Emel ARMUTÇU
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2008 00:00
Bu genç kadın, ilginç ve beklenmedik yerlerde çıkıyor karşımıza: Bir bakıyorsunuz, bir televizyon dizisinde kendini ve oyunculuk gücünü ortaya çıkaran bir rolde... Bir bakıyorsunuz, Konya’dan ya da Van’dan gelmiş bir polis memuruna mültecilerin haklarıyla ilgili eğitim veriyor... Ya da Atina’da Persona Tiyatrosu’nun sahnesinde, dünya çapındaki iki sanatçıyla birlikte "hipnotize eden bir performans" sergiliyor. İktisattan sonra insan hakları hukuku ve oyunculuk eğitimi almış, meraklı, sosyal sorumluluk sahibi ve de sahne tozuna tutkun, kendi deyimiyle "araştırmacı oyuncu" Derya Durmaz söz konusu genç kadın. Tanıştığımızda, Hürriyet Gazetesi’nin Aile İçi Şiddete Son Kampanyası’nın bir etkinliğinde "moderatörlük" yapıyor ve son rol aldığı Mülteci filmindeki performansı ve "danışmanlığı" için tebrikleri kabul ediyordu.
Son performansından başlayalım: Reis Çelik’in yönettiği Mülteci adlı filmde Almanya’daki mülteci kampındaki insanlara tercümanlıktan daha öte yardımda bulunmaya çalışan Elif’i oynadı. Ama o aynı zamanda, filmin insan hakları hukuku danışmanıydı. Bu, mesela Ihlamurlar Altında gibi bir televizyon dizisinde şiddet gören bir kadını canlandıran oyuncu için değişik bir şapkaydı.
Ama söz konusu Derya Durmaz’sa bu normal. Çünkü Durmaz, oyunculuğun yanı sıra İnsani Kalkınma Derneği’nin kurucu başkanı, mültecilerle ilgili çalışmakla yetinmeyip İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İnsan Hakları Hukuku yüksek lisansı yapmış bir "yurttaş" aynı zamanda.
Daha gerilere gidelim: Ucundan köşesinden Almancı sayılır. Çünkü orada doğmuş. Ama bir buçuk yaşındayken, ailesi Türkiye’ye dönüş yapmış. Ankara Tevfik Fikret Lisesi ve Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu. Sonra İstanbul’a taşınmış.
Oyunculuk, çocukluğundan bu yana yapmak istediği şey. Klasik bir hikayesi var: İşte, ütü kordonuyla şarkı söyleyen, kuzeni Şebnem’le üzerlerine çul çaput ne varsa giyip masa üzerinde aileye skeç yapan, okuduğu okulların tiyatro çalışmalarına her daim katılan bir çocuk. Ama uslu bir çocuk da. Bu yüzden profesör babasını dinleyip kendisine "güvenceli" bir hayat sağlayacak Hacettepe İktisat’ı bitirmiş.
Üniversitedeyken öğrencilere eğlenceli eğitim programları hazırlayan bir firmaya çizgi
film seslendirmek, çeviri yapmak, kontrol etmek gibi her işi yapmış. İstanbul’da da aynı firmanın pazarlama işlerini üstlenmiş. Sonra halkla ilişkiler, ürün müdürlüğü gibi görevler... Bütün bunlar olurken, Şahika Tekand’ın Stüdyo Oyuncuları’nda eğitim görmüş, oyunlarında rol almış.
Sonrası şöyle: Stüdyo Oyuncuları’nın Oyuncu, Gergedanlaşma, Vanya Dayı oyunlarının, pek çok kısa filmin ve Zeki Ökten’in Çinliler Geliyor, Çağan Irmak’ın Kabuslar Evi/Uyurgezerler ve Reis Çelik’in Mülteci filmlerinin oyuncusu, başta Ihlamurlar Altında olmak üzere sayısız dizi filmin sayısız karakteri, belgesellerin ve rol keserken sesini kullanamayanların sesi...
Oyunculuk ehliyetini aldıktan sonra diğer bütün işleri bırakmış, biri hariç: Sivil toplum çalışmaları. Bir süre ABD’de yaşarken uluslararası bir kuruluşun kabul edilecek mülteciler için geliştirdiği kültürel oryantasyon projesinde bulmuş kendini: Mülteciler kimdir, neden kendi ülkelerini terk edip başka ülkelere giderler sorularıyla yetinmemiş, daha fazlasını öğrenmek istemiş. Bilgi Üniversitesi’ndeki eğitimi bu yüzden almış. Böylece sadece mültecilerin değil, kadınların, çocukların, azınlıkların, kısacası tüm insanların hakları üzerine derinleşmiş. Oyuncu-Yurttaş Derya böylelikle doğmuş.
