Yüksek Sadakat’e taze kan

Güncelleme Tarihi:

Yüksek Sadakat’e taze kan
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2012 00:00

Yüksek Sadakat grubu, Cemil Demirbakan ve Kenan Vural’dan sonra yeni solisti Selçuk Sami Cingi’yle yola devam ediyor. ‘Kendi Kendine’ adlı solo albümü ve Queen tribute grubuyla tanıdığımız Cingi’yle ilk konser öncesi konuştuk.

Haberin Devamı

Sizi, Yüksek Sadakat öncesi Queen Tribute grubundan biliyoruz. Bunun dışında akademik bir kariyeriniz de var sanırım. Başka neler var?
- ODTÜ İşletme, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda kompozisyon bölümünü bitirdim. Prof. Rengim Gökmen’in öğrencisi olarak Devlet Konservatuvarı Orkestra Şefliği, Florida Atlantic University’de Müzik Teknolojileri üzerine iki master derecem var. Şimdi, Özyeğin Üniversitesi’nde Music Appreciation ve Turizm Yöneticileri için Müzik konusunda iki seçmeli derse yarı zamanlı hocalık yapıyorum. Yani akademik bir kariyer yapmadım. 2009’da ilk albümümü çıkarmıştım. Cingi ismi altında solo işler, çeşitli reklam müzikleri ve prodüksiyon yapıyorum.

Daha önce bir grupta yer aldınız mı?
- Evvelce, ticari olarak bilinen bir grupta yer almadım, takipçilerim beni underground bir sanatçı olarak bilir... İlk albümüm ve Nilüfer’in 12 Düet albümünde yaptığımız düet ‘Unut Gitsin’ hariç.

Haberin Devamı

Nasıl katıldınız peki Yüksek Sadakat’e?
- Çok basit oldu. Eylül 2012’de teklif ettiler ve çalışmaya karar verdik.

Grubun üçüncü solistisiniz. Neler beklemeliyiz grubun yeni halinden?
- Geçmiş üç albümün ortak genlerini muhafaza edip bunların üzerine beşte bir oranında Selçuk Sami Cingi genleri ilave ediyoruz. Beklentiler sadece stüdyo işleri için değil, sahne performans yaklaşımı olarak da bu yönde şekillendirilebilir. Geçmişteki iki değerli solistle de diyaloğum vardır ve şahsen ikisinin de seslendirdiği şarkılara sahnede yeni şeyler katarken, onların bıraktığı değerleri de göz önünde bulunduruyorum.

Grubun şimdiki halinin nasıl bir kimyası var?
- Şu anki kimya için üretim ve sahne esnasında sanki 10 yıldır müzik yapıyormuşuz gibi bir dayanışma içindeyiz. Bu da benim için çok motive edici.

Kendi albümünüzü neredeyse bitirdiğinizi söylemiştiniz, baharda da yayınlayacaktınız... Solo projeniz bir süre rafa mı kalktı?
- Albümüm hazır, fakat şu anda üyesi olduğum grubun üretim aşamasında başka bir şeyle uğraşmak istemiyorum. Yakın tarihte çıkarmayı planladığımız dört beş parçadan oluşan mini albüm piyasaya çıktıktan bir süre sonra kendime ait ikinci stüdyo albümümü toparlamaya başlayacağım.

Haberin Devamı

Repertuvarı nasıl bir tempoda çalıştınız? Provalar nasıl geçti?
- Yoğun tempo devam ediyor, sahne ve yeni beste, prodüksiyon için. Benim için en önemli konu, provalarda kimsenin saate bakmayıp, zamanı herkesin unutması.

Grubun demirbaşı
Kutlu Özmakinacı Türkiye ortalamasının üzerinde
Kenan’la (Vural) aramızda müzikal açıdan farklı yönlere gitme tercihi belirdi. O kendi arzuladığı, bizse kendi arzuladığımız yönlere devam etmek istedik. Selçuk’laysa başka projelerde çalışıyordum zaten. İlk olarak solo albümündeki şarkılar için söz yazarak başladık. Ardından benim bir iki hafta içinde piyasaya çıkacak olan Sibel Gürsoy’la birlikte kurduğum SKEÇ, (Sibel, Kutlu ve Esas Çocuklar) grubunun ilk albümü ‘Okyanus’taki şarkıların düzenleme ve prodüksiyonunu Selçuk’la yaptık. Bu noktada zaten birlikte müzik yapan ve birbirini iyi tanıyan iki arkadaş olmuştuk. Kenan’ın ayrılmasıyla birlikte, Selçuk zaten müzikal yetenekleri ve bilgisiyle tek adayım oldu. Solist, gitarist ve prodüksiyon bilgisi açısından Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir müzisyen. Bunlar bizim için değerli özellikler, çünkü YS ile başlayan müzikal yolculuğumda en önde gelen amaçlarımdan biri, Türkiye’deki popüler müziğe yeni önerilerde bulunmaktı. Türkçe rock müziğini de popüler müzik çatısı altında değerlendirdiğimiz için bu yeni önerilere Selçuk’un yapacağı katkılar önemliydi. Selçuk’un müzik piyasasında daha çok Queen yorumlarıyla biliniyor olması bir ölçü olarak alınmamalı. Nilüfer düeti, YS için daha bilgilendirici olabilir fakat grupta ortaya koyacağı tavır bence herkes için yeni bir şey olacak. Yüksek Sadakat’in müziğinde önceden kırmızı çizgiler çekilmez. İyi fikir kimden geliyorsa iyidir, tersi de geçerli elbette. YS’yi oluşturan beş kişiden biri olarak Selçuk’un da artık gruptaki herkes kadar söz hakkı var, ne az ne fazla...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!