Zekaya aşığım

Güncelleme Tarihi:

Zekaya aşığım
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2009 00:00

Kendini geliştirmek adına durup dinlenmeden çalışan Akel, D-Smart dergisinin sorularını yanıtladı.

EBRU AKEL FOTOĞRAFLARI

Önce klip kızıydı, sonra reytingi yüksek yarışmaların vazgeçilmez sunucusu oldu. Bir süre sonra bunlarla da yetinmeyip dizi oyunculuğunu deneyen Ebru Akel, şu sıralar ilk sinema filmi "Sıcak" ile sevenlerinin karşısında...
Türkiye’nin güzellik merkezi, İzmir doğumlu Ebru Akel... Bale eğitimi almış, fakat belindeki bir rahatsızlıktan dolayı çok sevdiği baleyi bırakmak zorunda kalmış. Daha sonra, ablası Deniz Akel’in çektiği kliplerde boy göstermiş. Oradan dizi oyunculuğu ve sunuculuğa el atmış.O, Türkiye’nin hâlâ en çok tartışılan yarışma programlarının aranan ismi... Şimdi geriye dönüp baktığında, kendinden emin tavrıyla, “O programları sunmak kolay bir iş değildi. 8,5 saat canlı yayın yapıp, insanların gözünün içine bakarak konuşmak kolay değildi” diyor.

Siz aslında kariyerinize oyuncu olarak başlamışsınız. Daha sonra sunuculuk neden bu kadar öne çıktı?

Zekaya aşığım
- Projeler yüzünden oldu. Ben yarışma programına sekiz hafta diye başladım. Projeyi anlattıklarında “Nasıl yani?” dediğimi hatırlıyorum. Gelinler, damatlar ve kaynanalar aynı evde... Düşünebiliyor musunuz? Şu anda bile anlatırken şaşırıyorum. Türkiye’de hâlâ rekoru kırılamamış bir işe imza attık. Eğer böyle bir işin içinde olursanız, her zaman konuşulursunuz.

Yarışma programlarına katkınızın olduğunu düşünüyor musunuz?

- Yapımcımız bana “Ebru, canlı yayındasın ve akla gelmedik bir şey dendi sana, ne yaparsın?” dedi. Ben de “Aklım yettiğince cevap vermeye çalışırım” dedim. Ekranda aptalca konuşan insanlara tahammül edemiyorum. Zekasını kullanmayan, başka şeylerin arkasına sığınan insanlara dayanamıyorum. Çünkü, ben zekaya aşık biriyim. Yeteneğin, fiziğin varsa ve doğalsan her zaman iyi sonuçlar alırsın.

BEN HEYECAN SEVİYORUM

Bu aralar sunuculuğa ara mı verdiniz, yoksa iyi projeler mi gelmiyor?

- İkisi de değil... Ben heyecan seviyorum. Heyecanlanmadığım bir projenin içinde olmayı sevmiyorum. Biraz kendi seçiciliğim oluyor. Şov programları, sabah programları, güzellik programları önerileri geliyor. Haber spikerliği dışında birçok sunuculuk teklifi geliyor. Haber spikerliği çok çekici, düzgün bir iş, ama kendimi biraz daha eğitmem lazım.

"Sıcak"la geri döndünüz. Peki izleyiciden nasıl tepkiler aldınız?

- Çok güzel geri dönüşler alıyorum. “Sinemaya hoş geldin Ebru” diyenler oldu. Eleştirmenlerden ve halktan çok iyi tepkiler geldi. Bunun keyfini yaşıyorum şu sıralar... Gerçi daha önce "Organize İşler"de de oynadım. Benim için Yılmaz Erdoğan’la çalışmak çok keyifli ve önemli bir tecrübeydi. Sinemada disiplini yaşadım. "Sıcak"taki Meryem kadar bir rol değildi, ama oynadım mı, evet oynadım. Keşke her yıl bir filmde rol alsam. Sinema beni çok heyecanlandırıyor.

/images/100/0x0/55ea7d1ef018fbb8f8834678

"Sıcak"tan beklentiniz nedir? Ödül mü, övgü mü?

- İşimi iyi yapmış olmanın huzuru var. Hiçbir işi ödül için ya da övgü için yapmam. Ben "Sıcak"tan zaten beklediğimi aldım. Bu kadroyla çalışmak ve bu işin içinde olmak bana yetiyor. Tabii ki beğenilmek herkesin hoşuna gider, ama ben daha yolun başındayım. Büyük sözler edecek biri değilim. Başım dik. İşimi iyi yapmış olduğumu bilmenin hazzını yaşıyorum.

ABDULLAH ÇOK ÖZEL BİR İNSAN

Filmin yönetmeni Abdullah Oğuz için neler düşünüyorsunuz?

- Apo’nun (Abdullah Oğuz) kadrajında olmak müthiş bir şey... Ne yaptığını, ne çektiğini bilen bir yönetmen. Çok rahat ve iyi bir çalışma ortamı yarattı. Zeki biri. Karakterindeki bütün inceliği sinemasına yansıtıyor. Elindeki malzemeyle ne yapacağını bilen, çok iyi bir yönetmen.

İlişkiniz çok yazılıp çizildi. Sizce neden bu kadar üstünüze gelindi?

- Art niyetli insanların cımbızla çekip çıkardığı bir durum bu. Benim içim rahat. Çünkü sonuç ortada... Yalnız şunu söylemek istiyorum, iki insanın birbirine iyi gözle bakması ve iyi duygular hissetmesi o işe iyilik getirir. Bunun altında hiçbir şey aranmasın artık... Sonuçta biz renkli bir malzemeyiz. Magazin içinde yer almamız da gayet doğal.

Abdullah Oğuz, “Ebru’daki hüzün beni çok etkiledi” demiş. Sizi Abdullah Oğuz’da etkileyen ne oldu?

- "Mutluluk"u seyrettim. Çok beğendim. O, çok özel bir insan. Önyargısız ve duygusal biri... Önceden tanışıklığımız

Zekaya aşığım
vardı ama bu yönünü hiç bilmiyordum.

HIRS KELİMESİ BENİ KORKUTUR

Bugüne kadar yaptığınız her şeyi bale eğitimine borçlu olduğunuzu söylemişsiniz...

- Evet, doğru... İş disiplinim, iş koordinasyonum, çalışkanlığım, bakış açım, çalışma azmim... Hepsini bana bale kazandırdı.

Hırslı mısınız?

- Hırslıyımdır, çalışkanımdır. Aslında azimliyim demem daha doğru. Hırs beni korkutan bir kelimedir. Kendimle savaş halinde biriyim. Benim bütün derdim bu.

 

EVLENMEK İSTİYORUM

Her şeyden çabuk sıkılır mısınız?

- Bir sürem vardır, onu doldurmaya gayret ederim. Her anın değerli olduğunu düşünürüm. Hayat durmasın isterim. Sıkılınca da giderim. Ama her gitmek, yeni bir yola başlamaktır. Onun için gitmekten korkmam, ama zor giderim. Anlaşılması kolay, idare edilmesi zor biriyimdir. Çünkü anlaşılmayı beklerim. Eğer anlaşılmıyorsam, bağlantılarımı yavaş yavaş keserim.

Evlenmeyi düşünüyor musunuz?

- Şu anda alınmış bir karar yok. Evlenmeyi tabii ki istiyorum. Çocuk çok istiyorum. Evlenince hemen çocuk yapacağım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!