Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2000 00:00
Yükselen Burcu Terazi Olanlar... Özburcu, yani güneşinin yer aldığı burcu Boğa olan kişilerin yükseleni Terazi ise bunlar gerçekten çok özel kişiler oluyorlar. Olaylara nesnel bakabilme yetenekleri, duygularını çok derin yaşadıkları halde bunları günlük yaşamda ve ilişkilerde sorun çıkarmayacak şekilde kontrol etme, hümanist ve aynı zamanda rasyonel bir bakış açısı, sanat alanında yaratıcılık vs. vs... (Bu kadar övdüğüme bakıp da benim ya da bir yakınımın böyle bir kombinezona sahip olduğunu zannetmeyin, henüz böyle birini tanımışlığım yok.) Buna karşılık, Boğa dışında herhangi bir Güneş burcu üzerine Terazi yükselmiş ise... Oooof of!.. Yazmakta en zorlandığım bölüm bu sevgili okurlar... Zira olumsuz kişilik özellikleri "geliştirmeye" ve bu kişilik özellikleri ile hayatı diğer insanlara zindan etmeye en müsait "yükselen
burç" Terazi maalesef... (Özburcu Terazi olmakla, asendantı Terazi olmak birbiriyle ilgisiz şeylerdir, bir kez daha hatrlatmış olayım.) Bu kişilerin yoğun duyguları (çocukluk dönemlerinde yaşadıkları sıradan sorunları bile yoğun yaşar bu insanlar ve bu olaylar kendileri için "travmatik" olabilir; dolayısıyla da burada duygular derken, her türlü istek, arzu, ihtiras, beklenti, korku vb. duyguları kastediyorum) diğer insanların gerçeklerini ve onların duygusal durumlarını "kaale almalarını" zorlaştırır. Bakın, bu kişiler "empati yeteneğinden yoksundur" demiyorum. Böyle değillerdir çünkü. Sadece, kendi duygularının yoğunluğu ve bu yoğun duygular sonucu kapıldıkları "panik" çevrelerindeki kişilerin gerçeklerini görüp anlamalarına veya hissetmelerine engeldir. Bu kişilerin "zaaf"ları vardır. Ve bu zaafları yaşamlarını yönetir genellikle. (Bu zaaf, cinselliğe veya aşka düşkünlükten
yemek düşkünlüğüne, güvenlik saplantısından kaynaklanan "para biriktirme ve zengin olma" takıntısına kadar herşey/herhangi bir şey olabilir.) Genellikle, davranışlarının sonuçlarını taşıyabilecek kadar güçlü olmadıkları halde, toplumun gözünde "olumsuz" olan, hatta toplum tarafından "yasaklanmış" davranışları sergiler dururlar. Yükselen burcu Terazi olanlar, yakın çevrelerinin "şu yaşın sahibi oldu, halâ çocuk gibi" dediği tiplerden olurlar. Gerçekten de, çok zeki ve kendi beklentilerini gerçekleştirmek için şeytana pabucunu ters giydirebilecek kadar becerikli oldukları halde bu tiplerin çok saf (çocuk saflığında) bir tarafları vardır. Kendi hallerine bırakıldığında, genellikle yetmişli yaşlarında olgunlaşmaya başlarlar. O zaman bütün hayatları boyunca ne için / neler için savaşmış oldukları ve yollarına çıkan kişileri nasıl çıldırttıları kafalarına dank eder... Peki, yetmişli yaşlarına varmadan bu yazıyı okuma şansına erişmiş olanlar için bir "ümit" var mıdır?.. Kesinlikle "var"dır. Öncelikle bu yazıdan bir print-out alıp onbeş-yirmi kere okumalılar... Sonra, kendilerini çok iyi tanıyan kişilerle birlikte bu yazıyı tekrar okuyarak o kişilerden kendilerini "en tarafsız şekilde ve acımasızca" eleştirmelerini istemeliler. Eleştirileri not ettikten sonra iki-üç gün "hayatın" ve "kendi hayatlarının" anlamı üzerine düşünüp ardından profesyonel bir danışmanlık alarak kendilerini "dönüştürmeli" ve bir dizi prensip kararı alıp bunları uygulamak suretiyle "temelli bir özsaygı" tesis etmeliler. "Neden yapsınlar bunu" diye sorulabilir tabii... Cevaplayayım: Bu kişiler, şu üstteki son paragrafta önerdiğim şeyleri yapmazlarsa da yaşarlar tabii... Hatta zengin olabilir, iyi bir mesleki kariyer yapabilir ve "neşeli" bir ömür sürebilirler ama "mutlu" olmaları için tek koşul "kendilerine saygı duymaları"dır... Zira bilinçaltlarımız tek "klik"le "empty" hale getirilebilen bir "recycle bin" değil -şimdilik... Yükselen Burcu