Sivil toplum çalışmalarına, sosyal adaletin olmadığı bir dünyada "işe yarama" duygusuyla katılıyor: "Bilmiyorum gereksiz bir mantık mı kurdum ama oyunculuk bencilce yaptığım bir şey. Olmak istediğim her şeyi bana sağladığı için ondan keyif alıyorum. Yine de nerede oynayacağımı seçiyorum. Anlatmak istediklerimi anlatacağım işlerde oluyorum. Bu tarafta sosyal adalet adına bir şeyler yapıyor olmak, sanatımda daha özgür olmamı sağlıyor. Sanki öteki sorumluluk işlerimi yapmasam mesaj kaygılı, politik, slogancı işlerde olurum sanıyorum. Bunu da sevmiyorum."
Küçükken uslu, içe kapanık bir çocukmuş; bugün yarı deli tadınla yaşadığını söylüyor. Peki deliliği oyunculukta mı, yurttaş olma işlerinde mi? "Galiba iki tarafta da" diyor: "Mesela mülteci haklarını anlatırken birden kadın hakları
konusunda tirad atarken buluyorum kendimi."
Mülteci filminin hem oyuncusu hem insan hakları danışmanı
Mülteci’de, Haluk Piyes ile birlikte. Filmin çekileceğini duyunca, Yönetmen Reis Çelik’e bu alandaki deneyiminden söz etmiş Derya Durmaz. O da çekeceği konuda çalışan bir oyuncuyla karşılaşınca çok şaşırmış. Durmaz’a göre bu film, mültecilik konusunda sistemin işleyişini detaylı gösteren ilk film: "Örgütler çok organize. Paket programları var: Mesela 5 bin dolara şu dağları aşırırız, şu şehre bırakırız diyorlar. Bin dolara bilmem nereye kadar götürürüz diyorlar. Bu arada böbreğini alabilirler, fuhuşa zorlayabilirler, TIR kamyonunun arkasında havasızlıktan öldürebilir ya da teknelerini batırıp boğulmasına neden olabilirler."
CLYTEMNESTRA VE KOCASINI ÖLDÜREN KADINLAR2004’ten bu yana Atina’da yazar ve yönetmen Avra Sidiropulu’nun kurduğu Persona Tiyatrosu’yla çalışıyor. Daha önce, "Clytemnestra’nın Gözyaşları" adlı oyunda rol aldı. ABD’de yaşayan İngiliz asıllı oyuncu Kristin Linklater (yanda solda), Yunan oyuncu Themis Bazaka (yanda sağda) ve Derya Durmaz, Yunan mitolojisinin karakterlerinden Kral Agamemnon’un karısı Kraliçe Clytemnestra’nın üç farklı yaş dönemini Türkçe, İngilizce ve Yunanca oynuyor. Clytemnestra, tarihe sevgilisiyle birlikte kocasını öldüren kadın olarak geçmiş. Durmaz, "Cinayeti haklı göstermek istemem ama, kadının kocası savaş uğruna karısını ve çocuklarını terk etmekle kalmayıp Troya’ya ulaşabilmek için kızını tanrılara kurban veren bir kral. Yani Clytemnestra’yı lanetlemeden önce düşünmek lazım" diyor. Tıpkı, cezaevlerinde kocasını öldürmekten yatan çoğu kadın gibi. "Evet çok benziyor onların durumuna. Bu kadınlara yıllarca şiddet gördüler diye ağır tahrik indirimi uygulanmıyor, ama erkeklere uygulanıyor." Bu oyundaki performansından dolayı, Selanik Üniversitesi akademisyenlerinden Elizabeth Sakellaridu, "Seyirci, Türk oyuncunun tanrısal, neredeyse hipnotize eden performansının çok daha fazla etkisi altında kaldı" diye yazdı. Durmaz, Yunan izleyiciyi bu sonbaharda da "Ve Tanrı Dedi ki" oyunuyla büyülemeye hazırlanıyor.
500 polis memuruna eğitim verdi
1999’dan bu yana İçişleri Bakanlığı, Hollanda, İngiltere, Danimarka ve Macaristan göç ve vatandaşlık bakanlıkları ve BM ile ortaklaşa, Türk iltica sistemini AB ile uyumlu hale getirmek için çalışıyor. İnsani Kalkınma Derneği kanalıyla, üç yılda Türkiye’nin her köşesinden yaklaşık 500 polis memuruna insan hakları-mülteci hakları eğitimi verdi. Şimdi de Türkiye’de mültecilere Avrupa standartlarında barınma merkezi kurulması projesiyle ilgileniyor.
Turgut Özal filminde oynayacak
Derya Durmaz, Almanya doğumlu, Ankara’da büyümüş ama köken olarak bir
Yörük kızı. Bütün uğraşlarının yanında modern ve Latin dans, yüzme, binicilik ve atıcılıkla ilgileniyor. Şan eğitimi de var. İngilizce ve Fransızca biliyor. Yeni sinema filmi Cüneyt Ülsever’in romanından uyarlanan Topal Devrimci Cinayeti olacak. Münir Karataş’ın çekeceği ve eski cumhurbaşkanlarından Turgut Özal’ın ölümünü ele alacak filmde, Derya Durmaz İslami örgüt üyesi birine aşık olan genç bir kadını canlandıracak.