Ahmet Oğuz GÜNDÜZ/KAYSERİ, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2009 18:28
ERCİYES Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Borlu, Türkiye’de son 10 yılda alerjiye bağlı hastalıkların sayısında artış kaydedildiğini, sosyo-ekonomik düzey artıkça insanların alerjik hastalıklara yakalanma riskinin de yükseldiğini söyledi.
Doç. Dr. Murat Borlu, alerji yapan unsurların doğada yaygın olarak bulunduğunu ve ülkelere göre farklılık gösterdiğini belirtti. Türkiye’nin her bölgesindeki alerjiye neden olan alerjenlerin belirlenip araştırılması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Borlu şunları söyledi:
“Çayır, çimen, bahar aylarında aktif hale gelen polen ve polen karışımları ile ortamdaki tozların yanı sıra bazı maddeler de alerjiye neden olabilmektedir. Çoğu zaman bu havadan geçebildiği gibi temas yoluyla da alerjik reaksiyonu bulunan insanları etkilemektedir. Deri ve bağırsaklar insan vücudunun alerjik kapasitesi en yüksek organıdır. Herhangi bir maddeye alerjiniz varsa bunun belirtisini deri üzerinde kesinlikle görebilirsiniz. İlaçların içine katılan kimyasallar, nikel, kauçuk ve plastik gibi kokulu maddelerle temas alerjiye neden olabilmektedir. Mesela nikel alerjisine çok sık rastlamaktayız. Kadınların kullandığı altın takıların kopçalarında ya da bağlantı yerlerinde kullanılan nikelin alerjiye neden olduğunu biliniyor. Bu altın alerjisi değil aslında nikel alerjisidir. Alerjik hastalıklar hayati tehlike arz etmektedir. Alerjinin tüm vücuda yayılarak solunum yolunu tıkaması, çoğu zaman bilinç kayıplarına ve ölümlere bile neden olabilmektedir.”
ALERJİYE BAĞLI RAHATSIZLIKLAR ARTIYOR
Her alerjinin kendine özgü bir yapısının bulunduğunu belirten Borlu, önce büyük yerleşim birimlerinin taranıp daha sonra lokal alanlara inilerek alerji yapan unsurların belirlenmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’de ve dünyada milyonlarca alerjen bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Murat Borlu, Kuzey Avrupa’da alerjik rahatsızlıklar daha fazla görüldüğünü, insanların sosyo-ekonomik seviyeleri yükseldikçe alerjik hastalıklara yakalanma riskinin de artığını belirtti. Kuzey Avrupa ülkelerinde enfeksiyon hastalıklarının daha çok alerjik olduğunu, enfeksiyon hastalıklarındaki düşüş nedeniyle artık alerjik hastalıkların daha önemli hale geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Borlu, “Son 10 yılda Türkiye’de alerjiye bağlı rahatsızlıkların sayısında artış kaydedildi. Bizim hastanemize gelen hastaların sayısında da artış oldu. Önceden egzama türü hastalıklar çok şiddetli değilken sanayi toplumu haline geldiğimiz için alerjik hastalıklar ülkemizde sorun haline geldi” diye konuştu.
Doç. Dr. Borlu, son 10 yılda alerjiye karşı daha az yan etkisi olan ilaçların kullanılmaya başlandığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Alerjik hastalıklar nedeniyle hayatları bazı dönemler daha da zorlaşan insanlar yüzünden hekimler sıkıntı yaşıyor. Yüksek tansiyonu olan kişiler ilacını her gün kullanmayı bir şekilde öğrendi ama alerjik ilaçların sürekli kullanılması gerektiğini hastalar bir türlü anlayamadı. ilacın, alerjenin etkisini kökten yok etmeyeceğini, belli bir süre etkisizleştireceğini hastaların bilmesi gerekiyor.”