Güncelleme Tarihi:
BASKETBOLCU MILICA DABOVİC'İN POZLARI
Beşiktaş’ta ne oluyor? Yürümeyen nedir?
-Tek söyleyebildiğim, Beşiktaş’a beni buraya getirdiği teşekkür ederim. Ama şimdi bir şeyler oluyor ve ben niye olduğunu anlamıyorum. Uzun yıllar Beşiktaş’ta kalacağım zannediyordum.
Kontrat resmi olarak feshedildi mi?
-Maalesef. 27 Şubat’a kadar antrenmanlara gidiyordum ama genç oyuncuların salonunda çalışıyordum. Isıtılmayan bir salon. Sonra artık antrenman da yapma, evi de boşalt dediler. Yarına kadar vaktim var. Takımdan arkadaşım Laura’nın yanına taşınacağım.
Sebep?
-Takım için yeterince iyi olmadığımı bildirdiler.
Nasıl olur, basketten anlamam ama istatikleriniz hiç de fena değil...
-Evet herkes bunun gerçek sebep olmadığını biliyor. Ama koç sizi sevmezse ne yapabilirsiniz ki? Tabii kulüp de onun tarafında olacak.
Aziz Bey (antrenör) sizi niçin sevmedi? Aranızda bir zıtlaşma mı oldu?
-Öyle tartışma gibi bir şey geçmedi. Şimdi bile onunla konuşurum, gözlerinin içine bakabilirim. Ama o benimkilere bakmayacaktır. Bende sevemediği bir şeyler vardı. Hepsi bu.
Disiplinsiz olduğunuz ve antrenmanlara sarhoş geldiğiniz söyleniyor...
-Her şeye tamam ama buna gerçekten kızarım. Beni tanıyan herkes içkiden nefret ettiğimi ve ağzıma bir damla bile sürmeyeceğimi bilir. Bana kendimi kötü hissettiriyorlar. Neden? Ben buyum ve kendimden utanmıyorum.
Birçok insan gerçek nedenin FHM dergisinde çıkan pozlarınız olduğunu düşünüyor...
-Evet buna sinirlendiler ama önceden çekilmiş fotoğrafların şimdi yayınlanacağını bilemezdim. O fotoğraflar, ben buraya gelmeden, hatta milli olmadan önce geçen mayısta çekilmişti.
İyi de gelecek vaat eden bir spor kadını olarak bu çekimi niçin kabul ettiniz? Eğlence ya da estetik olsun diye mi? Yoksa çok mu para verdiler?
-Fotoğraflarımı görmüşler. Basketçi olduğumu, dövmelerimi, hakkımda her şeyi öğrenmişler. Dergi için çekim yapmak istiyoruz dediler. Ben de düşündüm, neden olmasın dedim. Çekimler Belgrad’da yapıldı.
Eğer olayların böyle gelişeceğini bilseydiniz, yine de çektirir miydiniz o fotoğrafları?
-Beşiktaş’a geleceğimi ve buna çok kızacaklarını bilsem bunu hiç yapmazdım. Ama Sırbistan’da durum tamamen farklı. Milli takım antrenörüm aradı, zaten hep benim 1 numaram olmuştun dedi, tebrik etti. Herkes beni arıyor, birçok gazete, dergi, televizyon peşimde. Aman Allahım, olmaz, burada zaten başım dertte diyorum. "Takma kafana burada bir süperstarsın" diyorlar.
Mahkemeye, FİBA’ya başvuracak mısınız?
-Evet başvuracağım. Sözleşmeyi ben feshetmedim. Ne kadar sürerse sürsün, hakkım olan para için mücadele edeceğim.
Peki kızı iyi bir basketçi olsun diye yıllarca didinen babanız ne dedi fotoğraflara?
-O sırada annem buradaydı. Telefonda anneme şöyle dedi: Nevica, çıplak kızını gazetede gördün mü? Bittiğim andı. Ama yapacak bir şey yok...
Yıldırım Demirören’le tanıştınız mı?
