Ersin KALKAN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 2004 01:31
Roxy Müzik Günleri tam dokuz yıldır yapılıyor. Hem yarışma hem de festival olan günlerde alternatif müzik yaptığına inanan binlerce genç sanatçı kendini gösterme fırsatı buluyor.
Bugüne kadar 613 grup, 3 bin 65 müzisyen geçti Roxy’nin yarışmalarından. İlk yarışmanın birincisi Teoman’dı. Daha sonraki yıllarda Nil İbrahimgil, Kurban, Replikas, Bağdat Aveneu gibi gruplar dereceler aldı.
Bu yıl tam 184 topluluk katıldı ve bir rekor kırıldı. Geçtiğimiz yıllarda Türkçe şarkılar azınlıktaydı. Bu seneki yarışmada Türkçe sözlü müziğin baskın bir şekilde öne geçtiği görüldü. 17 finalistten sadece ikisi İngilizce söyledi.
Jüri Başkanı Taner Öngör, bu değişime dikkat çekiyor: ‘Geçmiş yıllarda İstanbul’dan iyi aile çocukları, kolejlilerin ağırlığı vardı. Bu yıl ilk kez uzaklardan, Anadolu’nun derinlerinden, varoşlardan geldiler.’
Roxy’nin ortaklarından Cem Selcen Anadolu’da sessiz sedasız bir rönesans yaşandığına dikkat çekiyor: ‘Anadolu’da müzik İstanbul’dan daha güçlü yükseliyor. Daha itinalı çalışıyorlar. Enstrümanlar da daha iyi çalınıyor. İstanbul’dakiler hayatın gürültüsü içinde daha fazla kirleniyor. Anadolu’daki çocuklar daha münzevi, daha sıkı çalışıyor. Rock, bir şehir müziğidir. Bu çoğalma Anadolu’da artık şehirlerin oluştuğunu ve patlamaya başladığını gösteriyor. Belli belirsiz bir rönesans gibi. Yaratıcılığın kelebeği Anadolu’nun üzerinde uçuyor.’
Bakışlarımızı Roxy Müzik Günleri’nin ortaya çıkardığı bu yöne çevirdik. Türkiye’nin hemen her yerinde müzik için canla başla uğraşan bu gençlere, belki de yarının starlarına baktık. Kim onlar, nasıl kuruldular, neyi amaçlıyorlar?
SAMSUN’DAN THE DOMINATION
Grup dört kişi:Vokal ve gitarda Elif Kezik (22) gitarlarda Mehmet Akif Ersoy (26), Önder Otçu (25), davulda Muharrem Karaahmet (26). 2001’de Muharrem (davul) ve Akif’in (bas) bir cover grubu kurma fikriyle, The Domination’ın temelleri atıldı. Mehmet grubun gitaristi oldu. Vokalist olarak düşünülen sound için en uygun Elif’ti. Elif’in de topluluğa dahil olmasından sonra grup çalışmalarına başladı. Bir buçuk yıl içinde 14 kez sahneye çıktılar ve başarılı oldular. Artık The Domination Samsun’un en popüler rock grubuydu. Elif Kezik, ‘Rock’ı bir gençlik ateşi olarak görmüyoruz. İyi ve güzel müziğin peşinde koşuyoruz. Daha iyisini yapacağız’ diyor.
ANTALYA’DAN BARİYER
Dört kişiden oluşan grupta şu isimler yer alıyoR: Gökhan Ülkü (18) gitar ve vokal, Yakup Karlıdağ (19) gitar, Anıl Tunçkol (19) bateri, Hakan Aydoğan (18) bas gitar. Daha dört aylık bir grup. Karatay Lisesi son sınıf öğrencilerinden oluşuyor. Türkçe rock yapıyorlar. Tarzlarının Kurban ve Duman’ı andırdığını söylediler. Roxy için üç şarkılık bir demo yapmışlar. Demodaki parçaları Gökhan bestelemiş, sözlerini de Anıl’la birlikte yazmışlar.
