Güncelleme Tarihi:
Radyo dinleyicilerinin “Kırmızı Başlıklı Kız”, televizyon izleyicisinin ise “İbo Show”daki köylü kızı olarak tanıdığı Tarlabaşı, “Kelebek Etkisi” programıyla bu haftadan itibaren her cumartesi saat 22.30’da ekranda olacak.
Radyodan televizyona geçiş yapmak nereden aklınıza geldi?
- Bazı şeylerin cevabını veremezsin. Hayat bazı işaretleri önüme koydu, ben de “Televizyon için bir şeyler yapmalıyım” dedim. Zaten hep biliyordum televizyona iş yapacağımı ama ne zaman olur onu kestiremiyordum. Zaman içinde eksiklerimi gidererek kendimi buna hazırladım. Ve şimdi tam zamanı bence...
Ne gibi eksiklikler vardı?
- Bilinçaltımda birtakım problemler vardı.
Ne korkusu?
- Televizyon korkusu! “Acaba bunu yapabilir miyim?” diyordum. Ben küçüktüm, televizyon ise çok büyük... Ama radyo öyle değildi, ikimiz de radyoyla aynı büyüklükteydik. Ben bu korkularımı temizleyince kendime geldim. Zamanı gelen yanardağ gibiyim ve şimdi patladım.
Programın adı neden “Kelebek Etkisi”?
- Kelebek etkisi şöyle bir şey; kelebek bir yerde kanat çırpar, dünyanın öteki ucunda bir şeyler değişir. Evet iddialı gibi görünüyor ama ben de bir şeyler yaptığımda insanların hayatlarında bir şeyler değişsin istiyorum. Radyoda bunu yapıyorduk. şimdi aynı şeyi kamera karşısına taşımak istiyorum.
Sizce ekranda aynı hissi verebilecek misiniz? Televizyon pek de samimi bir yer sayılmaz...
- Çünkü gelenler de samimi değil! O yüzden böyle bir algı var.
Kadınların yaptıkları talk show’lar, özellikle de prime time’da yayınlanıyorsa, uzun süre hayatta kalamıyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
- Hayatta kalayım gibi bir iddiam yok ki... Ne olacağını bilmiyorum. Kim beni izleyecek ya da nefret edecek diye hesaplar da yapmıyorum. Ben bu işi sadece sevdiğim için yapıyorum ve her dakikanın tadını çıkarmaya bakacağım.
TALK SHOW’CULARI YARIş ATI GıBı GÖRMÜYORUM
Programda neler olacak?
- Bilinçaltıyla ilgili problemleri çözdüğümüz bir bölümümüz var. Diğer programlardan en büyük farkımız bu... Onun haricinde “gündemde olanlar” ve “zirvede” diye köşelerimiz var. Öne çıkanlar için de ayrı bir bölümümüz olacak. Ne sunduğum kadar nasıl sunacağım da önemli. Sonuçta programlara katılan kişiler hep aynı, dediğim gibi önemli olan onları nasıl sunduğun...
Ekranı bir yarış gibi mi görüyor musunuz?
- “Ekranda, aynı kulvarda Okan Bayülgen var, Beyaz var, e siz de varsınız” gibi bir soruysa bu, ben kendimizi yarış atı gibi görmüyorum. Öyle bir yarış da olmamalı. Bizim saatimiz Okan’ın programıyla çakışacak ama ana kanallarda olmadığım için bunu dert etmiyorum.
Radyoculuğa devam edecek misiniz?
- Şu an önce televizyon diyorum. Bakalım, sonucu zaman gösterecek...
BENİ CİNSİYETSİZ GÖRMELERİ GEREK
Ellen DeGeneres’a ne kadar benziyorsunuz...
- Bunu bana hep söylüyorlar. Ben daha tanınmıyorken Nihat Sırdar bu benzetmeyi yapmıştı. Burun yapısına kadar benziyorum. Özellikle de takım elbiseli fotoğraflarımız... Ama kendisi erkeksi biraz. Ben öyle değilim, evliyim. Bir de şu rahatlığım var, ne erkek ne de kadın gibi gözüküyorum. Beni cinsiyetsiz görmeleri gerekiyor.