Yıllarca çalıştıkları filmden her biri bir hatıra götürdü

Güncelleme Tarihi:

Yıllarca çalıştıkları filmden her biri bir hatıra götürdü
Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2003 01:53

Sinema tarihinde şimdiden kendine yer edinen Yüzüklerin Efendisi üçlemesi, yedi yıllık bir çalışmanın ürünüydü. Çok sevilen bir romana dayanan, büyük bir titizlikle hazırlanan bu büyük film gişede de karşılığını aldı.

İlk iki bölümü şimdiden 2 milyar dolara yakın bir hasılat elde eden Yüzüklerin Efendisi, 19 Aralık'ta tüm dünyada gösterime girecek son bölümü Kralın Dönüşü'yle macerasını tamamlıyor. Bu son bölümün galası, filmin çekildiği Yeni Zelanda'nın başkenti Wellington'da yapıldı. Filmin öne çıkan 11 oyuncusu ve yönetmeniyle röportajlarımızı bu kentte ve daha önce bir araya geldikleri New York'ta yaptık. Her birine, setten hatıra olarak neyi aldıklarını, hangi sahneyi daha çok sevdiklerini sorduk.

VIGGO MORTENSEN (Aragorn)

En seksi 5 erkekten biri seçilmişim ha? Harika!

Viggo Mortensen'i (45) ilk kez Peter Weir'in Witness (Tanık) filminde izlemiştik. Sonra Jane Campion'un Bir Kadının Portresi filminde oynadı. Soyadını Danimarkalı babasından alan Amerikalı aktör ressam, fotoğrafçı ve şair, şubatta Ömer Şerif'le macera filmi Hidalgo'da oynayacak.

n Kitabı ne zaman okumuştunuz?

-Bir araştırma için lise son sınıfta okumuştum. Üstelik Danimarkaca’ydı. Rolü alınca İngilizcesi'ni okumadım... yuttum.

n Sizi etkileyen sahne hangisiydi?

-Pennagor savaş sahneleri. Çok zordu. Çekimler aylarca sürdü. Ama Peter tamam bitti deyince hepimiz ağlamaklı olduk. Bu bir kahramanın öyküsü değil. Sıradan insanların dehşete, kuşkuya düşüşünün dramı.

n Peter Jackson hepinize bir veda armağanı vermiş ve siz bindiğiniz atı almışsınız?

-Açıklık getireyim: Atın bir sahibi vardı ve ben sahibinden satın aldım.

n Film kadrosunun en siyasi elemanı sizsiniz. Çekimler sırasında, özellikle Irak savaşı sırasında anlamlı mesajlar vermiştiniz.

-Bunun filmle de ilgisi var. Tolkien'i okurken şunu anladım: Bizi birleştirenler bizi ayıranlardan daha fazla. Amerikan veya İsrail veya Fransız hükümeti kendilerini ayrıcalıklı gördükleri sürece, yıllarca içinde kalacakları hapishaneleri inşa ettiklerinin farkında değiller.

n George Clooney, Brad Pitt, Colin Farell ve Russell Crowe ile birlikte dünyanın en seksi ilk beş erkeği arasındasınız.

-Kim demiş?!

n İtalyan 'Ciak' sinema dergisinin anketi.

-Ne diyeyim, harika! Hele George Clooney ile aynı listede yer almak!

SEAN ASTIN (Sam)

Kırkpınar güreşlerini çekmek için Türkiye'de çok bulunduk

Sean Astin'in (32) hobbit Sam olarak rolü Kralın Dönüşü'nde öne çıkıyor. Amerikalı oyuncunun asıl başarısı kısa metrajlı film yönetmek. Bunlar arasında Oscar'a aday gösterilen ‘‘Kangaroo’’ ve ‘‘Kırkpınar Yağlı Güreşleri’’ var. Bütçe bulursa, Christopher Lee ile uzun bir film yapacak.

n Peter Jackson'u nasıl tanımlıyorsunuz?

-Gerek oyuncu gerekse genç bir yönetmen olarak Peter'dan çok şey kapmaya çalıştım. O bir dahi. Çok müşkülpesent. En küçük ayrıntının bile önemini kavrıyor ve size kavratıyor. Zaten bunun için çekimler yıllarca sürdü!

n Sizin için en önemli sahne hangisiydi?

