Yumurta yağışları...

YAĞMURSUZ, hatta bulutsuz havada Başbakan’ı önündeki polislerin elinde yağmur şemsiyesi görünce bir yumurta yağmuru beklendiğini anlamıştım.Nitekim ertesi gün gazeteler ‘Yumurta yağmuruna karşı sıkı önlem’ diye yazdılar.Demek ki şemsiyeler siyasi havada görülen yumurta yağmuru olasılığı içindi.Ben o havaları bilirim.Eski liderler işleri berbat ettiklerinde, tepkiler yükseldiğinde, korumalara sorardık:‘Amirim hava nasıl?..’‘Yer yer domatesle karışık yumurta yağışlı...’ İstisna olarak Ecevit’e yazar kasa atıştırmıştı siyasi hava.*Anladığım kadarıyla Tayyip Erdoğan ve iktidarı yumurta yağışlı mevsime girdiler. Şemsiyeler onu gösteriyor.Ben bu havaları bilirim.İnsanlar ‘Sanki bana kazık atılıyormuş gibi geliyor’ kuşkusuna kapıldılar mı... Yetim malları bir şekilde yağmalanmaya başlandı mı... Başbakanlar-bakanlar ‘Benim haberim yok’ dediler mi... Yalaka yazarlar dahi kıvırıp ‘Başbakan bu yolsuzluklara el koysun’ diye yazılar yazmaya koyuldular mı... Ve iktidardakiler ‘Tilkilerin peşindeyiz...’ gibi tuhaf sözler etmeye başladılar mı...Ama asıl sorular yanıtsız kaldı mı...Pis kokular yükselip de kir fışkırmaya başladı mı...Yağış mevsimidir...Yumurta, domates, yazar kasa...O zaman biz şemsiyeci korumalara sorarız:‘Amirim hava?....’‘Parçalı domatesli, yer yer yumurta...’*Ben bu havaları bilirim.Rahmi Koç başına geleni anlayıp da medyaya yakındı mı...Ama aynı zamanda yoksul insanlar da Ankara’ya gelip Başbakanlık Binası’nın çevresinde ağlaşmaya, yakınmaya, sızlanmaya, kendilerini yerden yere vurmaya başladılar mı...İktidara laf söyletmeyen okurlarımızdan dahi ‘Elimiz kırılsaymış’ diye mesajlar geldi mi...Şemsiye ister.