OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 19, 2005 00:00
Bu hafta Hürriyet Seyahat için uzun zamandır istediğim bir şeyi gerçekleştirdim: Bir aile röportajı. İyi olacak hastanın ayağına doktorun gelmesi gibi, bir gün e-posta kutuma bir yazı düştü. Karı koca Can ve Soner Canko, çocukları Ece ve Ege ile birlikte İtalya tatillerini benimle paylaşmaya hazırlardı. Üstelik de gittikleri yer, daha evvelki yazılarda okuyup heveslendikleri bir çiftlikti. İşte size aile boyu bir röportaj.Nasıl karar verdiniz bu seyahate?- Can Canko: 10 yıl önce Atlas Dergisi’nin bir sayısında agriturismo’dan bahsediliyordu. Bunu bir hayal olarak not ettim. Küçük kızımız Ece 6 yaşını bitirdikten sonra da bu tatili yapmaya karar verdik.Agriturismo nedir?- C.C: Türkçesine çiftlik turizmi diyebiliriz. İtalya’da bir bölümü apart otele dönüştürülmüş çiftliklerde geçirilen tatil bunlar. Yöresel yemekleri yiyebilirsiniz, çiftlik hayvanları ve günlük hayatıyla özlediğiniz köy hayatına dönebilirsiniz.Burayı nasıl buldunuz? - Soner Canko: İnternette araştırdık ama bir acenteden de yardım aldık. O kadar çok çiftlik var ki. Sonunda İtalya’nın Toskana bölgesinde, Siena’ya beş kilometre mesafedeki San Rocco a Pilli’deki bu çiftliğe karar verdik. Çiftlik turizmi diye bir trend var mı Türkiye’de?- S.C: Tekser Turizm’de ilk kez bize böyle bir rezervasyon yaptıklarını söylediler. Avrupa’da çok tercih edilen bir seyahat ama Türkiye’de yok gibi bir şeymiş.ÇOCUKLARLA ZOR DEĞİLÇocuklarla seyahatin zorlukları var mı?- S.C: İyi bir planlamayla hiçbir şey sıkıntı vermez. Otomobil kiralarken mutlaka önceden çocuk koltuğunu sipariş etmeniz gerek mesela. Uluslararası bir seyahati sırf gitmiş olmak için değil, çocukların da faydalanması için planlamak gerek. O yüzden Ece’nin bu yaşına gelmesini bekledik. Gördüklerini anlamaları, kendilerine bir şey çıkarmaları lazım. Ece ve Ege hiç sıkıldılar mı bu tatilde?- C.C: Hayır çünkü iki kardeş olmaları büyük bir avantajdı. Böyle tatillere kardeşle veya çocukları olan başka ailelerle gitmek iyi bir yöntem. Odanız nasıldı? Çiftlik evinin bir odası gibi mi yoksa bayağı otel gibi miydi?- C.C: Otel gibi düzenlenmişti ama lüks ve fazla konfor yoktu. - S.C: Zaten lüks aramamak lazım. Yoksa oradaki doğal ortamdan uzaklaşıyorsunuz. Kaldığımız binalar 100 yıl önce o çiftlikte çalışanların üst katında yattığı, alt katında ahırların olduğu binalarmış. Şimdi her biri küçük bir mutfağı olan odalara dönüştürülmüş. Bütün tatilde sadece bu çiftlikte mi kaldınız?- C.C: Evet. Ama her gün başka bir yere gittik. Küçük, sempatik bir havuzu, kocaman bir bahçesi ve kendi üzüm bağı vardı. Yürüyüş yaptık bol bol. Yakında ata binilebilecek yerler de vardı.HER GÜN BAŞKA BİR YERCivarda nerelere gittiniz?- S.C: Sina’da şehirde iki tam gün geçirdik. Chianti şarap bölgesinden geçerek Floransa’ya, sonra liman kenti Livorno’ya gittik. Bir günü de hiç kimsenin gitmediği, Follonica isimli bir plaj kasabasında geçirdik. Çocuklar bayıldı tabii buraya. Bir de Pisa’ya gittik ama çok turistikti.