-Evet çok iyi davranırdı bana, arkadaş gibi. Ama olaylardan sonra hiç konuşmadık.
PENDİK’TE BİR KUAFÖRE GİTTİM, SAÇIMI BÖYLE YAPTI
Milica ne demek?
-Sırpça’da iyi insan anlamına geliyor.
Kaç yaşındasınız?
-27. Karadağ’da, Herceq Novi adında küçük bir şehirde doğdum.
Aileniz?
-Ablam da basketbol oynuyor, küçük olan kız ve erkek kardeşlerim de. Kız kardeşim de Beşiktaş’ta oynayacaktı. Ama koç beni sevmiyor, kız kardeşimi n’apsın? O da geri döndü.
Babanız?
-Basketbol koçu. 10 yıl ablamı, 10 yıl beni çalıştırdı, şimdi de küçük kardeşlerimi çalıştırıyor. Yaşadığımız şehrin adını taşıyan takımın koçu.
Anneniz de mi basketçi?
-Yok, o voleybolcu, ama kendini çocuklarına adadı.
Okul ne oldu bu arada?
-Liseden sonra Belgrad’da üniversiteye yazıldım. Antrenörlük okuyordum. Rusya işi çıkınca okulu bıraktım. Ama bir gün okulumu bitirmek istiyorum.
Neden size Sırbistan’ın Paris Hilton’u diyorlar?
-Bilmem, belki saçımdan dolayı. Eskiden uzun ve daha koyu renkti saçlarım. Bir sabah uyandım ki, aman Allahım, bir değişiklik yapmam lazım. Normalde depresyonda olduğum zaman yaparım bunu. Bu sefer daha popüler olmak için yaptım. Takımdan arkadaşım Pendik’te bir kuaföre götürdü beni. Saçlarımı kesmesini söyledim. Victoria Beckham gibi mi olsun dedi. Evet, dedim. Kırt, kırt, kırt... İşte sarışın oldum.
Herkes Sırbistan’ın en zengin ailelerinden birinin kızı olduğunuzu söylüyor... Karadağ’ın yarısının sizin olduğu doğru mu?
-Hayır, tersine. Çocukken ayakkabılarım üç numara büyüktü çünkü alacak paramız yoktu. Basket oynamaya başladıktan 10 yıl sonra ancak kendi ayağıma göre ayakkabılarım oldu.
RUSYA’DA DA BENİ MAÇ ÇIKIŞI BEKLERLERDİ
Beşiktaş taraftarı sizi niçin bu kadar çok seviyor? En son geçen hafta erkek takımının maçına gittiniz, taraftarların birlikte fotoğraf çektirmek istemesi yüzünden salon 15 dakika geç boşaldı...
-Her şeyden önce iyi basketbol oynuyorum. Bir de iyi bir insanım, bunu hissediyorlar bence. Güzel olmamın da etkisi var tabii...
Gittiğiniz diğer ülkelerde de aynısı mıydı?
-Evet Rusya’da da oynadım, aynısıydı. Fotoğraf çektirmek, tanışmak için maçlardan, antrenmanlardan sonra beni beklerlerdi. Bunu seviyorum.
Harika dövmeleriniz var. Kaç taneler?
-6 dövmem var. Biri 13 sayısı. 13 bizim için uğurlu sayı. Ailedeki herkes bu sırt numarasıyla oynamış. Çin motifleri var, mutluluk, güç ve aşkı temsil ediyor. Bir de yunus dövmem var. Yunusları çok severim. Bir gün çok zengin olursam kendime kocaman bir yunus akvaryumu yaptıracağım.
Kendinizi seksi buluyor musunuz?
-Evet seksi biriyim tabii ki!
Boyunuz-kilonuz kaç?
-Boyum 1.72. 62 kiloyum.
Nasıl erkeklerden hoşlanıyorsunuz?
-Her şeye sahip olan erkekleri seviyorum.
Ne demek o, Abramoviç gibi mi yani?
-Yok, o da çok fazla...