Güncelleme Tarihi:
Eczanelerde ‘Hadise’yi zayıflatan mucize’ diye satılan skandal magazin figürü Şeyda Coşkun her sabah, her saat, ayrı bir grupla yürüyor.
Buna mukabil solo maratoncular da var: Reha Muhtar ve İsmet Berkan. Reha Muhtar’ın spor stili dillere destan: Bazen boyunda atkı, ayakta kösele, altta fosforlu çoraplar ve şort. Peki şort yakışıyor mu? Bütün sahil hemfikir ki, hayır!
Tuncel Kurtiz bir başka alem. Spor yaparken bile şapka takıyor. Çoğunlukla yanında karısı var. Hafta sonları değil hafta arası yürüyor.
Çünkü hafta içinin aksine hafta sonu kıyıya uzak oturan halk da sahile
iniyor, halk gelince vatandaş yürüyemiyor. Bir de bu halk kısmı genelde karısıyla/kocasıyla el ele yürüyor.
El ele demişken... Deniz Çakır ve İbrahim Çelikkol’u yürüyüş yaparken de görebilirsiniz, gidon gidona bisiklete binerken de.
Yürüyüşe aç karnına çıkılmaması tavsiye ediliyor. Çünkü bazı kokoşlar o kadar parfüm sıkıyor ki, tepkimeye giren kokulardan mideniz bulanıyor.
Yürüyüşlerini aksatmayanlardan biri de Demet Şener. İki-üç yıldır düzenli olarak maratoncu.
Neççektin be Eda!
Ne çektin be kızım sabah sabah erkenden kalkacam, spor yapacam diye...
E yürüyecen tabii, n’apacan? Senelerdir yüklendiğin o kadar ultraviole ışınını bir yerde topraklayacan...
O bacaklarını öyle muhafaza etmesen o surata kim bakar?
Ne çektin be kızım sen... Senelerce sabah beşte spora kalkacam diye Sülüman’ı bile seyredemeden yattın. Netice? İki tane zebella gibi basen!
Demek ki senin de yapabileceğinin en iyisi bu. E tabii oğlan bıraktı seni. Taş gibi sörfçüyü kaybetmenin acısını kaldırıma, asfalta dökecen. İyiliğinden bıraktı oğlan seni. Baktı ki laf ediyolla; ayrıldı. Sörfçünün yanına yakıştırsalar hiç bırakır mıydı seni? Oldu demiyorum. “Öyle diyolla” diyorum.
Yürüyecen tabii n’apacan? Elemini, kederini, o acıyı Arnavutköy’e, Kuruçeşme’ye dağıtacan... (Taşpınar’ın hoşgörüsüne sığınarak, Yalan Dünya’daki Vasfiye Teyze karakterinin ağzından...)