Yerli malı, herkes onu kullanmalı

Güncelleme Tarihi:

Yerli malı, herkes onu kullanmalı
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 02, 2005 00:00

Efendim bu hafta sizi iki kiÅŸi ile tanıştırmak istiyorum. Birincisi ÅŸu fotoÄŸrafta üstüne kurulmuÅŸ olduÄŸum Tiger 250, diÄŸeri ise benim öz be öz sevgili kardeÅŸim, Ä°biÅŸim, Mustafa... Benden baÅŸka kimsenin ‘İbiş’ demesine izin vermez ona göre, aman diyeyim denemeyin siz siz olun Mustafa’yı deneyin.Ne alaka ÅŸimdi kardeÅŸin de demeyin anlatacağım. Kendimi bildim bileli biz onunla ‘edi ile budü’ gibiyizdir. Yıllarca sokaklarda beraber misket oynayıp, top koÅŸturup, oyuncak otomobillerle oynayıp, bisikletle gazladık. Yani yemin olsun ona hiçbir zaman bir erkek kardeÅŸ eksikliÄŸini hissettirmedim. Hea kız kardeÅŸ eksikliÄŸi hisseti mi bilemem? Çok severiz yani birbirimizi, ama bunun yanında çok ÅŸamatalı kavgalarımız, kıskançlıklarımızda yaÅŸanmamış deÄŸildir. Nasıl bir adam olduÄŸunu bilmenizde fayda var. Kendisi ÅŸekilde de görüldüğü üzere yakışıklıdır. Yakışıklı olmasının yanında, hınzırlığa beyni son derece hızlı çalışan bir abimizdir. F1 konusundaki bilgi ve ilgisi Türkiye’de pek çok kiÅŸiyi hayrete düşürtecek kadar derindir. Ä°kimizin de otomobil, motosiklet ve motoru olan pek çok ÅŸeye ilgi duyduÄŸumuz yıllarda o atak yapıp otomobil kullanmasını benden önce öğrenmiÅŸtir. Ama o gün; ‘bunu yanına bırakmıcam...’ diyen bendeniz, o, hala el alemin motosikletlerine aÄŸzının suları akarak bakarken, yanından, kendi, öz, hakiki motorumla geçmek sureti ile yıllar sonra hıncımı almışımdır. Åžimdi ise, o da motosiklete yeni yeni biniyor iÅŸte yani izin veriyorum arada binmesine... Heh he... O da bana otomobilde aynı ÅŸeyi yapmıştı.Lütfen Kask Takalım Bayanlar, BaylarNeyse, olayı baÄŸlayacağım birazdan, ÅŸimdi gelelim Kanuni’ye... Ne zamandır Kanuni’nin piyasaya yeni çıkardığı modellerden birini alıp kullanmak istiyordum. Kanuni Tiger verebiliriz, hatta vermeyi çok arzu ederiz diyen sevgili firma yetkililerinden, motoru, fırsat bulup bir türlü alamayınca, ‘biz size getiririz’ dediler ve bir çekim sabahı erkenden bu kırmızı kızı kapıma getirdiler. SaÄŸ olsunlar... Benim meraklı Ä°biÅŸ kardeÅŸ de yanımda bitti tabii hemen... Hatta benden önce inmiÅŸti aÅŸağıya. Ancak, motoru evin penceresinden ilk gördüğümde ÅŸok oldum, çünkü üstünde oturan beyin saçlarının hafif dökülmüş olduÄŸunu çok net görmek mümkündü. Yani kask takmamıştı. AÅŸağı indiÄŸimde merhaba bile demeden ilk sorduÄŸum; ‘Siz böyle mi geldiniz?’ oldu. YeÅŸilyurt Motorlu Araçlar’dan sevgili Hüseyin YeÅŸilyurt gülümseyerek; ‘Evet!’ dedi. Otomobille Hüseyin beyi takip eden Akın bey ise; ‘Otuz yıllık motorcu o...’ diyerek beni sakinleÅŸtirmeye çalıştı. ‘30 yıl mı? Heaaa tamam o zaman canım ne gerek var kaska di mi?’ Allah allaaaaah! Ay çok kızdım vallaha... Åžurada anlaÅŸalım. 1 ay, 3 sene, 30 yıl, 60 yıl bir ÅŸey deÄŸiÅŸmiyor arkadaÅŸlar. Yıllar geçtikçe kafataslarımız mı kalınlaşıyor ki kask kullanmayalım? Çok rica ediyorum. En kısa mesafeye bile olsa, kask takmadan gitmeyin, lütfen! ‘Ben çok iyi motorcuyum! Artık kask takmayayım!’ diye bir ÅŸey yok. Zaten motosikletin öğrenme konusunda herhangi bir doyum noktası da yok. Hayat gibi her seferinde yeni ÅŸeyler öğrenilir motorda. Motora her bindiÄŸinde, yeni bir ÅŸey öğreneceÄŸini hisseder insan. Bu öğrendikleri bazen acı tecrübeler de olabilir. Ä°ÅŸte bizlerin yapması gereken, böyle riskli tecrübelere hazırlıklı, donanımlı olmak. Kask da bu iÅŸin donanımının olmazsa olmazlarından. Neyse ya bak konuyu iyice saptırdım. Ä°ÅŸte konu böyle hassas yerlere gelince dayanamıyorum.Ä°biÅŸ de Kanuni’yi test ettiHüseyin beyin kask takmadan gelmesini kafamın bir yerine not edip, motor hakkında anlattıklarını sevgili Ä°biÅŸle dinlemeye baÅŸladık. Hüseyin bey korna düğmesinden, göstergelerine kadar oldukça detaylı bir ÅŸekilde anlattı motoru... ‘İşte bu kornası, bu sinyal, benzin göstergesi, vites göstergesi, cep telefonu çalıyor göstergesi vs...’ Anlatım iÅŸi bittiÄŸinde kampana olan arka frenle ilgili bir ayar yaparken, kafası hala kasksız gelmesine takılı olan bendenize ‘frene basar mısın’ diyince ve ben de Hüseyin beyin hangi frenle uÄŸraÅŸtığına bakmaksızın ön frene basınca, sevgili Akın ve Hüseyin’in yüzlerindeki anlık ÅŸok ve ‘Ula motoru veriyoz ama kime veriyoz yahu, tüh ya yazıyo çiziyo ama atmasyon olmasın bu Rüzgarın Kızı, yani kullanmayı filan biliyo mu acaba?’ tereddütünü görünce dayanamadım. Hüseyin beyin tüm anlattıkları bitince; ‘peki debriyajı nerde bunun?’ dedim! Ay çok keyifliydi... Yüzlerindeki ifadeyi fotoÄŸraflamayı çok isterdim. Tabi Ä°biÅŸ bastı kahkahayı... Onlar da birbirlerine bakıp; zoraki de olsa tereddütle gülümsediler. Sonra Hüseyin bey kendi kendini ikna etmek istercesine; ‘Olur mu canım, ben CNN Türk’deki programınızı izliyorum, bayaaa kullanıyorsunuz iÅŸte.’ diyor. Çok tatlı insanlar. Gülümsüyorum... Kanuni’yi teslim alıp, vedalaşıyoruz. GiriÅŸ seviyesi ‘Cruiser’ sınıfında bir motosiklet olan Kanuni Tiger 250’yi bizzat kullandıktan sonra, meraktan çatlayan Ä°biş’in de kullanmasına izin veriyorum. Ama bir ÅŸartla. Bindikten sonra görüşlerini yazması ÅŸartıyla. Tamam diyor ve atlıyor kınalı kıza... Ä°ÅŸte birazdan okuyacağınız test yazısı benim sevgili kardeÅŸim Mustafa’nın kaleminden Rüzgarın Kızı’nın yorumlarıyla... Fena da yazmamış hea kerata?ESTETÄ°K: Ä°lk bakışta gönül rahatlığıyla ÅŸunu söyleyebilirim : ‘Tiger 250 bugüne kadar Türk mühendisler tarafından üretilmiÅŸ en güzel motosiklet.’ Gerçekten ilk bakışta Kanuni’den beklenmeyecek bir şıklık var. Detaylar, kromajlar, genel simetri gerçekten çok baÅŸarılı. GerçeÄŸi, fotoÄŸraflardaki halinden çok daha güzel görünüyor. Ãœzerindeki yazıyı çıkarsanız yerli üretim olduÄŸuna inanmak güç (tabii uzaktan bakıyorsanız). Motora binip alıcı gözüyle bakınca göstergeler, krom kaplamalarıyla pek şık, fakat direksiyona bakınca tam bir hayal kırıklığı ile karşılaÅŸtım. Ne yazık ki direksiyondaki enstrümanlar inanılmaz ucuz ve basit üretilmiÅŸ. Altı üstü plastik, biraz daha pahalısı, kalitelisi ne kadar pahalı olabilir ki? Detaylarda bir sorun da kromajlı vidaların daha 30 kilometredeki bir motor olmasına raÄŸmen içlerinin oksitlenmiÅŸ olması. Yakından bakınca hemen dikkat çekiyor. Genel yakışıklı havasına hiç yakışmıyor. Depo üzerindeki devir saati çok baÅŸarılı fakat kafayı eÄŸip bakmak çok garip. Peg yerine ayak tablaları bulunuyor ve çok şık görünüyor. Tek silindir olmasına raÄŸmen, krom kaplı çift egzoz çıkışı var. Gerekli mi? Tartışılır, ama güzel görünüyorlar. Ufak tefek sorunları olsa da hakkını vereyim Tiger 250 estetik olarak sınıfı rahatlıkla geçiyor. (RK; Kesinlikle katılıyorum, gezdiÄŸim pek çok pahalı ve havalı motordan bile daha çok ilgi çekti Tiger trafikte...)SÃœRÜŞ: Ä°lk kullanımda, cüssesine göre oldukça hafif olduÄŸu ayrıca ağırlık merkezi yere yakın olduÄŸundan dar manevralardaki rahatlığı dikkatimi çekti. 