<b>Nurten ERK</b>
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2004 00:02
Barsan Global Lojistik İcra Kurulu Başkanı Kazım Çınar, ekonomik nedenlerle tiyatroculuğu bırakıp ticaret hayatına atılmış. ‘Ben olmaktan çıkıp biz olmayı tiyatroda öğrendim ve bu öğreti bana yöneticiliğimde de yön verdi’ diyor.
Kazım Çınar çocukluğundan itibaren tiyatroya tutkun bir yönetici... Bugün bin 150 çalışan ve 500 araçlık bir filoya sahip Barsan Global Lojistik’in (BGL) İcra Kurulu Başkanı.
1950 Artvin doğumlu Kazım Bey’in aklı hálá tiyatroda, sanatta. Tiyatro salonlarının kapatılıp otopark olduğu dönemlerde ekonomik nedenlerle aşık olduğu mesleğini bırakmış ve ticaret hayatına atılmış.
‘Ben olmaktan çıkıp biz olmayı tiyatroda öğrendim ve bu öğreti bana yöneticiliğimde de yön verdi’ diyen Kazım Çınar, tiyatro ile ilkokuldayken tanışmış. Daha sonra okul yılları hariç, profesyonel olarak uzun yıllar tiyatro ile uğraşmış. Lise yıllarında futbola ağırlık verdiği için tiyatroya zaman bulamamış. Ancak Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okurken 1975’te, İstanbul Şehir Tiyatrosu Tepebaşı Deneme Sahnesi’nde sergilenen ‘Adsız Oyun’da stajyer oyuncu olarak ilk rolünü oynamış. Ardından Beklan Algan’ın sahneye koyduğu, Zeynep Oral’ın yazdığı bir oyunda görev almış.
HEM PATRONUM HEM HOCAMDI
Daha sonra Oraloğlu Tiyatrosu’na geçmiş. Dokuz yıl profesyonel tiyatro oyunculuğu yapmış. Bu dönemin altı buçuk yılı hem oyuncu, hem de Oraloğlu Tiyatrosu’nun müdürü olarak geçmiş. Çınar, ‘Sayın Lale Oraloğlu benim hem patronum, hem hocam, hem de hayatta başarımın yaratıcısı oldu. İş disiplini ve yöneticiliği ondan öğrendim’ diyor ve ekliyor:
‘Tiyatroda olduğum dönemde 64 il ve 400 ilçe gezdim. Ülkemi ve ülkemin insanını tanıma fırsatı buldum. Yörelerin tahlilini ancak tiyatro sahnesinden yapabilirsiniz. Çünkü o bölgenin insanının oyuna verdiği reaksiyon, onların kültürel düzeylerini ortaya koyan en güzel kriterdir.’
HANGİ OYUNLARDA OYNADI?
Çınar, Oraloğlu Tiyatrosu’nda olduğu yıllarda ‘Beşik Sözlüsü, Kadınlar Koğuşu, Alman Gelin, Üç Arkadaş, Evlilik Dolabı, Vatan yahut Silistire, yıl 1921’ gibi oyunlarda rol almış. Uzun süre tiyatro oyunculuğu ve yöneticiliği yaptıktan sonra ekonomik nedenlerden dolayı alan değiştirmek zorunda kalmış. Bir süre Ahmet Veli Menger Holding’de mali işler ve menkul kıymetler genel müdür yardımcılığı yapmış. 1990 yılında Barsan Lojistik’e katılmış.
Babam bir kez torpil yaptı, futbol takımından attırdı
Fenerbahçeli Kazım Bey’in tiyatrodan sonra en büyük tutkusu futbol... Barsan’ın halı saha maçlarının daimi oyuncusu. Vakit buldukça yüzüyor ve voleybol oynuyor. 12 yaşında futbol oynamaya başlamış. 17 yaşında o tarihte birinci ligde olan Feriköy Kulübü’nün genç takımına girmiş, üç yıl oynamış. Ancak hiçbir resmi maça çıkmamış. Hazırlık ve özel maçlarda oynamakla yetinmiş. Kazım Bey, bunun nedenini yıllar sonra öğrenmiş: ‘Hayatımda bir kez babam bana torpil yapmış. Babam, tahsil hayatım sekteye uğramasın diye kulübe baskı yapıp beni takımda oynatmamalarını istemiş. Bunu babamın ölümünden birkaç yıl önce öğrendim. O hayalim torpil ile bitmişti. Şimdi Barsan’ın halı saha maçlarında oynayarak o tatminimi yerine getiriyorum.’
Siyasi kitaplar okuyor
Kazım Çınar, ağırlıklı olarak siyasi kitaplar okuyor. Yakın tarihe çok meraklı.. Aziz Nesin, Nazım Hikmet ve Yaşar Kemal ise en sevdiği üç yazar... Müziğe de meraklı. Müziğin her türlüsünü dinliyor. Arkadaşlarıyla birlikte toplandıklarında fasıllara da eşlik etmekten büyük keyif alıyor. Türk sanat müziği konserlerini de kaçırmamaya çalışıyor.
Çocuklarıma önce sevgiyi aşılıyorum
‘İş zamanımdan arta kalan vaktimde çocuklarımla ilgilenmek en büyük tutkum’ diyen Kazım Çınar, eşi Berrin Hanım ile birlikte, çocukları Ayçe ve Berkay’a önce sevgiyi aşıladıklarını söylüyor. 24 yaşındaki Ayçe ve 15 yaşındaki Berkay ile arkadaş olmayı başaran Kazım Bey, ‘Hayatta başarılı olmak için tutkulu olmak ve sevmek gerekir. Sevgisiz yaşam düşünemiyorum. İnsan sevgi ve aşk duygusu ile her konuda başarılı olur. Önce sevmek ve aşk ile bağlanmak gerekir’ diye konuşuyor.
Şirketler sanata sponsor olmalı
En büyük tutkusu tiyatrodan ekonomik nedenlerle ayrılmak zorunda kalan Kazım Çınar’ın sanat aşkı, edebiyat hocası Rauf Mutluay sayesinde başlamış. ‘Kendisini her zaman şükranla anıyorum. Edebiyatı, sanatı bana o aşıladı ve sevdirdi. Okuldan kaçsam da onun dersine girmek için geri dönerdim’ diyor. Emekli olduğunda da mutlaka sanatın bir dalıyla ile uğraşmayı planlıyor: ‘Bu tiyatro oyunculuğu, anılarım, şiir, tiyatro oyunu yazma, hasılı sanatın herhangi bir dalı hatta ebru sanatı bile olabilir. Sporda uygulanan sponsorluğun tiyatrolara uygulanması en büyük dileğim. Büyük şirketler bu konuda atılım yaparlarsa Türk Tiyatrosu 1960’lardaki başarılı dönemine dönebilir.’