-Fato Dağı'na Frodo ile birlikte tırmanmamız. Koyu, mor ışık oyunları çok güzeldi.

n Tolkien'in kitabını ne zaman okumuştunuz?

-Babam 15. doğum günümde armağan etmişti. Bin sayfayı kim okur dedim. Ama bir başlayınca bırakamadım.

n Peter Jackson'un size setten armağanı ne oldu ?

-Hobbit ayakları. Kızım o ayakları çok komik buluyordu. Kızım sette büyüdü ve beni hep hobbit ayaklarıyla gördü. Evde normal ayaklarımla görünce ağlıyordu. Sussun diye evde bile hobbit ayaklarını takıyordum.

n Siz Türkiye'de hayli bulundunuz?

-Eşim Christine'le birçok kez gittik. Hem turist olarak hem de ben kısa metrajlı film çektim. Edirne'de Kırkpınar Yağlı Güreşleri ile ilgili bir filmim var. Umarım Türkler de beğenir.

ELIJAH WOOD (Frodo Baggins)

Filmden sonra orijinal yüzüğü ben kaptım

Amerikalı oyuncu (22) Paradise filmiyle dikkati çekti, Peter Jackson onu Forever Young filminde keşfetti. Hobbit Frodo Baggins rolüyle yeni neslin en ünlü yıldızı oldu. Daha sonra oynadığı ‘‘Try Seventeen’’ adlı gençlik filmi, şu anda dünyada gösteriliyor.

n Yüzüklerin Efendisi yaşamınızı birdenbire değiştirdi, değil mi?

-Kitabı çok küçükken, 13 yaşımda okudum. Senaryosu daha da aksiyonlu. Yarın Los Angeles'a üzerinde benim ve Sean Austin'in dev resimleri olan bir jumbo jet uçağıyla gideceğiz. Tanrı'dan daha ne isteyeyim?

n Peter Jackson sizin için ‘‘Onsuz Yüzüklerin Efendisi düşünülemezdi. Tolkien, hobbit Frodo'yu Elijah Wood olarak görseydi eseri yazdığına bir kez daha şükrederdi’’ demiş...

-Peter Jackson beni binlerce Frodo adayı arasından seçti. O ne istediğini her zaman bilmiştir. Ben normal halimde Frodo'ya benziyor muyum? Ama öyle bir makyaj anlayışı var ki. Bu filmde hiç oynamamış gibi sinema salonuna girip bir seyirci gibi izlemeyi isterdim.

n Yeni Zelanda'ya yıllarca demir attınız. Boş zamanlarınızda ne yapıyordunuz?

-Orlando Bloom ile sık sık sörf yapmaya gittik. Publarda vakit öldürüyorduk. Buranın insanları çok saygılı. Üzerimize atlamıyorlardı.

n Jackson'un son gün armağanı ne oldu?

-Merak etmeyin yüzük bende, emin ellerde... Herkeste var ama benimki orijinal olanı. Pungolo kılıcını ve haritayı da aldım.

ANDY SERKIS (Gollum)

O tuhaf sesi çıkarırken kedimi taklit ediyorum

İngiliz oyuncu Andy Serkis (39), filmde Gollum tiplemesiyle beklenmedik bir ilgi gördü. Yüzüğün acayip bir yaratığa çevirdiği Gollum rolü için makyaj odasında günün beş saatini geçirdi. Şimdi Michael Caine ile ‘‘Shiner’’ adlı filmde çalışıyor.

n Çocuklar niye size bu kadar hayran?

-Sinsi bakışlarım, genzimden konuşmam dikkat çekiyor. Dört buçuk yıl Gollum ile özdeştim. Genzimden çıkan sesi evdeki kedimize borçluyum. Ama sürekli böyle konuşunca da detone sesler çıkartmaya başladım. İmdadıma limon-zencefil ve bal karışımı bir solüsyon yetişti.

n Gollum'un göz rengi sizinkiyle aynı. Lens bile kullanmamışsınız.

-Ah evet gözümün rengi rahatsız edici bir lacivert. Peter, aman dokunmayın, böyle daha çarpıcı dedi. Benim için en kötüsü günün sonunda üzerimden çıkartılması gereken acayip montürlerdi. Saatlerimi alıyordu.

n Siz setten ne alıp götürdünüz?

