Yurtdışında köpekler düzenli olarak psikolojik kontrole gider

Güncelleme Tarihi:

Yurtdışında köpekler düzenli olarak psikolojik kontrole gider
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2005 00:00

Köpek psikolojisi konusunda uzman olan Profesör Doktor Tamer Dodurka’nın ‘Köpeklerde Davranış Sorunları’ adlı yeni kitabı piyasaya çıktı.Tamer Dodurka kitabında davranış bozukluklarını, nedenlerini ve tedavi programlarını anlatıyor. Dodurka’nın deneyimleri ve yaptığı araştırmalara göre köpeklerin çoğu yanlış ödüllendirme, gereksiz cezalandırma, sabırsızlık ve ilgisizlik sonucu sorunlu hale geliyor. Yani köpeklerimizin yaşadığı psikolojik bozukluklarda da bunların tedavisinde de başrolde biz varız.n Köpeğini psikoloğa götürmek insanlara lüks mü geliyor? - Maalesef köpeklerini çok ağır hastalandığında bile veterinere götürmeyenler var. Bu insanlar köpeğin psikolojik sorunlarında da tedavi yoluna gitmezler. Şaşırmıyorum zaten, insanlar çocuklarını bile psikoloğa götürmüyor bazen. n Psikolojik tedavi zaman zaman pahalı da bulunuyor, köpekler için de durum böyle mi? - Yurtdışında gerçekten astronomik rakamlar olabiliyor. Biz insanların zaten böyle bir alışkanlığı olmadığı için çok ekonomik davranıyoruz. Yurtdışında köpekler düzenli olarak seanslara gider, biz problemin kaynağını saptadıktan sonra köpeğe seans yapmıyoruz. Sahibini ücretsiz yönlendirerek köpeğin tedavi olmasını sağlamaya çalışıyoruz.n Köpeğin psikolojik yardıma ihtiyacı olduğuna işaret eden belirtiler neler?- Bazı fiziksel rahatsızlıkların belirtisi psikolojik bozuklukla çok benzeşiyor. Tuvalet eğitimi olan bir köpeğin tuvaletini eve yapmaya başlaması, vücudunun herhangi bir yerini sürekli ve ısrarla yalaması, kuyruğunu kovalayıp ısırması sorunlara işaret eden genel hareketlerdir. n Peki, köpek sahibinin onaylamadığı her hareket davranış bozukluğu mudur?- Hayvan bizim hayatımıza uyum sağlayabilmek için birçok güdüsünü bastırmak zorunda kalıyor. Sürü hayatına ait bir hayvan olan köpeği birdenbire evde yalnız bırakırsak ve döndüğümüzde eşyaları kemirilmiş bulursak, bu bir davranış bozukluğu değil. Kendi istediklerini hemen yapmıyor diye köpeğinde davranış bozukluğu olduğunu sananlar çok oluyor. n Size gelen köpeklerde en çok hangi bozukluklara rastladınız? - Tüm dünyada köpeklerde en çok görülen davranış bozukluğu saldırganlık. Daha sonra dikkat çekme çabası, yalnızlık korkusu ve diğer korku davranışları geliyor. TERK EDİLMEK EN BÜYÜK DEPRESYON SEBEBİn Bu bozukluklarda köpek sahibinin çok etkisi oluyor mu?- Saldırganlık da dahil, psikolojik bozuklukların çoğunda zaten köpeğin sahibinin etkisi görülüyor. Mesela, yavruyken köpeğin küçük agresif oyunları köpek sahiplerine sevimli ve eğlenceli gözüküyor. Aslında bir sürü olarak gördüğü evin lideri olmaya çalışan yavru köpeğin bu zararsız görülen eğlencesine alkışlarla, ödüllerle cevap verildikten sonra köpek saldırgan davranışlarla sahibini mutlu ettiğine inanıyor. Bu yüzünden saldırıyı iyi bir şey zannediyor köpek ve büyüdüğü zaman ısırıyor. Bazı durumlarda köpek sahibinin müdahale edemediği dış faktörler de etkili olabilir. n Nedir bu durumlar? - Örneğin dışarıda yaptığı bir gezi sonucu başka bir köpekten ciddi şekilde dayak yemesi ömür boyu diğer köpeklere karşı agresif olmasını sağlayabilir. Davranışları etkileyen hastalıklar da var. Köpeğin aldığı bazı genler de sorun yaratabilir. n Psikolojik yardım alan bir köpek kesin olarak tedavi edilebiliyor mu? - Bu tamamen köpeğin sahibine bağlı. Köpeğini ne kadar iyi tanıyor, ne kadar iyi gözlüyor ve bize ne kadar çok bilgi ve ayrıntı veriyorsa başarı da o kadar yaklaşıyor. Ama sorunun kökenine inemiyorsak tedavi mümkün olmaz. Bazen de insanlar kendi yanlışları çıkmasın diye yanlış ya da eksik bilgi veriyorlar. O zaman da tedavi zorlaşıyor.n Problemli bir köpeğin tedavisinde izlenen yol nedir? - Teşhisten sonra tedavi yolu belirlenir. Davranış tedavisi mi yapılacak, psikiyatri yöntemleri mi kullanılacak yoksa sorun sadece eğitimle çözülebilir mi diye bakılır. Davranış terapisinde köpek sahibini yönlendiriyoruz. Psikiyatrik tedavide insanların da kullandığı ilaçlar alınıyor. n Köpeklerde davranış bozukluğu dışında bizim yaşadığımız ruhsal hastalıklar da oluyor mu? Şizofren ya da manik depresif bir köpek gibi mesela?