SİVAS’TAN ZUU
Edebiyet ve sinemayla da uğraşan Bahadır Aydın (23) grubun vokalisti. Topluluk adının öyle kendiliğinden çıktığını söylüyor. Grup dört kişi:
Davulda Emre Aydın (24), Bahadır’ın amcası ve İÜ’de coğrafya okuyor. Bas gitar çalan Serdar Aydın (21) Bahadır’ın kardeşi. Bir de Eren Orhon (24) var ama o şimdi asker. Eren’le Bahadır birlikte dört yıl önce başlamışlar, sonra da dörtlü olmuşlar. Grup üyelerinin tamamı Sivaslı. Ne yazık ki Sivas’ta müziklerini yapabilecek bir mekan yok. Geçen ay Cumhuriyet Üniversitesi’nde bir konser vermişler. Yaptıklarının genelde rock adı altında toplanabileceklerini belirttiler. Çaldıkları tüm şarkılar topluluğa ait. Bahadır, ‘Sivas’ta rock yapılmaz dediler. Biz yaptık oldu. Sivaslılar da diğer kentliler gibi, acı çekiyor, aşık oluyor, ayrılık ve hasret yaşıyor, isyan ediyor. Bunların yaşandığı yerde rock da olur’ diyor.
MUĞLA’DAN SODA
Dört kişilik grupta Candaş Ergezen (21) vokal, Okan Cantaşkın (22) gitar, Cenkay Üstün (21) bas gitar, Atıl Çelik (22) baterist. Atıl İzmirli, diğerleri İstanbullu. Muğla Üniversitesi öğrencileri. Duman’la sahne almışlar. Türkçe rock yapıyorlar. Muğla’da dört barda çalışmışlar. Marmaris ve çevresinde de çalmışlar. Bir demoları var. Okulda bir odayı stüdyo haline getirmişler. Candaş yedi yıldır müzik yapıyor. Grubun diğer üyelerinin müzik geçmişi de en az altı yıl. Candaş, ‘Türkçe’yle rock yapılmaz diyenler aldanıyor. Roman yazılan, şiir yazılan bir dille neden rock yapılmasın ki’ diyor.
GİRESUN’DAN DEBBOY
2002’de kuruldu. Dört kişiden oluşuyor. Mimar Serdar Demirkan 24 (vokal ve gitar), Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde öğrenci olan Erman Baykan 23 (gitar), KTÜ öğencisi Bahadır Orhan 25 (bas gitar), Engin Güzel 20 (davul). Hepsi Giresunlu. Alternatif rock yapıyorlar. Demoları var.
ESKİŞEHİR’DEN AYŞEGÜL İNCİ
19 yaşında. 30’dan fazla bestesi var. Türkçe rock yapıyor. 14 yaşından bu yana müzikle ilgileniyor. Ritm gitar ve bas gitar çalıyor. Vokal yapıyor. Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde öğrenci. Ankaralı. Çalıştığı grubun adı Saund Union. Grup dört kişiden oluşuyor. Ayşegül, ‘Parçaları İngilizce de yapabilirdik ama gerek görmedik. Meramımızı Türklere anlattığımıza göre Türkçe müzik yapmamız daha iyi değil mi’ diyor.
BALIKESİR’DEN SOUL OF GROOVE
2001’de kurulan grup Gökhan Yumuşakdemir (26) bas gitarcı, Behzat Boran (26) davulcu, Can Gönenç (26) klavyeci olmak üzere üç kişi. Groove ve punk çalıyorlar. Dört parçadan oluşan bir demoları var. Demodakiler Gökhan’ın besteleri. Gökhan 14 yıldır müzikle ilgileniyor. Topluluk üyeleri Balıkesirli ama İstanbul’da da sahneye çıkıyorlar. Gökhan, ‘Yakında bir albümle ortaya çıkacağız. Müziğin kıyısında değil merkezinde olacağız’ diyor.