-Bir yüzük. Ben giydiğim montürü istemiştim. Çok pahalı olduğu için vermediler.

n Unutamadığınız sahne hangisi oldu?

-Frodo'yu Shelob'a götürdüğüm sahne. Peter Jackson'un evinin salonunda çektik. Bol bol da güldük. Kimse bunun bir evde çekildiğine inanmaz diye.

LIV TYLER (Arwen)

Kilo sorunum yok medya abartıyor

Üçlemenin en çok beğenilen kadın karakteri. Ünlü rock yıldızı Steven Tyler'ın kızı olan Liv Tyler (26), Bernardo Bertolucci'nin filmi ‘‘Stealing Beauty’’ ile meşhur oldu. Sonra Armageddon, Onegin gibi filmlerde oynadı.

n Bu rol için ‘‘Peter Jackson beni kandırdı’’ demişsiniz, doğru mu?

-Peter beni Armageddon'daki rolümle beğenmiş. Önce çalışmaların 9 ay süreceğini söylemişti. Oysa 3.5 yıl sürdü. Onlarca öneriyi geri çevirmek zorunda kaldım. Ama değdi. Çünkü bu filmden başka bir insan olarak çıktım. Merhameti, doğa sevgisini, özveriyi, umut kavramını öğrendim.

n Ya şu kilo sorunu?

-Öyle bir sorunu medya abarttı. İşte görüyorsunuz. Yeni Zelanda'dayım ve formundayım. Biraz oburum ama rahat kilo verebiliyorum.

n Hálá sinemayı mı müziği mi seçeceğinizi bilemediğinizi söylemişsiniz?

-Bu herhalde genetik! Babam Steven Tyler ve Aerosmith Grubu'nun etkisi altında olabilirim. Üstelik kocam da müzisyen. Müziğe daha yakınım.

n Yeni Zelanda'ya yerleşme fikri nereden çıktı?

-Burada dört yıl geçirdim. İnsanlarını sevdim. Doğası harika. Kocamla burada bir ev alıyoruz. Gelecekte buraya yerleşme gibi bir fikrimiz var.

n En beğendiğiniz sahne?

-Ölümsüzlük kararı verilirken Viggo ile bakıştığımız sahne mesela...

n Siz ne gibi bir anı aldınız?

-Giysiyi ve kolyeyi aldım.

MIRANDA OTTO (Eowin)

Hatıra olarak aldığım kılıçta yaraladığım figüranın kanı var

Avustralya sinemasının yeni yıldızı Miranda Otto (36) soyadını Alman asıllı babasından almış. Hollywood'da kaliteli filmlerde rol aldı: John Malkovich Olmak, Human Nature, What Lies Beneath, Jack Bull bunlar arasındaydı.

n Jinekolog olmak istiyormuşsunuz aslında öyle mi?

-Ailede çok doktor var. Ben de doktor olmayı istemiştim. Okulda tiyatro kulübüne girdim, hocalarımın ısrarıyla Sydney Tiyatro Okulu'na gittim.

n Sizin Peter Jackson'a en çok nazı geçen oyuncu olduğunuz biliniyor.

-Küçükken eskrim dersleri almıştım. ‘‘Kralın Dönüşü’’ senaryosu gelince savaş sahnelerindeki rolümün az olduğunu gördüm. Çekinmeden Peter'a ‘‘Savaş sahnelerinde daha fazla rol almak istiyorum’’ dedim, o da kabul etti.

n O sahnelerde giysileriniz çok ağır gibi. Kılıcın da hatırı sayılır. Nasıl yapabildiniz?

-Beyazperdede ağır gözükse de onlar özel yapım. İçinde gayet rahattım.

n En beğendiniz sahne?

-Pelennor savaşında 40 düşmanı öldürdüğüm sahne. Savaş sahneleri kusursuzdu. Kılıcı iyi kullandım, hocamdan aferin alınca moralim yükseldi.

n Setten hatıra olarak ne aldınız?

-Kılıcımı tabii! Maalesef bu kılıçla bir figüranı yanlışlıkla yaralamıştım. Üzerinde hálá kanı var. Sonra kemerimi ve kolyeyi de aldım.