- C.C: Floransa çok güzel bir şehir. Orası çocuklar için sanat tarihine giriş gibi oldu. Sokaktaki heykeller çok etkileyiciydi. Davut ve Perceus heykeline bayıldılar. Ponte Vecchio köprüsü çok hoşumuza gitti. - S.C: Yollarda İngilizce bir tek tabela bile yoktu ama hiçbir zorluk çekmedik. Oralı halk İngilizce de bilmiyor zaten. Bu seyahati bir daha yaparsanız neyi değiştirmek istersin diye sorsanız, birazcık İtalyanca öğrenmek isterdim derdim. Daha kolay yol bulmak için değil, keyifli diyaloglar kurabilmek için. Yerel halkla haşır neşir oldunuz mu?- S.C: Yurtdışında çok kişinin başına gelmeyecek bir şey yaşadık. Kaldığımız çiftliğin yöneticisi bizi evine davet etti. Orası da bir çiftlikti. Massimiliano
yemek konusunda doktora yapmış. Bize çok güzel yemekler yaptı. Ama içlerinde domuz olmasın diye çok çabaladı. Çocuklarla da çok iyi arkadaÅŸ oldu.Fiyatlar nasıldı?- C.C: Çiftlikte bir haftanın paket fiyatı, 3-4 gece kalmaktan daha ucuza geliyordu. Dört kiÅŸi, bir haftalık konaklama için toplam 700 euro ödedik. Bir de otel dışında yediÄŸimiz yemekler var ama Ä°talya o anlamda çok pahalı deÄŸil. Makul fiyatlara çok güzel yemek yenebiliyor. Hatta deniz mahsulleri bayağı ucuzdu.Pisa Kulesi’nde pizza var sanıyordum ECE CANKO (7) Ben bu tatildeki her ÅŸeyi çok sevdim. En çok kiliseler hoÅŸuma gitti. Büyük kilislerde kocaman resimler ve ilginç ÅŸeyler olduÄŸu için sevdim. Birazcık Ä°talyanca bile öğrendim. Ben domates sevmiyorum, onun için garsondan makarna isterken ‘no pomodoro’ (domatessiz) diyordum. Bir de Pisa Kulesi’nde pizza yiyeceÄŸimizi sanıyordum, olmadığını orada öğrendim. Ailenin en ‘cool’ elemanıEGE CANKO (13)Ben bu tatilde en çok Follonica’yı sevdim. Çünkü her çocuk suyu sever, yüzmeyi sever! Yemeklerde favorim Margarita ve Rustica pizzaları. Bir kere de gorgonzola peynirli makarna yedim ama damak zevkimden mi neden bilmiyorum, hiç hoÅŸlanmadım. Bir daha yemem. Bir kere de aç kaldık. Livorno’ya gittiÄŸimizde herkes siestada olduÄŸu için açık yer bulamadık. Kapanmak üzere olan bir pizzacıda bir iki dilim pizza yiyip, Mc Donald’s’a gittik mecburen. Açık lokanta var mı diye sorduÄŸumuzda herkes kötü kötü baktı bize. En sevdikleri 5 yerBozcaada Eski Datça Toskana bölgesi (Ä°talya) Viyana Åžirinceseyahatte ne okuyorlarAnne-baba destinasyona göre kitap seçiyor. Anne Can Canko, bu seyahatte Manzaralı Oda’yı, Ege Büyülü Orman’ı okumuÅŸ. Ece National Geographic Kids okuyor.ne dinliyorlarTürkiye seyahatlerini otomobille yapıyorlar ve standart CD’leri var. Özlem Tekin, Åžebnem Ferah, Hepsi ve Brooklyn Funk Essentials gibi...ne yiyor, ne içiyorlarYemek konusunda problemli bir aile deÄŸiller ama çocukların doÄŸru beslenmesine özen gösteriyorlar. Ä°talya çocukları kesinlikle mutlu eden bir yer diyorlar. Ece en çok sandviç ve kurabiye seviyor. Bozcaada’da macun ve lokma yemeye bayılıyorlar.ne giyiyorlarÇocukların üç bavulu oluyorsa, anne baba bir bavul taşıyor. Rahat ve spor giyiniyorlar.neyle seyahat ediyorlarUçakla ve ülke içinde otomobille.nerede kalıyorlarKesinlikle lüks olmayan, gittikleri yerin doÄŸal ortamına uygun butik otellerde kalıyorlar.kimle seyahat ediyorlarBirbirleriyle.çantasının olmazsa olmazlarıEge yüzme gözlüğü ve fotoÄŸraf makinesi, Ece oyuncakları olmadan tatile gitmiyor. Anne Can ve baba Soner Canko’nun lens suyu, gözlük, fotoÄŸraf makinesi, kitap ve aÄŸrı kesici dışında bir ihtiyaçları yok.Â
button