KONYA’DAN KONYA BLUES BAND
Murat Ertan Doğan (22) solo gitar çalıyor. İlkay Nişancı (21), baterist, Tamer Sağcan (21) bas gitar, Ahmet Özböler (23) gitar ve vokal yapıyor, Evren Aydurdu (20) klavyeci. Blues ve nadir olarak punk çalıyorlar. İki yıllık geçmişleri var. Hepsi Selçuk Üniversitesi öğrencisi. Üçü Antalyalı, biri Konyalı biri de Ankaralı. Demolarını enstrümantal rock tarzında yapmışlar. Roxy’ye verdikleri kaydı aceleye getirdikleri için fazla ciddiye almıyorlar. Piyanoyla enstrümana başlayan Murat 11 seneden bu yana müzikle uğraşıyor. Grubun tüm üyeleri besteleri birlikte yapıyor. Tamer sözleri yazıyor, diğerleri de besteye katkıda bulunuyor.
ÇANAKKALE’DEN POPKORN
Gitar ve vokalde Serkan Ferat (29), bas gitarda Ufuk Karabacak (26), bateride Emrah Atay (21). İsmimizi biraz neşe olsun diye koyduk diyorlar. Dört yıldır birlikteler. Saat Kulesi’nin yakınındaki TNT Bar’da çalıyorlar. Rock yapıyorlar. Serkan İzmir’den, Ufuk, İstanbul’dan, Emrah ise Eskişehir’den. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde okuyorlar. Serkan, ‘Topluluğu devam ettirecek, birlikte yeni projeler yapacağız’ diyor.
SİVAS’TAN GÖRKEMLİ KAYBEDENLER
‘Görkemli Kaybedenler’ Leonard Cohen’in bir kitabının adı. Cohen’i seviyorlar. Grup, bundan üç yıl kadar önce üç kişiyle başlayıp beşe çıkmış. Grubun şefi ve vokalisti Levent Gül (22), Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde makine okumuş. Okuldan mezun olmuş ama bağları devam ediyor. ‘Özgürlüğüm Botlar Altında’ adlı bir şarkıyla yarışmaya katılmışlar. Bu şarkının Irak savaşı için bestelendiğini ve sözlerinin de bu amaçla yazıldığını söyledi. ‘Kesmeşeker’ grubunu severek dinliyorlarmış. Grupta şu anda Levent’in dışında gitarlarda Mustafa Yunal (23) ve Sıtkı İşler (22) yer alıyor. Levent, ‘İlerde senfonik rock yapmayı düşünüyoruz’ diyor.
BU YIL ONLAR KAZANDI
Birinci Ankara’dan Deja-vu: Etnik, nu metal ve ska. Grup 1999’da kurulmuş. Bugüne kadar yaklaşık 20 müzisyen gruba giriş çıkış yapmış. Yaptıkları tüm müziklerde bağlama ve didgerido gibi birbirinden son derece farklı enstrümanlar kullanıyorlar. Ankara’nın en çok ilgi gören grubu olarak dikkat çeken topluluğun ‘Are You Ready’ isimli bir albümleri ve bir de klipleri var.
Müzisyenler: Vokalde Cenk Sönmez (28), bağlamada Kıvanç Şenol (25), bas gitarda Tolga Nemutlu (19), gitarda Barış Orhan (19), davulda Barış Bilgen (19)
İkinci Çamur’un İsveçli ve Bulgar üyeleri var: Grubun temeli Murat, Çağatay ve Kadir tarafından 1996’da atıldı. Çağatay’ın Ça’sı ile Murat’ın Mur’unu birleştirerek grubun adını bulmuşlar. Albüm hazırlığı içindeler. Şu anda üniversite ortamlarında ve şehir dışında konserlere gidiyorlar. Sahneye çıktıkları sabit bir yer yok. Grup oldukça kozmopolit. Jon İsveçli, Dimitrov Bulgar asıllı Türk vatandaşı. Emre, gitarla bağlamayı birleştirerek Çağlama diye yeni bir enstrüman buldu. Bu aletin ilginç ve farklı bir sesi var.
Müzisyenler: Davulda Trayan Dimitrov Chavdarov (27), bendir-djembede Güney Yabar (27), tefde Jon Cullblad (29), darbukada Emre Kocabaş (24), bas Gitarda Kadir Keskin (29), klavyede Ozan Yılmaz (24), çağlamada Ömür Kadir (30), elektro gitarda Çağatay Kadı (28), vokalde Murat Ak (27).
