Güncelleme Tarihi:
Işın Karaca fotoğrafları için tıklayın
Formula 1 yarışlarında, İstiklal Marşı'nı söyleme görevini ikinci kez üstlenecek olan Işın Karaca, bir kitap yazdığını ama 36 bedene inince piyasaya süreceğini söyledi: "Benim beş yıldır yaşamış olduğum kilo alıp vermelerimi konu alan bir kitap yazıyorum. Bana kilolarıyla ilgili sorun yaşayan binlerce kişiden mail geliyor. Onlara nasıl sağlıklı kilo vereceklerini anlatacağım. Adı 'Büyümek İçin Küçülmek Lazım' olacak. Ancak 36 beden olduğum zaman yayınlayacağım bu kitabı."
- Bu görevin iki yıl üst üste bana teklif edilmesi gerçekten gurur verici.
Çok zordur İstiklál Marşı’nı söylemek. Hatta çoğu insan yanlış biliyor marşımızı...
- Evet, çoğu insan şaşırıyor orijinalini duyunca.
Ne kadar sürdü hazırlanmanız?
- Geçtiğimiz yıl hazırlık sürecinde turnem vardı. Nereye gidersek gidelim tüm ekip arkadaşlarımı uyandırmak için İstiklál Marşı’nı çalıyordum. Bu sene turne yok, o yüzden yırttılar. Sonuçta hepimizin ilk öğrendiği marş, İstiklál Marşı’dır ama sizin de belirttiğiniz gibi yanlış söyleniyor. İstiklál Marşı’nı söylemek sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Çünkü marşımız, zor bir senfoni üzerine kurulu. Doğru söylemek için iyi hazırlanmak gerekiyor.
Geçen yıl marşımızı okurken neler hissettiniz?
- Çok ciddi bir işti. Güvenliğin başındaki kişi, "Şuradan şu saatte çıkıyoruz, sonra sizi şu odaya alacağız. Son 30 saniye kala balkona çıkacaksınız, 10 saniye kala size saymaya başlayacağım, marşı okuyup teşekkür edeceksiniz, sonra sizi sahneden alacağım" demişti ben de afallamıştım. Formula 1’i tüm dünya izliyor, haliyle çok ciddi bir iş. Onlar bu kadar programlı çalışırken ister istemez "Ben neyim ki adamların yanında?" diye düşünüyorsunuz.
Daha önce de takip ediyor muydunuz F1 yarışlarını? Sizin favoriniz kim?
- Ediyordum... Ben Alonso’cuyum ama bu sene Hamilton da var. Geçen yıl ilk kez gittim Formula 1’e. O heyecanı hissetmek, o motor seslerini duymak inanılmaz güzeldi.
Sizin de bir oğlunuz var. Onun bu yarışlara olan ilgisi nasıl? F1 pilotu olmasını ister miydiniz gelecekte?
Biraz da yeni albüm çalışmalarınızdan konuşalım...
- Açıkçası müzik piyasasının durumu hiç iç açıcı değil. Sektörü öldürdük. Geçen gün Babaeski’de bir konsere gittim. Ben varım, İsmail YK var. İsmail YK’nın albümleri benimkinin üç katı satıyor. Benim şarkılarım "Allah Belanı Versin" gibi değil, daha naif. O konserde anladım; benim albümlerimin alıcıları o kadar çok teknolojiye yönelmişler ki, artık bize para verme ihtiyacı duymuyorlar. İsmail YK’nın dinleyicisi yani sadık dinleyici gidip albümü alır. Çünkü onların teknolojiyle pek arası yok. Gidip o şarkıyı internetten indirmezler. Ama kriz ne kadar büyük olursa olsun albüm hazırlığım devam ediyor.
İsmail YK’nın şarkıları da çok indirildi internetten. Hatta artık korsanı iyi sattı mı "Başarılı bir albüm" bile deniliyor...
- İşte bu kadar kötü bir piyasa oldu. Bu arada albüm satsın diye birbirlerine laf atan şarkıcılar bana çok komik geliyor. Hatta sırf gülmek için magazin programlarını izliyorum. Ne gerek var böyle polemiklere. Geçen gün annem aradı "Aman kızım gazeteyi okuma" dedi. Hemen gidip okudum tabii. Tuğba Özerk, "Hande Yener çakma Madonna, Işın Karaca’nın da sesi iyi ama şarkıları kötü" demiş. Çok pardon ama bizim isimlerimizi telaffuz edince prim yapacaklarını mı sanıyorlar...
Bu polemikler albüm sattırmıyor belki ama bu sayede tanınıp bilindikleri için konserlere gidiyorlar...
- En az polemiğe girip en çok konsere giden iki isim var: Funda Arar ve Işın Karaca. Kaliteyi korumak gerekiyor işinde. Türkiye gerçekten gelişmekte olan bir ülke. Tori Amos, Julio Iglesias gibi starlar geliyor ülkemize. Bu bir arınma sürecidir ve iyi olan aradan sıyrılacaktır.
- Dizi teklifleri var. Ben bir sit-com’da rol almak istiyorum. Gülmeyi güldürmeyi seviyorum. Zaten sadece şarkıcı olarak geçinmek çok zor.
Kitabım 36 beden olunca yayımlanacak
Bir kitap yazdığınızı duydum, doğru mu?
- Evet, doğru... Benim beş yıldır yaşamış olduğum kilo alıp vermelerimi konu alan bir kitap yazıyorum. Nasıl sağlıklı kilo verildiğini anlatacağım. Adı "Büyümek İçin Küçülmek Lazım" olacak. Ancak 36 beden olduğum zaman yayımlayacağım bu kitabı.
Kitabı yayınlamak için 36 beden olmanız şart mı?
- Şart değil aslında 38’e de fitim ben ama...
Kilonuzdan rahatsız mı oluyorsunuz?
Nasıl yani?
- Hep şöyle yazıldı: "Şişman ama mutlu." Neden bana bu tür benzetmeleri yapıyorsunuz? Bütün kadınlar zayıf olmak mecburiyetinde mi?
Röportaj: Servet YILMAZ Fotoğraflar: Sinan ÖZBALKAN