Yusuf’un New York macerası

Güncelleme Tarihi:

Yusuf’un New York macerası
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2012 00:00

İstanbul’da yaşayıp İstanbul’da üretim yaptığı zamanlarda biz onu genç, dinamik ve eğlenceli kadınların tasarımcısı olarak tanıtmıştık. Yusuf Kayı hâlâ öyle ama artık New York’ta yaşıyor ve üretiyor. Son koleksiyonu ‘New York’ta Gökkuşağı’ için uzun süredir ortalarda görünmeyen model Ayşe Hatun Önal’la bize özel çekim yaptı.

Haberin Devamı

- Neden Amerika’ya gitme kararı verdiniz?
- Kendi adıma söyleyebileceğim bir şey var mesleğimle ilgili, gitmiyorsan yapmıyorsundur, moda asla yerinde durmaz gidip izlemek zorundasın, bugün Amerika’da atıyorsa modanın kalbi, orada olurum.
- Kalp sesi dinlemekten başka neler yapıyorsunuz orada?
- Şu sıralar iyi bir şarap gibi güzel bir çevrede güçlenip zenginleşiyorum. Tabii bu durum ruhsal açıdan böyle. Mesleki açıdan üretime devam. Yeni bir erkek koleksiyonu üzerinde çalışıyorum. Spor yapan, bakımlı ve seksi erkekleri hedefliyorum.
- Zamanla bir kavganız var mı?
- Hiç yok. Çünkü benim için önemli nokta var olmak değil nefes alabildiğim yerlerde kalmak.
- Türkiye’deki müşterileriniz hâlâ ne yaptığınızı takip ediyorlar mı?
- Türkiye’deki müşterilerim aynı zamanda dostlarım. Moda hiçbir zaman durmuyor ama onlar her zaman var. Atölyemde herkesin ölçüleri olduğu için ve atölyedeki terzim canım Saliha Abla’cım işinde muhteşem olduğu için hiçbir sıkıntı yaşamıyoruz. İstediğim kumaşı söylüyorum, çizim yolluyorum, en kısa zamanda ürün bitmiş oluyor.
- New York sizi nasıl besliyor?
- New York benim için yepyeni bir sayfa. Tıpkı ismi gibi yeni York. Para da kazandırıyor. Ürünlerim Soho’da ve Williamsburg’daki butiklerde satıyor. Buffalo ve Beacon’s closet’ta da var.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eb4f29f018fbb8f8b8f44f

ÖZGÜRLÜK KIYAFETİN SESİNDE

Koleksiyonumun ismi ‘New York’ta Gökkuşağı’. Yaşamım boyunca çok gökkuşağı gördüm fakat hiçbiri beni New York Özgürlük Anıtını izlerken gördüğüm gökkuşağı kadar etkilemedi. Çünkü bu kadar pastelini ilk kez görüyordum. Ürünlerin tamamını özgürlük için tasarladım. Kıyafetlerin içine gizlenmiş karakterleri dışavurmak istedim. Çünkü bana göre özgürlük kıyafetlerin sesini duymaktır.

Missoni for Havaianas bu yıl Türkiye’de

Lüks markalarıyla geniş kitlelere yayılan orta sınıf markaların işbirliklerine artık alıştık. Geçen yıl başlayan bir işbirliği var ki bu yıl ilk kez Türkiye’de de satılacak. Missoni for Havaianas koleksiyonundan bahsediyorum. Angela Missioni, bu yılki koleksiyonu anlattı:
“Baştan söyleyeyim, ben bir Havaianas bağımlısıyım. Missoni Converse işbirliği deneyiminin ardından Havaianas’la da böyle bir işbirliği yaptık. Ve fikir tamamen benim fikrim. Onlarla kontağa geçtim. İkisi de herkesçe bilinen ikonik birer marka. Amacımız farklı kültürleri bir araya getirmek ve bunu herkese göstermek.
İşbirliğimizde ortaya çıkan ürünün en büyük özelliği geri dönüşümle üretilmesi. Ambalajları bile geri dönüşümlü. Tüm terlikler yeni malzeme kullanılmadan Havaianas fabrikasındaki atık malzemelerle üretildi. Aynı şekilde tüm kutu ve paketleme malzemeside geri dönüşümlü olarak tasarlandı.
Geçen sezonla ilgili geri dönüşler inanılmazdı. Herkes bu işbirliğini konuşuyor ve herkes almak istiyordu. Sonuç böyle olunca bu sezonda da bu işbirliğini devam ettirmeye karar verdik.
Geçen yıl çok az adetlerde üretildi ve ikon bir ürün oldu. Bir de duyduğuma göre geçen yıl Türkiye’de satış yoktu. Bu yıl gelecek.
2012 yılının en önemli trendi renk. Bir de uzun elbiseler. Missoni, Havaianas terlikleri renklilerle de uzun elbiselerle de uyum içinde olacak.
Son olarak bir de stil tavsiyesi vereyim. “Vücudumuzun her bölgesini açmamalıyız. Eğer kısa bir elbise giyiliyorsa, göğüs dekoltesi verilmemeli, kollar açılmamalı. Plajda gibi görünmemeli.”

Haberin Devamı

Sanal markaların en yenisi

Zamansız koleksiyonları ile yepyeni bir tasarımcı markası olarak yola çıkan Monist’in ilk koleksiyonunun tanıtımı için oyuncu Seda Güven’i, Lara Sayılgan fotoğrafladı...

Uzun yıllar finans sektöründe üst düzey yönetici olarak görev aldıktan sonra kendi hayatında eksikliğini duyduğu giyim tarzından yola çıkarak Monist markasını 2011’de yaratan Sibel Türker, “Her yaştaki kadını, her ortamda, kaliteli, şık ve rahat, gücünü ve iradesini yansıtacağı ürünlerle buluşturmak istedik” diyerek işkadınlarının içini ferahlatacak çözümler sunmaya aday olduklarının altını çiziyor.
Kaliteyle özdeşleşen dört farklı line bir arada sunuluyor: Klasik, Trend, Hafta sonu ve Efsane... Yüzde 100 ipek, şifon ve saten kumaşlarla, yüzde 100 pamuklu kumaşlar ağırlıkta. Kıyafetler kaliteli aksesuvarlarla kombinleneniyor. Tüketiciye tesliminde, kutusundan, askısına, saklama kılıfından, moda danışmanlığı kartlarına kadar her şey düşünülmüş. Koleksiyon şimdilik sadece www.monist.com.tr adresinden satılacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!