Güncelleme Tarihi:
Biliyorum gitmez ama Çetin Yiğenoğlu İstanbul´da yaşıyor olsaydı herhalde eserleri dünyanın dört bir yanında okunur ve her kitabı tercüme edilerek diğer ülkelerde bile satış rekorları kırardı... Kitaplarından birini bile okuyanlar Gazeteci-Yazar arkadaşımın kalemindeki güce tanık olmuşlardır. Bir kere Yiğenoğlu´nun kitapları bilgi doludur, Çukurova doludur.
Gazeteci Çetin Yiğenoğlu 1948 yılında Adana´nın Kozan ilçesinde doğdu. 1969´da İstanbul Gazetecilik Yüksekokulunu bitirdi. İsteseydi orada kalabilir ve mesleğini İstanbul´da sürdürebilirdi ama kalmadı, Adana´ya döndü. O yıllarda Ulusal basının yöneticileri Adanalı´ydı. Masum Türker´inden tutun, Erdoğan Arman’ına kadar güçlü isimler hep Adanalıydı. Başkaları da vardı tabii. Yiğenoğlu Adana´da Milliyet Gazetesinde göreve başladı. Ekspres Gazetesinde görevini sürdürdü ve Cumhuriyet Gazetesine geçerek meslek hayatına burada devam etti...
Çetin Yiğenoğlu titizliği ile bilinir. Detaylar, Yiğenoğlu için çok önemlidir. 1991-95 yılları arasında iki dönem Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaptığı dönemde düzenlediği seminerler, konferanslar, yayınlanan mesleki kitaplar onun mesleğine olan düşkünlüğünü de gösterir.
Sevgili Yiğenoğlu başkanlık yaptığı dönemde Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyeliği de yaptı. PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası ile Bilim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği´nin Çukurova temsilciliği görevlerini de üstlendi.
Sivil Toplum Örgütlerinde görev almak, çok çalışmak anlamına da geliyor. Hele Çetin Yiğenoğlu için bu görevler, çalışmanın ötesinde proje üretmek anlamına da geliyor. Onun görev aldığı her dönemde proje üretildi ve üretilen projeler toplumla paylaşıldı. Eşi Sibel hanım, oğlu Özgür ve kızı Nesrin babalarını bu dönemlerde çok az gördüler. Gecesi gündüzü toplantılarda geçti, planlama yaptı, işin başında durdu...
Sanat Festivali projesinde birlikte çalıştığımız için onun ne denli titiz olduğunun tanığıyım. Bir virgül bile Yiğenoğlu için çok önemlidir.
Görevleri nedeniyle boş zamanı olmadığını biliyorum ancak Sevgili dostum Yiğenoğlu hiç bir zaman şikayetçi olmadı. Bu sıkışık dönemlerde bile kendine zaman ayırıp masanının başına geçti, öyküler, romanlar, araştırmalar kaleme aldı... Yayınladığı eserleri birkaç baskı yaptı. Bazıları tükendi, yok sattı.
Örneğin Irazca Yıldız Köy Gazinosu, Son Meyhaneci hikayelerini herhalde artık bulmak mümkün değil.
İnokin-Bir Aşk Bilmecesi, Gasteci adlı romanları epey konuşuldu.
Sakıncalı Polis Nurhan Varlı´nın Anıları, metelikten Medyaya isimli anı kitapları ise herhalde piyasada kalmamıştır.
Yiğenoğlu´nun Çukurovadaki Kent ve Ova, Şeriatçı Şiddet ve Ölü Ozanlar Kenti Sıvas röportajları, Kozanca-Kozan incelemesi ise kaynak gösterilerek alıntı yapılan eserleri arasında...
Tüm bu koşuşturmalar arasında Çetin Yiğenoğlu sayısız ödül aldı. Örneğin 1981´de Çağdaş Gazeteciler Derneği haber ödülünü Yiğenoğlu´na verdi. 1986 yılında ise röportaj dalında yılın gazetecisi oldu.
1995 yılında Kartal Yavrusu isimli öyküsüyle Haldun Taner Öykü Yarışmasında ikincilik ödülüne layık görüldü.İşte bu hafta sizlere Çukurova’da yaşayan değerli bir yazarı tanıtmak istedim. Haydar’ı öldürmek isimli kitabını da okumanızı öneriyorum. Seçkin kitabevlerinde bu eseri bulabilirsiniz. Çukurova’yı özleyenler için mükemmel bir eser…Mesleğini dolu dolu yaşayan arkadaşım Çetin Yiğenoğlu´nun son romanı Haydar´ı Öldürmek kitabı ise şu an elimde.
Size kitaptan sadece bir bölüm aktarmak isterdim ama henüz okumaya başlamadım. 117. sayfadaki bir bölümden Haydar´ın öldürülmesi ile ilgili bir ağıtı aktararak yazıma son vermek istiyorum: “Katranı kıtır kıtır keserler/ Keser de Bozsu´ya atarlar/ Aman duymasın deyyuslar/ Sabahacak kına yakarlar...”
Bu kitabı okumanızı öneriyorum. Kitabın adı: Haydar´ı öldürmek. Yapı Kredi Yayınları arasında piyasaya sürülen bu romanı her yerde bulabilirsiniz. Fiyatı 17 lira...