Yine lodos fırtınası

Güncelleme Tarihi:

Yine lodos fırtınası
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2005 00:00

Haftasonuna girişte sıcaklık batı bölgelerde yer yer 10 derece artıyor.Isınma özellikle cumartesi günü hissedilecek. Bunun nedeni lodos yönünden sert rüzgarlar. Lodos yalnızca ılık hava taşımıyor, yağış da getirecek. Sıcaklığın azalmaya başlaması ile yağışın etkisini özellikle pazar günü artırmasını bekliyoruz. Geçtiğimiz hafta etkili olan soğuk hava sistemine yakın sertlikte sistemler önümüzdeki günlerde yine görülebilecek. Hafta içi kar yağışları vardı, haftasonuna girişte ise sıcaklık batı bölgelerde yer yer 10 derece artıyor. Isınma özellikle cumartesi günü hissedilecek. Bunun nedeni lodos yönünden sert rüzgarlar. Aralıklarla Marmara ve Ege’de fırtınaya dönebilir. Lodos yalnızca ılık hava taşımıyor, gözü yaşlı lodos yağış da getirecek. Sıcaklığın azalmaya başlaması ile yağışın etkisini özellikle pazar günü artırmasını bekliyoruz. Bu arada sıcaklıklar artıyor ama buradan kış bitti sonucunu çıkartmayın, geçtiğimiz hafta etkili olan soğuk hava sistemine yakın sertlikte sistemler önümüzdeki günlerde yine görülebilecek. *Kor halinde ateş düştü. Bu da ne demeyin, cemreden bahsediyorum. Kelime karşılığı ‘Kor Halinde Ateş’ anlamına geliyor. Birinci cemrenin 20 Şubat’ta düşmüş olması gerekiyor. Her ne kadar birinci cemre havaya düşmüş olsa da, açıkçası hava bununla pek ilgilenmiyor, zira işte ardından gelen günlerde kar bile yağdı. İkincisi suya, üçüncü ise toprağa düşecek. Bu tanımlamaya göre ısınma yukarıdan aşağı doğru görülüyor. Yani güneş öncelikle havayı, sonra denizleri, sonra da karaları ısıtıyor. Eskiden beri bu şekilde inanılır, ancak artık bilimsel verilere dayanarak şunu söyleyebiliyoruz ki havayı güneş ışınları ısıtmaz. Güneş’ten aldığı ışınlar ile önce yer yüzeyi ısınır, ısınan yer yüzeyi yaydığı radyasyon ile havayı ısıtır. Bu ısıtma da şu şekilde oluyor; yer yüzeyi yere yakın seviyedeki havayı temas ile ısıtır. Isınan bu hava genişliyor, nem kazanıyor ve yükseliyor. Yükselen hava soğur ve nem yoğuşarak yere yağış olarak su damlacıkları bırakır. Biliyorsunuz çaydanlıktaki su buharlaşmak için ocaktan ısı alıyor, tam tersini burada düşünecek olursak, su buharı, yağmura dönebilmek için etrafına ısı yayıyor ve böylelikle hava aşama aşama ısınıyor. Kısacası havanın ısınabilmesi için öncelikle toprağın ısınması gerekiyor. Cemrelerin yaklaşık birer hafta arayla düştüğüne inanılır. İlki 20 Şubat’ta havaya, ikincisi 26-27 Şubat’ta suya, üçüncüsü ise 5-6 Mart’ta toprağa. Biz aslında ısınmanın bunun tersi yönünde toprağa, havaya, son olarak da suya olması gerekiyor diyoruz, ancak dünyada bazı tanımlanamayan özel durumlar söz konusu. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzeydoğusunda ocak ayının son haftalarında her yıl yaşanan bir hava oluşumu var. Ocak Erimesi olarak adlandırılıyor. Bu olay, don olayının sona ermesini temsil ediyor. Bunlar belirli zaman aralıklarında tekrarlanan ‘meteorolojik tekillikler’ olarak adlandırılıyor. Bu tekillikler üzerinde çalışılıyor ve dünyanın birçok ülkesinde tahminleri kolaylaştırmak için bir düzen aranıyor. *Geçen hafta ikinci yeğenim Ceyda Hanım’ın doğduğundan bahsetmiştim. Tebrik etmek için arayanlar arasında bir arkadaşım beni büyük bir sıkıntıdan, yeğenime farklı ne alabilirim düşüncesinden kurtardı, Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri’nin ‘Nurtopu’ adındaki paketlerinden bahsetti. Eğitici bir program olan ‘Nurtopu’ paketinde yenidoğan hemşiresi, anne ve bebeğe ziyaretlerde bulunuyor, beslenmeden, bebeğin yıkanmasına, aşı takviminden, diş çıkaran bebeğe yaklaşıma, ilkyardım tekniklerinden, bebek masajına kadar pek çok konuda eğitici bilgiler veriyor. Bebek büyütürken de bilimsel yöntemleri artık kullanmak gerekiyor. Aman Tanrım!!! Nelerden bahsediyorum, kendimi orta yaş grubunda gibi hissettim, daha 29 yaşındayım, en azından 1 ay daha :)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!