Yok be, tadı kalmadı

Güncelleme Tarihi:

Yok be, tadı kalmadı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2005 17:12

Eskiden, bayramın birinci günü Basınköy’e giderdik, ailenin büyüğü sıfatıyla ‘babanemin’ etrafında toplanmaya. Artık o gün, İstanbul’da baba tarafından kim varsa gelir. Ana tarafından da, bir dayım kalmıştı zaten...

Basınköy’de halalar, derken gelin kızlar, yıllar geçtikçe kız torunlar, güle oynaya mutfağa girer, sofra(lar) kurulur, erkekler biraz şımartılır, Mamuş’un köftesi, Hala Çorbası, Lülüş’ün çerkez tavuğu, Çinçin Hala’nın yaprak dolması... herkes marifetini ortaya döker, biz üçüncü nesil artık esamemiz okunmaz, bayram harçlığı dördüncü nesle gider, bari bir merdil, bir çorap... ağır ağır o bile kesilir, hatta gün gelir, kuzen çocukları - velet takımı - Serdar Dayı, Serdar Amca diye, benim bile, elimi öper, bahşiş bekler...

Sonra dönüşte Yeşilköy’e, doğduğum eve bir uğranır, dayımın, Beslan Bey Biraderimin de gönlü alınır...

Ve bu güzel kutlamalar, bir araya gelmeler, öpüşüp koklaşmak için bu vesileler böyle, ilelebet sürüp gidecek sanılır...

*

Oysa gün gelir, Mamuş programı kapatır. Kuş gibi uçar gider bir yaz sabahı. Müftü kızıdır, ailenin, ‘Eteğine tutunur, Cennet’e gideriz’ umudu söner, Mamuş’un hayatımızda meğer ne büyük yer tuttuğu, bir kez daha, ‘olmadığı’ zaman, anlaşılır. (Peşinden Beslan Bey de gidecektir zaten, tekerlekli sedyeyle ameliyathaneye giderken, bize gülücükler yaparak, el sallayarak...)

Yine, Mamuş’un ruhu ordadır diye, bayramın birinci günü Basınköy’e girilir de... ı-ıh, bir şeyler değişmiştir artık, sadece tek tek bireylerin değil, ailenin hayatında da bir şeyler eksilmiş, bizi geçmişe bağlayan bir ip, bir damar kopmuştur belli...

BİR DAHA O BAYRAMLAR HİÇ YAŞANMAYACAK, bunu anlamak... fena can yakar.

Gidiş sırasıyla Dokdok Dedem, Anna’nem, Ruhi Dedem, Mamuş Nenem...

Nûr içinde yatın, yine sizi andım bugün...

Bayramın artık bayram olmadığı bir gün...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!