185 kilogram ağırlığı motosikletin üstünde hiç hissettirmiyor. Genel olarak ciddi bir ergonomik bozukluk yok. Fakat elciklerin yüksek ve içe doÄŸru açılı olması (RK; Bu genel bir Cruiser özelliÄŸi) elcikleri bilekleri bükmeden kullanmayı imkánsız kılıyor. Yolda dengesi, doÄŸru seçilmiÅŸ rake açısı (RK; MaÅŸanın yere açısı) sayesinde hem kararlı bir düz gidiÅŸi hem de yeterli seriliÄŸi saÄŸlıyor. (RK; Bak bak baaaak? Neler de bilirmiÅŸ benim Ä°biÅŸim...) Açıkçası hiç bir motosiklette elleri bırakarak gitmek bu kadar kolay olmamıştı. (RK; Bak ÅŸimdi yaaa... Öz kardeÅŸim bunu yaparsa, bırak yapmayı bi de buraya yazarsa... Vallaha vermicem bi daha sana motor-mutor yok.) Lastiklerin rodajı bitmemiÅŸ olduÄŸundan viraj limitlerini zorlamadım, fakat genel olarak oldukça dengeli ve kontrollere yanıtı çabuk. Bu virajdaki keskinliÄŸin sebebi oldukça sert seçilmiÅŸ süspansiyon ayarları. Bu tip bir motosikletten beklediÄŸinizden çok daha sert süspansiyon kullanılmış. Bozuk zeminde seleden sürücüsünü sıçratacak kadar sert! Bu artı mı eksi mi tartışılır, fakat ben daha yumuÅŸak ayarları tercih ederdim. TÄ°GER’IN BONUSLARI: (RK; Ne demek bonusları, motosikletin bonusu mu olur? demeyin.) Vallaha hiçbir motosiklette olmayan ilginç aksesuarları var Tiger’ın. YILBAÅžI AÄžACI: Ben öyle isim koydum bu özelliÄŸe, çünkü her frende dörtlü flaşörler yanıyor!!! ‘Süper di mi?’ dedi Hüseyin bey. Ben de ‘Bunu iptal edebiliyor muyuz?’ dedim. Sürekli frende 5 saniye boyunca dörtlüler yanıyor. Sinyal verirken bu özellik devre dışı. Her an panik fren yapıyormuÅŸ gibi hissettirdiÄŸi için, özellikle geceleri alışana kadar yollarda yılbaşı aÄŸacı gibi geziyorsunuz. Dikkati de dağıtıyor. (RK; Ä°biş’e katılmakla beraber bu konuya baÅŸka taraftan da bakmak da fayda var diye düşünüyorum. Yani bu fonksiyon pek tabii, pek iyi niyetlerle konulmuÅŸ. Fren yapan bir motosikletin fark edilmesini artıran her ÅŸeye saygı duymak lazım. Ama alışkanlık istiyor tabii.)CEP SENSORU: Hız göstergesinde cep telefonu çaldığında yayılan sinyallerle yanıp sönen bir led var. Lakin görevini tam olarak deÄŸil fazlasıyla getiriyor. Nasıl mı? Cep telefonum evde olduÄŸu halde trafikte sık sık yanıp durdu. Sanırım yakınlardaki arabalarda konuÅŸanların sinyallerini de alıyor bu led. Evet, bu hafta bu kadar yeter. Haftaya ‘Yerli Malı Yurdun Malı’ Tiger’ın motor özellikleri ve frenlerine de yer vereceÄŸim. Genel bir sonuç duymak isterseniz Tiger kesinlikle bu güne kadar gördüğüm en güzel Türk motoru. Bu motosikletin Türk yanı beni oldukça ilgilendiriyor ve umutlandırıyor. Umarım daha da ilerletir, geliÅŸtirirler. Triumph’ın Tiger diye pek sevdiÄŸim eski bir modeli olduÄŸundan mı bilmem, yeni bir ÅŸey koymadıkları için adını çok sevmesem de, genel olarak ÅŸunu söylemeliyim ki; özellikle fiyatı göz önüne alındığında, pek çok motor sevdalısını, sevdalarına kavuÅŸturabilecek bir motosiklet Tiger. Kaç Yeni Türk Lirası mı? Aaaa söylemedim di mi? Yahu bu güzelim alet topu topu; 4 bin 650 YTL.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!