ORLANDO BLOOM (Legolas)

Bir centilmen olduğumu sanıyorum

Genç kızların bu yeni sevgilisi (26) çok da iyi eğitimli. Londra Guildhall Müzik ve Tiyatro Okulu'ndan mezun. Onu Karayip Korsanları'nda Johnny Deep'in yanında izledik. Son filmleri Troy (Truva) ve The Calcium Kid 2004'te gösterime girecek.

n Sinema dünyasına güzel kadınları öpmek için girdiğiniz doğru mu?

-Ben hiç böyle bir laf etmedim! İngiltere'de çıkartılan bir dedikodu bu.

n Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

-Annem için bir kahraman... Gerisini bilmiyorum. Centilmen olduğumu sanıyorum. İyi okullarda okudum ve hep saygılı, kibar olmaya özen gösterdim. Olgunlaşma sürecimi çok iyi kullanmaya kararlıyım. Mesela özel yaşamımı işten ayırmasını öğrendim.

n Bir seks sembolü olmayı nasıl karşılıyorsunuz?

-Hoşuma giden bir unvan, ama şımartmıyor. Mesleğimde kademeli olarak ilerliyorum. Tabii artık tanınıyorum. Ama ani bir şöhret olayı filan yok.

n Filmde en beğendiğiniz sahne?

-Seyirci olarak Pelennor savaşı. Ama oyuncu olarak ata bindiğim her sahne güzeldi. Film sayesinde binicilik, güreş ve eskrim öğrendim.

n Siz setten ne anı eşyası aldınız?

-Annem ve kız kardeşim filmde taktığım sarı peruğu istediler. Ben de bir iki silah ve ormanda giydiğim giysiyi aldım.

PETER JACKSON (Yönetmen)

Önce uyuyacağım sonra King Kong'u çekeceğim

Peter Jackson (42) ilk kısa filmini çevirdiğinde ülkesi Yeni Zelanda'da lise öğrencisiydi. Sonra ülke dışına çıktı. İlk ciddi filmi ‘‘Heavenly Creatures’’ ile adını duyurdu, The Frighteners, Braindead gibi filmleri çekti. Yüzüklerin Efendisi üçlemesiyle bir zamanların Spielberg'i gibi sinema dünyasının en büyüğü haline geldi.

n Üçlemeniz ‘‘Kralın Dönüşü’’ ile sona erdi. Şimdi ne yapacaksınız?

-Bol bol uyuyacağım! Dünyadan kopacağım. Yeni senaryolar için rüyalar bile göreceğim. Ama maceranın bittiği aklıma gelince içim cız ediyor. Yedi yılda aile gibi olmuştuk. Frodo (Elijah Wood) elimde büyüdü diyebilirim.

n Böyle büyük bir şöhreti yakalamayı bekliyor muydunuz?

-Bakın geçenlerde Buenos Aires'teydim. Kriz var, insanlar sinemaya dahi gidemiyormuş. Oysa sırf beni görmek için hem bilet aldılar hem saatlerce kapıda beklediler. Kendimi bir Beatles elemanı gibi hissettim. Böyle şeylerden hoşlanmam ama geriye dönüş olmuyor. Eğer bir başarı varsa bu oyunculara da ait. Doğru rol için seçilmiş doğru oyuncular. Tılsım burada.

n Tolkien'in eseri bugüne dek neden beyazperdeye aktarılmamıştı?

-Öncelikle teknoloji yoktu. Hollywood'da da yoktu. Benim Weta film şirketim gerekli malzemeleri bir araya getirene dek. Bunda Yeni Zelanda hükümetinin de payı var. Şu anda The Film Unit sinema laboratuvarım dünyanın en büyük teknolojisine sahip.

n Bu laboratuvardan King Kong da çıkacak, değil mi?

-Önce uyku, sonra King Kong! Evet King Kong da Yeni Zelanda'da çekilecek. Daha sonra küçük bütçeli senaryolar üzerine çalışacağım.

n Beş yıl önce Venedik'te Anzaklarla ilgili bir film yapmayı düşündüğünüzü söylemiştiniz. Bu hálá geçerli mi?

-İyi bir senaryo ile... Ama şu aşamada bunları düşünmek istemiyorum.

n Yüzüklerin Efendisi'nin son bölümünde montaj aşamasında çok titiz ve kıskanç davrandığınız söyleniyor.