Akrep Olanlar... Akrep yükselenli biriyle tanışıp onunla ilgili iki-üç ÅŸey öğrendikten sonra, genellikle içinizden, ve kaçınılmaz bir ÅŸekilde "vay be..." dersiniz. O "vay be" dedirtecek kadar "güçlü", ve gücü âşikâr biridir... Bu kiÅŸilerin fiziksel yapıları da "güçlü"dür. Kronik akciÄŸer ve/veya üst solunum yolları hastalıklarına meyilli oldukları halde, çok saÄŸlam bir kemik ve kas yapıları vardır. Her zaman "dik" yürür ve otururlar. Kemikleri uzundur. Tenleri genellikle buÄŸday ya da daha koyu renkte ve saçları, kaÅŸ ve kirpikleri siyah ya da çok koyu kestane rengindedir. Bakışları, karşılarındakinin aklından geçenleri okuyor izlenimi yaratır -ve bu izlenim genelllikle doÄŸrudur. "Güç", problemli bir konu biliyorsunuz.. Dolayısıyla da, bu kiÅŸilerin, güçlerini "neyin üzerine" inÅŸa ettikleri ve "nasıl kullandıkları" onların kiÅŸilik özelliklerinin en büyük belirleyicisidir. Onların güçleri, "kendilerini herkesten korumak" ve/veya "çevrelerindeki kiÅŸileri yönetmek" arzusu ve prensibi üzerine inÅŸa edilmiÅŸse; ve "çevrelerindeki kiÅŸileri terorize etmek amacıyla" kullanılıyorsa bu kiÅŸinin mutlu olması da, çevresindekileri mutlu etmesi de mümkün deÄŸildir. Bu gruptakiler "çok derin bir yalnızlık" çekerler ve hiç gerçek dostları yoktur; ve çok sayıda düşmanları vardır. Bu arada, hemen belirteyim ki, çevresindeki kiÅŸileri terorize etmek derken kastettiÄŸim ÅŸey sürekli silâh taşımaktan hakâretâmiz eleÅŸtiriye kadar deÄŸiÅŸebilen bir görüntüde olabilir... Bu kiÅŸilerle karşılaÅŸan biri karşısındaki için aklından "vay be" diye geçirirken mutlaka bir "korku" duyar. Ä°kinci gruptakilere gelince... EÄŸer bunlardan biriyle karşılaÅŸmışsanız çok ÅŸanslısınız demektir. Zira onlar "bilge" kiÅŸilerdir ve herkesin onlardan öğreneceÄŸi çok ÅŸey vardır. Çevrelerindeki kiÅŸiler üzerinde çok büyük bir "saygı" ve "güven" duygusu uyandırırlar. Bunun sırrı, bu gruptakilerin, güçlerini "iyilik ve doÄŸruluk" prensibi üzerinde inÅŸa etmiÅŸ; ve tek savaÅŸlarının kendi "benlik"leriyle olmasındadır. Bu kiÅŸiler, -sevdiklerine karşı zaaf duyup onların başına birÅŸey gelmesi fikrinden çok rahatsız olsalar da- genelde hiçbirÅŸeyden korkmazlar. Çok okurlar ve yeni ÅŸeyler öğrenmeye meraklıdırlar. Bunlar "gerçeÄŸin" peÅŸindedirler ve yaÅŸamın anlamını kavramaya çalışmak derdindedirler. PekçoÄŸu ağır hareket eder ve sakin tabiatlı oldukları halde birlikte oldukları kiÅŸilere pozitif enerji verirler. Yükselen burcu Akrep olan biri için "orta yol" yoktur anlayacağınız... O Tanrı'nın varlığından haberdardır. "Evren'in düzeni"ni kavramaya ve çözmeye çalıştığı müddetçe kendiyle ve herkesle barış içinde yaÅŸar. Evrensel düzene -toplumsal düzene demiyorum, dikkatinizi çekerim- "savaÅŸ" ilân ederlerse de "daÄŸa küsen tavÅŸanı oynayarak" tüketirler ömürlerini... Lea - 20 Kasım 2000, Pazartesi Â
button