Güncelleme Tarihi:
Cihangir’deki evinde Kız Kulesi manzarasına karşı gerçekleştirdiğimiz röportajda Günce, bedelli askerliğin kendisini hayata döndürdüğünü açıkladı.
İnsanların kafası biraz karışık, bu çocuk ne iş yapıyor?
Çünkü ben DJ’lik, oyunculuk, stand up yapıyorum. Ama asıl kategorim erkek sunucuyum ve ben tempo seviyorum hayatımda.
Şu sıralar sizi üç farklı proje görüyoruz..
| |
| |
KAFAMDA BÖCEKLER VAR |
|
| |
Günçe'nin "Kafamda Böcekler Var" isimli stand up gösterisini 25 Ocak Cumartesi günü saat 20.30'da Bo Sahne'de izleyebilir, sonraki oyunların tarihlerini ise bosahne.com'dan öğrenebilirsiniz. |
|
|
Asıl proje Kafamda Böcekler Var... Stand up’çıyım artık, bugüne kadar yaptıklarımın arasına stand up’ı da kattım. Gerçekten sahnede yaptığım bu, ama bunu akıllı insanlar için tasarladım. Burada ne demek istiyorum; fiziksel bir şey yapmıyorum sahnede, çok az yapıyorum. Şaklabanlık yapmıyorum, gerçekten seyircinin aklına ve standardına çok güvenerek anlatıyorum. Dolayısıyla kafamda ‘Böcekler Var’ın mizahından, kalitesinden çok memnunum, içime siniyor.
Yeni nesil stand up diyorum buna.. Bir metin üzerinden gitmiyorum, provası yapılmadı, doğaçlamaya dayalı, belli bir kurgusu olmasa da hikayeler havuzu var. Oradan besleniyor, ama kişiler, sıralama, kostüm sürekli değişiyor.
Ben aynı zamanda İngilizce hikaye anlatma üzerinde çalışıyorum.. Bir yerden sonra Amerika’ya, Londra’ya gideceğim, oradaki Türklere anlatırken yabancılara da sesleneceğim.
Çünkü benim anlattıklarımın Türk olmakla ilgisi yok, daha evrensel diyebileceğimiz şeyler anlatıyorum. (Gülüyor)
Daha başka hayallerim de var, insanlar alay eder diye söylemiyorum.
Alay ederler? Bundan çok da çekiniyor gibi değilsiniz..
Alay ederler derken; negatif enerjiyle işin büyüsünü bozarlar, çok gaddar adamlar var çünkü.. Twitter’da bunu anladık. Belki 15 – 20 bin tweet yazdım, bunu sonucunda geldiğim nokta şu; Twitter bir okul değil ve insanlar çok gaddar. En büyük numaraları da normal insanlara benziyor olmaları, keşke kuyrukları olsaydı bunlar kötü diye ayırabilsek..
Twitter’la aranız oldukça iyi, çok sık kullanıyorsunuz..
Ben Twitter’da aslında bir radyo ya da televizyon programı yapıyorum. Spor, moda ya da hayat programı yapıyorum. Televizyona yapacağım bir işi Twitter’da yapıyorum ve oradaki adamın üç boyutlu hali Kafamda Böcek Var..
Bunun bir de yazılı hali var, kafamdabocekvar.blogspot.com’da..
İzlediğim kadarıyla interaktif bir şov gibi...
"Bo" çok küçük bir sahne, ister istemez çok samimileşiyoruz. Bir metre mesafeden anlatıyorum, öyle büyülü bir an oluyor ki, kontrolsüz bir şey söylüyor ya da soruyor bana seyirci.. Düşünmeden içinden geldiği için oyuna dahil olduğunu hissediyorum. “Ne yaptım ben” der gibi şaşkın şaşkın etrafına bakıyor. Genel de tedirgin olur seyirci, ilk lafı atmaz soruya cevap verir. Ama “Kafamda Böcek Var”da tek bir şeye konsantre oluyorlar, “burada eğlenceli bir şey oluyor” fikrine...
Sahneden indikten sonra aldığın tepkiler nasıl?
Duyduğum en güzel şey, “Bu kadarını beklemiyorduk” çok gerçek çünkü, bu bir itiraf..
‘CEM YILMAZ ÜÇ KUŞAĞI ÖĞÜTTÜ’
| |
| |
“METROBÜSE BİNMEKTEN HOŞLANIYORUM” |
|
| |
“Az ünlü” sıfatı var, insanların seni tanımladıkları.. Ne düşünüyorsun bunun hakkında? |
|
|
Nasıl bir seyirci profili var?
Friends, İşler Güçler, Leyla ile Mecnun seyreden bir kitlesi var. Ayrıca beni Dejavu’dan, Koçum Benim’den beri seyreden, beraber büyüdüğümüz bir kitle var. Onları hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.
Bu ülke Stand up deyince, Cem Yılmaz’ın ülkesidir.. Nasıl futbol deyince Hakan Şükür’ü tanıyorlar, Afrika’ya gitsek Türkiye desek Cem Yılmaz diyecek adam, çok normal. 15 yıl kapalı gişe oynamış, Türkiye’nin bana göre en başarılı insanı...
Standardı belirleyen adam olduğu ve bu çizgiyi çok yükselttiği için bir ülkenin mizah anlayışını değiştirdi. Gezi Parkı olaylarında da anladık ki dünyayı yakalamış milyonlarca insan var. Dolayısıyla “Cem Yılmaz’ı izledim, bundan sonra kimi seyredeceğim, o kadar iyi olur mu” düşüncesi var. Ya o kadar iyiyse mesela, hatta daha fenası var, ya daha iyiyse?