Üçüncülük elektronik müziğe: Heito’yu yani Hayko Çetin, daha önceleri Sibel Tüzün, Murat Kekilli, Aylin Aslım gibi müzik dünyasının ünlü simalarıyla çalıştı. Yarışmaya kendi hazırladığı demo albümüyle katıldı. Albümde yer alan 13 parçanın söz ve müzikleri Hayko Çepkin’e ait.
Müzisyenler: İstanbullu grup Hayko Çepkin (26) Koray Doyran (26), Ozan Yılmaz (25), Özler Kırçak’tan (24) oluşuyor. Elektronik rock yapıyorlar.
Jüri özel ödülü Bursa’dan Deli’ye: Topluluk Türkçe punk/deneysel tarzda müzik yapıyor. İki yıl önce Bursa’da kuruldu. Uludağ Üniversitesi’nde düzenlenen bir şenlikte büyük bir ilgiyle karşılaşınca işe daha çok asılmaya karar verdiler. Geçen yıl Ankara’da ilk albümlerini yaptılar.
Müzisyenler: Cengiz Sarı (20), Mehmet Alhas (22), İbrahim Akkaya (21) Enis Çoban (24)
Roxy ödülü Full Aksesuar’a: Beş kişiden oluşan topluluk, Murat Erk (34), Kıvanç Kaytanlı (26), Yiğit Ergün (24), Cemil Tatlıpınar (28), Murat Bekin (27)’den kurulu. Tarzları pop rock.
KAHRAMANMARAŞ’TAN WOODOO
Grup şefi, sigortacı Dinçer Alabeyoğlu (27) elektro gitar çalıyor. 12 yıldır müzikle uğraşıyor. Topluluğun ismi büyü anlamına geliyor. Popstar adayı Tamer Şişman grubun solistiymiş. Tamer İstanbul’a gidince grupta gevşeme olmuş. Grubun diğer üyeleri: Bas gitar ve klavyede Kadir Şirin (28) baterist Mustafa (27). Türkçe rock yapan topluluk 2000’de kurulmuş.
Türkçe rock’ın dirilişi
Jüri Başkanı Taner Öngür, Türk rock aleminin efsanevi gruplarından Moğollar’ın elemanı. Sekiz yıldır Roxy Müzik Günleri jürisinde.
Sekizinci senedir jürideyim. Selmi Andak’a benzeyeceğim diye korkuyorum ama bir türlü de ayrılamıyorum. Eskiden beri alt kültür ve müzik konusunda meraklı olduğumdan bu benim için bulunmaz bir gözlem alanı oluşturuyor. Hürriyet’in 1964-1965’te yaptığı Altın Mikrofon gibi Roxy Günleri’nin de bir takım kıstasları var. Altın Mikrofon kültür hayatımıza çok büyük katkı sağlamıştı. Bu boşluk doldurulmalı ve gençler bir araya gelerek yaptıkları çalışmaları seslendirme, karşılaştırma fırsatı bulmalı. Geçen iki yıl içinde belki Nirvana’nın etkisiyle, uyuşukluk, umutsuzluk, adam sendecilik vardı. Bu yıl sanki gençlerin üzerindeki bu toprak kalkmış, silkinmiş gibiydiler. Eskiden İngilizce sözlü müzikler ağırlıktaydı. Bu yıl finale kalanlardan sadece ikisi İngilizce’ydi, gerisi tamamen Türkçe. Türkçe’ye, anadillerine daha sahip çıkıyorlar. Onu gündelik hayatta kullanıldığı gibi alternatif müziğe taşıyorlar. Bu sene gençler kendi yaşadıkları hayatı anlatmayı seçmişlerdi. Daha önce İstanbul’dan iyi aile çocuklarının, kolejlilerin ağırlığı vardı. Bu yıl ilk kez uzaklardan, Anadolu’nun derinlerinden, ötelerden geldiler. Örneğin Çamur İzmit’ten, varoşlardan gelen bir grup. Bir zamanlar Erkin’in yaptığı müziği almış ileriye götürmüş bu çocuklar. Roxy Müzik Günleri, alternatif bir platform olmayı başarmış, korunması gereken, müziğimizin gelişimine çok büyük katkıları olan bir çalışma.