Güncelleme Tarihi:
İlkokul 3. sınıfa kadar annesi ve yakınları tarafından kucakta okula taşındı. Uygulanan tedavi sonucunda 9 yaşından itibaren destekle yürümeye başladı. Yaşama sıkıca tutundu, hep başarılı bir öğrenci oldu. Yazar olmak istiyordu, bunun eğitimini almak için Gediz Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandı, Ankara’dan İzmir’e taşındı.
AZMİ HAYRAN BIRAKIYOR
Gökçe Nas, engellerin nasıl aşılabildiğini gösteren azmi, yüksek not ortalaması ve yaşam sevgisiyle herkesi kendine hayran bırakıyor. Bir yandan da engellilerin eve hapsedilmemesi, hayatın bir parçası olması için yazıyor. İlk kitabı Her Şeye Rağmen Yeni Bir Başlangıç'ta yaşadıklarını, Umut'ta ise organ naklinin önemini bir engellinin hayatı üzerinden kaleme aldı.Şimdi de üçüncü kitabı Canan’da kendini sorgulayan bir genç kızın öyküsünü ve toplumun engellilere bakışını kâğıda döküyor. Duygularını ifade ettiği eserlerini, bir gün gelip okuyucularla buluşturmayı hayal ediyor.
"EN BÜYÜK İSTEĞİM TOPUKLU AYAKKABI GİYMEK"
“İnsan isterse her şeyi başarır. Şu hayatta aşılamayacak engel yok.” diyen Gökçe Nas Oğuzlar, en büyük isteğinin topuklu ayakkabı giymek olduğunu söylüyor: “Ancak hiç topuklu ayakkabı giyemeyeceğimi biliyorum. Bu yüzden zaman zaman üzülüyorum, arkadaşlarıma özeniyorum ama her şeye rağmen mutluyum.”
"KENDİM İÇİN DEĞİL BENİMLE AYNI DURUMDA OLANLAR İÇİN DE OKUYORUM"
Kendisiyle aynı kaderi paylaşan engellilere ve ailelerine de Dünya Engelliler Haftası’nda şu mesajı veriyor: “Sadece kendim için değil, benimle aynı durumda olanlar için de okuyorum. Her şeye rağmen inatla direniyorum. Kendimi engelli olarak görmüyorum, tüm engelliler de kendileri asla dezavantajlı görmemeli. İstersek her şeyi yapabiliriz, çünkü bunu yapacak gücümüz var. Tek yapmamız gereken, yaşama dört elle sarılmak ve hayata azimle bağlanmak. Engelliler, önlerine konulan ‘okuyamazlar, çalışamazlar, evden dışarı çıkmamalılar’ gibi engellere kesinlikle takılmasın. Aileleri de onların elinden tutsun, yollarını açsın.”