Akıllı insanlar için tasarladığım derken, Cem'de şöyle bir şey var, 15 – 18 sene içinde belki çok yetenekli insanlar çıkacaktı, ama hepsini öğüttü. O kadar iyi yaptı ki işini başkasına yer kalmadı. Böyle bir putlaştırma merakı var. Aslında bu putlaştırmayı kendisi de istemiyor. Şu an dünyanın en şansız insanları 100 metro koşanlar. Çünkü ortada Usain Bolt gerçeği var...
Daha önce de stand up yaptım, ismi “Hiç Komik Değil”di. O çok iyi gitmeye başlamıştı ama asker kaçağı olduğum için sahneleyemedim.
“BEDELLİ ASKERLİK BENİ HAYATA DÖNDÜRDÜ”
| |
| |
“BİRİNE SATAŞACAKSAM ALİ SUNAL’A MI SATAŞIRIM” |
|
| |
Twitter’da birilerine sataşarak gündeme gelmek istediğiniz iddia ediliyor.. |
|
|
Neden askerlik yapmak istemedin ve kaçak duruma düştün..
Çünkü o dönem askere gitseydim büyük ihtimalle dönmezdim. Ödemem gereken borçlarım vardı, ekonomik olarak döndüğümde biterdim, bu nedenle de dönemezdim. Orada silah verecekler bana, mermi filan..
Babam öldüğü zaman çalışmak zorunda kalınca devamsızlık yüzünden üniversiteden atıldım. Uzun dönem askerlik yapacaktım, döndüğümde toparlayamazdım. Bedelli askerliği bekleme riskini aldım, sonunda kazandım.
Oyun sahneleyemediğin bu dönemde ne yaptın?
Bu süreçte İstanbul dışındaydım, üç sene kendimi kapattım. İzole bir hayatım oldu, o yıllar benim hayatımı şekillendirdi. Her şeyi hızlandırılmış yaşadım..
Çok göz önünde olan işler yapamadı, ufak ve kısa süreli işlerde çalışarak borçlarımı kapattım. Beni hayata döndüren BEDELLİ ASKERLİK ve Twitter oldu.
Benimle birlikte büyüdüğüm seyircilerim evlendi dedin. Sen de yok mu böyle bir plan?
Onlar beni kariyer yaparak, evlenip çoluk çocuğa karışarak aldattılar. Ama ben bekarlığımı koruyarak sadık kalmak istiyorum. Evliliğe şöyle karşıyım, bu çekirdek aile dediğimiz toplumun atomu.. Bir kadın ve erkeği evlendirdiğin bir de çocuk yaptırdığın zaman yönetmesi çok kolay olur. Benim bir çocuğum olsa asla yapmayacağım bir şeyi onun için, ailem için yapmak zorunda kalırım.
İnsanlar Yunus Günçe’yi ya seviyor ya da nefret ediyor...
Evet, benden tiksinen insanlar var, beni görünce öğüren, fiziksel olarak etkilenen.. Diğer taraftan orta okuldan beri beni seven, hayatını değiştirdiğime inan insanlar var.. Mektup gönderenler..
Ben fikir beyan ediyorum, erkek güzeli ya da jön değilim.. Zaten sıkıcı buluyorum, sadece yakışıklı olmayı.. Şu an Türkiye’nin yakışıklılar içinde ilk 5’ine bakalım, genelde konuşmuyorlar, bir konu hakkında fikir beyan etmiyorlar.
Kötü bir şey olduğunu söylemiyorum, bu da bir tercih.. Tek kelime etmeden yıllardır talk şov yapan var mesela..
Gördüğüm kadarıyla sen de fiziğine ve görüntüne önem veriyorsun..
Yanlış anlaşılmasın, ben çirkinim demiyorum.. Sporumu yapıyorum ve en çok çalıştırdığı kasın öz güven kası olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca spor yapmak benim işimin gereklerinden biri, bu bir lüks değil. Eskiden televizyona çıkmak meseleydi, ama şimdi bakın televizyona.. Sektörü domine eden programların erkek sunucularına, belki benimki biraz fazla, ama bu kadar da kaygısız olunmaz. Bu işine saygıdır..
Ben bir de 3. Dünya Savaşı’nın bizim dönemimize denk geleceğini düşünüyorum ve hazırlıklı olmaya çalışıyorum. Nükleer bir savaş olacak ve her şeyi bitecek, sonrasında hayatta kalırsam kuvvetli olmam lazım.
“ALİŞAN’I GEÇMEM MÜMKÜN DEĞİL”
Peki, internet programın "Yunus Günçe Rehab"?
Ben televizyoncuyum, Alişan’la filan çekiştiğim bir kategori bu.. O yüzden zorlanıyorum, onu geçmem mümkün değil, bunu gerçekten inanarak söylüyorum. Çünkü baskın ve geçerli olan onun metodu, yapacak bir şey yok.
Neyse... Rehab, televizyon için benim antrenmanla kalmamı sağlayan, maliyeti düşük getirisi büyük ve dikkat çeken bir iş.
Çok seçkin bir konuk skalası var, genelde televizyona çıkartılmayan, reytingi olmadığına inanılan, halbuki öyle bir şey yok, insanlarla sohbet ediyoruz. Yaptıkları işler dışında konuşuyoruz. Bikafalar.com’dan yayın yapıyoruz.