyabilmek için ders almaktan başka çaresi yok!
RÜÇHAN HAKKI NEYMİŞ?
Ders başlıyor. Önce biraz dilbilgisi. Arapça kelimeler birbirinden nasıl türetiliyor? Öğrenciler bu konuda kesin kurallar var mı, öğrenmek istiyorlar. Türkçe imla da tartışılıyor. İnkılab mı yazmalıyız, yoksa inkılap mı?
Bu arada ben de bir şeyler öğreniyorum tabii. Mesela ekonomi muhabirliğim sırasında kökenini hiç merak etmeden Allah'ın günü kullandığım bir ‘‘rüçhan hakkı’’ vardı... Tercih kelimesiyle akrabaymış meğer, ne kadar mantıklı!
İkinci bölümde sıra okumaya geliyor. Abdülaziz'in tartışmalı ölümünü anlatan bir metin. Aralarında Marko Paşa'nın da bulunduğu galebelik bir heyet-i etibbanın, yani kalabalık bir doktor ekibinin padişahı kan revan içinde görünce nasıl dehşete kapıldıklarını öğreniyoruz.
Öğrenciler sırayla yavaş yavaş okuyor. Birinin sökemediğine öteki yetişiyor. Arada espriler yapılıyor, gülünüyor.
KİTAP BASTIRACAKLAR
Yücel Demirel, yıllardır özel dersler de veriyor. Hatta öğrencileri arasında Ömer Koç bile var. Ama toplu derslerde yüzde 50 daha hızlı ilerleme sağlandığını söylüyor. Demek okul denilen sistemin bir kerameti var!
Bu kurslarda 60 saatte en kolay olan ilk bölümün, yani kitap harfleriyle okumanın öğrenilerek el yazısına geçildiğini söylüyor.
Tarih Vakfı'nın Osmanlıca kursları geçen yıl başladı. İlk ekip şu anda iyice ilerlemiş durumda. Hem egzersiz, hem de eğlence niyetine Ahmet Refik'in ‘‘Kadınlar Saltanatı’’ adlı kitabını yeni yazıya geçirdiler. Kitabı bastırmayı düşünüyorlar. İyice ilerlemiş oldukları halde, kursların devam etmesini istiyorlar.
Bu arada meraklısına duyurulur. Vakıf, ocak ayında yeni başlayacaklar için iki seminer daha açacak.
Tel: 0212-513 52 35.