Güncelleme Tarihi:
İstanbul, Beykoz doğumlu. Annesi terzi, babası işçi. Orta halli bir aile. Annesi mahalle kadınlarına özel günleri için kıyafet diktiğinde o sadece uzaktan izlermiş. Sabancı Anadolu Lisesi mezunu. Lisedeyken hayatını tiyatro yaparak kazanmak istiyordu ama üçüncü sınıfta birden ibre başka bir yönü gösterdi. Ders esnasında çizimler yaparken buldu kendini. “Ne kadar giyilemeyecek şey varsa çizmeye başladım. Sanki içime John Galliano kaçmış gibi. Sonra bir gün okula Esin Maraşlıoğlu geldi. Hiç girişken değilimdir ama bir şey dürttü beni, çizimlerimi gösterdim. ‘Hemen atölyeme gel’ dedi. Gidiş o gidiş. Çok uzun süre gidip geldim. Dikiş, kalıp çıkarmayı öğrendim. Çocukluğumda annemin yaptıklarını yapar oldum. Dikiş öğrendikçe çizimlerim de giyilebilir oldu.”
İlk müşterisi rahmetli Ajlan Büyükburç. Çizimlerini görür görmez, “hemen bana elbise yap” demiş. İlk parasını da 1999’da yine Ajlan’dan kazanmış. O gün bugündür İzel’den Emel Müftüoğlu’na, Nazan Öncel’e kadar çalışmadığı isim kalmadı. Hatta bir ara Avrupa Yakası’nın çılgın karakteri Şahika’yı giydirdi. Tepebaşı ve Nişantaşı’ndan atölyeler açtı kapattı. Şimdi Fenerbahçe’de ama yakında Avrupa yakasına geri dönme planları içinde.
Melih Yazgan uçuk fiyatlara elbise satmıyor. Bu yüzden de diktiği her parça kapışılıyor: “Elimde 10 parça kıyafetin kaldığını hiç bilmem. Dikerim, müşteri alır gider” diyor.
MAHALLE MODACISI GİBİ
Bilinen moda tasarımcılarının hi birine benzemiyor. Defile yapayım, koleksiyon mantığıyla çalışayım, bir hikayem olsun, tema peşinde koşayım diye kasmıyor. Kesiyor, biçiyor, dikiyor, satıyor. Nasıl günümüzde herkesin birbirini tanıdığı, gerektiğinde bara geçip kendi içkisini hazırladığı samimi mahalle barları moda, o da mahalle modacısı gibi çalışıyor. Bugün arıyorsunuz, yarına kıyafetinizi yetiştiriyor. Kendi elleriyle giydiriyor, üzerinize cuk diye oturtuyor. Hızına ve pratikliğine inanamazsınız: “Çok hızlı düşünüyorum. Dikerken aksilik olasılıklarını hesaplıyorum. Teslim günü yanımda malzeme götürüyorum, olay yerinde hemen düzeltiyorum. Mesala ‘Yok Böyle Dans’ta Burcu’nun elbisesini kalçadan kesip mikrofon takmıştık...”
Amaç Hülya Avşar hala derin yırtmaç giyebilir dedirtmekti
Hülya Avşar’la bir klip çekiminde çalıştık, o gün bugündür birlikteyiz. Spor kıyafetlerini, pırıltılı eldivenlerini, reklam çekiminde giydiklerini bile ben yapıyorum. Muhafazakârım pek çok konuda. Ama duygularımı kıyafete dökünce bambaşka bir şey çıkıyor. Risk alıyorum. Söz konusu isimler de iddialı. Her türlü frikik verilebilir. Önemli olan frikik verirken bile özgüveni kaybetmemek. Yaptığım işin konuşulması keyifli. Mesela Avşar’ın yırtmacının konuşulacağını biliyorduk. Bilerek yaptık. Asıl amaç, yıllar sonra bile böyle yırtmaçlı elbise giyebilir demekti. Bir kadının öyle derin yırtmaç giyebilmesi için önce özgüven lazım. Acaba yırtmacım açılacak mı diye düşünmeyecek. Ki açıldı umursamadı Avşar. İşte profesyonellik bu.