- Köpeğe şizofreni teşhisi koymak zor ve tartışılan bir şey. Fakat insanlarda olduğu gibi manik-depresif olan, fobi ve takıntıları olan birçok köpek var. Doğal olmayan saldırganlık, depresyon göstergesi olabilir. Manik-depresif köpekler de hastalığı aynı insanlardaki gibi yaşarlar. Bir an çok hareketli ardından çökmüş halde olurlar. n Köpeği neler depresyona sokuyor peki? - Aynı insanlardaki gibi birçok sebep var. Mesela, hamilelik sonrası depresyonu dişi köpeklerde de olabilir. En büyük depresyon sebepleri sahibi ile ilgili olanlar: Terk edilmek, barınağa ya da sokağa bırakılmak, sahibinin kaza geçirmesi ya da ölmesi gibi... Herkes duyar, sahibi öldükten sonra mezarında bekleyip açlıktan ölen ya da barınağa terk edildiği zaman yemek yemeyi reddedip intihar eden köpekleri.KÖPEĞİ UYUTMAK CİNAYETTİRBuraya çok agresif hayvanlar da geldi, ben hiçbir zaman uyutma kararı vermedim. Yapılacak şey ilacın dozunu arttırmaktır. Bazı hayvan sahipleri köpek uyuşmuş gözüküyor diye ilaç vermek istemiyor ama bir süre sonra uyutmakta sakınca görmüyor. Teşhis konulduktan sonra çözülemeyecek olay görmüyorum. Uyutma kararı cinayettir. İlle de uyutmak düşünülüyorsa, köpeğin sadece sahibine değil, tüm çevresine ve kendisine çok zarar vermesi, tedavilere cevap vermemesi durumunda, bir değil birkaç hekim tarafından incelenip karar verilmesi gerekir. Sırma GÜLBAHARKedi ve köpeklerde bağırsak düğümlenmesiKedi ve köpeklerde bağırsak invaginasyonu (düğümlenmesi) çok sık görülmese de ortaya çıktığı zamanlarda hayati tehlike yaratan ciddi bir hastalık. Genellikle yavru kedi ve köpeklerde görülmekle birlikte her yaş ve ırk hayvanda ortaya çıkabilir. Bağırsak düğümlenmesi, bağırsağın kendi içine doğru teleskopik bir kayma ile kıvrılmasıdır. Bu bölgenin kan dolaşımı hızla bozulur ve dokular ölmeye başlar. Bundan sonraki prosesler hızla ilerler ve erken teşhis edilemezse hayati tehlike oluşur.Hastalığın sebeplerinin çoğunluğu bağırsak hareketlerini ve besinlerin bağırsaktan geçişini olumsuz etkileyen koşullardır. En çok da bağırsaklarında aşırı miktarda parazit olan yavru kedi ve köpeklerde görülür. Bağırsağa giren yabancı cisimler de (iğne, toka, oyuncak v.s. maddeler) hastalığa zemin hazırlar. Benzer şekilde bağırsak hareketlerini etkileyen tümörler ve daha önceki bağırsak ameliyatları ile ilgili komplikasyonlar da hastalığa sebep olabilir. Hastalığın belirtileri yerine bağlı olarak değişiklik gösterir. Eğer ince bağırsakta şekillendiyse kusma görülür. Dışkı miktarı çok az veya yoktur. Dışkı olarak çıkan materyal genellikle jel gibi ve bazen kanlıdır. İştah oldukça azdır. Karın bölgesinde ağrı vardır. İlerleyen durumlarda şok ve ani ölümler görülür. Erken teşhis ve tedavi uygulanmazsa hastalık ölümle sonuçlanır.Tedavisi bağırsağın iç içe geçen kısmına yapılacak cerrahi müdahale ile yapılır. Cerrahi müdahalenin ardından iyi bir bakım ve iyileşme süreci ile birlikte tamamen tedavi edilebilir. Hastalıktan korunmada kedi ve köpeklerin yabancı cisimleri yutma ihtimaline karşı dikkatli olunması ve parazit tedavilerinin ve muayenelerinin düzenli olarak uygulanması etkili olur.Balkonda hapsedilen Sibirya Kurdu kurtarıldıİtiraf edelim, uzun zamandır Pako sayfasında yer verdiğimiz hiçbir haber, geçen hafta Pako’ya Mektup köşesinde yayınladığımız küçük köpeğin acıklı hikayesi kadar ses getirmemişti. Haberimiz etkili oldu, hayvanseverlerin yazışma platformlarıyla birleşince o kadar çok telefon ve e-posta aldık ki, saymanın imkanı yok. Bu da tekrar gösterdi ki, Türkiye’de hayvan haklarının uygulanması için çalışan insanlar çoğalıyor. Arayanlar arasında dava açmak isteyen avukatlar da vardı, ev kadınları da, sivil toplum örgütleri de... Ve 3 aydır balkonda hapis tutulan 4 aylık Sibirya Kurdu sonunda kurtarıldı. Belediye yetkililerinin de araya girmesiyle, yavru köpek bilinçsiz sahiplerinin elinden protokolle alınarak sahiplendirildi. Hikayenin bizlere ulaşmasını sağlayan hayvansever Gönül Ergene, artık bu yavrunun yeni sahibi. Üstelik bugüne kadar adını bile bilmediğimiz köpeğin bir ismi de var: Rodine... Anlamı ne derseniz, Gönül Hanım çok etkilendiği heykeltıraş Rodin’den esinlenmiş. Köpek dişi olduğu için de sonuna bir e eklemiş.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!