-Üçlemenin en heyecanlı yanı finaldi. Aksiyon Kralın Dönüşü'nde daha fazlaydı. Yoğun temponun abartıya da kaçmaması gerekiyordu.

n Niye hep aynı renk gömlek, kısa şort ve çıplak ayaklarla dolaşıyorsunuz?

-Çıplak ayakla dolaşmak bana güven veriyor. Küçüklüğümden beri şort giyerim. Bacaklarım hava alır. Gözlüklerim de sürekli kamerayla haşır neşir olduğum için geniş çerçeveli.

n Bütün oyunculara çekimler bitince setten birer armağan vermişsiniz.

-İsteyen bir hatıra eşyası alabilir dedim. Viggo (Aragorn) bindiği atı götürdü. Gerisini biliyorsunuz.


BERNARD HILL (Rohan Kralı Theoden)

Rolüme öyle alışmıştım ki bir türlü ölemiyordum

Ünlü İngiliz Shakespeare yorumcusu (59) Hollywood filmlerinde babacan roller oynuyor. Ghandi, Titanic, Bir Yaz Gecesi Rüyası gibi filmlerde oynadı. Üçlemeye ikinci filmde dahil oldu. Halle Berry ve Penelope Cruz ile oynadığı Gothika şu anda dünyada gösteriliyor.

n Peter Jackson ile sert bir diyaloğunuz olmuş, nedir bu?

-Deneme filmi çevirmek için beni Yeni Zelanda'ya çağırdılar. Ben de ‘‘kendi deneme filmimi kendim çeker size kaseti yollarım’’ dedim. Bunu Peter Jackson kabul etmemiş. ‘‘O zaman ben yokum’’ dedim. Bir süre sonra Peter telefon etti. ‘‘Kral Theoden için seni istiyorum. Kendin çek de gönder şu Allahın cezası kasedi’’ dedi. Bir zaferle kadroya katıldım yani!

n Savaştan önce atınızın üzerinde, askerleriniz önünden geçerek kılıcınızı hepsinin kılıcına değdiriyorsunuz. Bunun anlamı ne?

-Bunu ben önerdim. Spor karşılaşmalarında insanlar avuçlarını birbirine vurarak zafere hazırlanır ya... Bu temanın kılıca uyarlanışı.

n Peki siz nelere el koydunuz hatıra olarak?

-Tolkien'in dünya haritasını aldım. Savaş sahnelerinde giydiğim o ağır, nefis el sanatı çelik miğferi de...

n En beğendiğiniz sahne?

-Kralın ölüm sahnesi. Üç kez tekrarladık. Rolüme o kadar alışmışım ki bir türlü ölemiyordum. Üçüncüde başarınca o akşam kutladık. Tabii biraları ben ısmarladım!

HELEN CLARK (Yeni Zelanda Başbakanı)

Film sayesinde turist sayısı yüzde 4.8 arttı

Yeni Zelanda Başbakanı Helen Clark Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin ülkesi için bir gurur kaynağı, tanıtım için de bulunmaz bir araç olduğu fikrinde. Onunla başkent Wellington'daki makamında gala sabahı konuştuk. Helen Clark'a göre, yönetmen Peter Jackson ‘‘Yeni Zelanda'nın en değerli vatandaşı.’’ Hükümetin bu filme verdiği desteğin (büyük vergi indirimi) nedeni, bu küçük ve uzak ülkeyi sinema endüstrisinde önemli bir yere oturtmak. Clark şöyle diyor: ‘‘Devlet olarak Yeni Zelanda sinemasının uluslararası bir arenaya dönüşmesi için katkıda bulunuyoruz. Peter Jackson'un film şirketi ve laboratuvarları en modern ve sofistike aygıtlara sahip. Peter Jackson'un dev bütçeli King Kong filmi de Yeni Zelanda'da çekilecek. Yüzüklerin Efendisi ülkeye iş kaynağı sağladı. Aşamalı olarak 26 bin kişi bu filmden ekmek yedi. Şimdi King Kong için de aynı şey söz konusu. Ayrıca turist sayısında yüzde 4.8, turizm gelirinde ise yüzde 8.5 artış sağladık. Bu propaganda bizim için çok önemliydi.’’ Helen Clark, Peter Jackson'un gelecekte bir Gelibolu filmi yapması için teşvik edebileceğini, Çanakkale Savaşı'na katılan Anzakların öyküsünün her zaman ülkede ilgi duyabileceğini sözlerine ekledi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!