Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2006 00:00
"Seher Vakti" dizisiyle adını duyuran, ardından "Sen Ne Dilersen" filminde rol alan Begüm Birgören’i çok yakında Kanal D’de yayınlanmaya başlayacak olan "Kırık Kanatlar" dizisinde izleyeceğiz. Julia Roberts’a olan benzerliğiyle tanınan, "Popüler değil nitelikli işler yapmak istiyorum" diyen 23 yaşındaki genç oyuncu, Elele’nin ocak sayısına konuştu.
- Biz sizi "Seher Vakti" dizisinde Melike olarak tanıdık. Ondan önce ne yapıyordunuz?
13 yaşında çocuk tiyatroları ve amatör tiyatrolarda oynamaya başladım. Sonra da Bahçeşehir Üniversitesi’nde görsel sanatlar okurken buldum kendimi.
Üniversitede yine amatör tiyatrolarda çalıştım. Ondan sonra okuldayken iki sene ara verdim. Ardından bir anda diziye başladım. Yani hiç düşünmediğim ve hiç istemediğim bir şekilde.
- Nasıl oldu peki?
Okul için Med Yapım’da staj yapıyordum. "Tatlı Hayat" dizisinin kamera arkasında çalışıyordum. Okuldan diğer arkadaşlarım da üst katta staj yapıyordu. Onları ziyaret ederken, yönetmen Oğuzhan Tercan’la tanıştım.
Onlar birilerini seçiyorlardı. "Ne yapsak gençler haydi siz de fikir atın" derken bir anda böyle bir tanışmamız oldu. "E seni de alalım buraya hani güzel olursun" derken "E hadi olsun" dedim. "Arapsaçı"nda küçük bir rolde oynadım. Ondan bir sene sonra "Pilli Bebek" dizisinde Mehmet Günsür’le esas kadını oynadım.
- Bir anda başrolü kaptınız yani?
Öyle bir şey oldu, ama çok kısa sürdü. Ondan sonra da küçük küçük rollerle devam ettim.
- Sonra "Seher Vakti"yle insanlar seni tanıdı...
"Seher Vakti" çok önemliydi benim için. Ama o da ne yazık ki sekiz bölüm sürdü. "Seher Vakti", en içime sinen işti. Açıkçası tanınmak kısmını pek önemsemiyorum ben. Orada birçok şey kazandım ve öğrendim. İnsanlarla tanıştım. Benim yanıma kalan bunlar. Yoksa insanların tanıması aslında hiç tercih etmeyeceğim bir şey. Ama mecburen tanınıyorsun.
- Özel bir oyunculuk eğitimi aldınız mı?
Yok almadım. Alaylı olarak başladım. Küçükken sahneye çıktığınız zaman, bir şekilde orası sizi eğitiyor. Egzersizlerle ve çalıştığınız gruptaki insanlarla öğreniyorsunuz teknik unsurları. Okuduğum kitaplardan aldığım egzersizleri uyguluyorum kendi kendime.
ASOSYAL BİR İNSANIM
- Bu arada hiç röportaj da vermediniz sanırım....
"Seher Vakti" döneminde bir kere verdim, o da basına dağıldı hemen. Birçok yerde okuyordum, görüyordum. Ama galiba biraz dikkatli olmak gerekiyor. Ne kadar dikkatli olsam da, röportajı yapan kişinin ağzından yazıldı birçok şey.
Böyle kendini anlatmak bana çok tuhaf geliyor. Benim küçük, çok dar bir dünyam var.
- Neden dünyanızı küçük olarak görüyorsunuz?
Yani biraz kaçıp saklanma hali var. Bir parça asosyalimdir. Kendi özel yaşantımda da "Ben böyleyim" ile başlayan cümlelerden nefret ederim.
- Oyuncu olduğunuz için insanlar sizi tanımak isteyecektir ama.
İnsanlara bir takım duyguları yaşatan insan ’ben’ olmadığım için, belki de hayal kırıklığı yaratabilirim. Mesela ben çok hayranlıkla izlediğim insanların gerçek dünyalarını gördüğümde çok büyük hayal kırıklığına uğradım. Hiç tanımamış olmayı yeğlerdim.
- "Sen Ne Dilersen" isimli filmde de oynadınız. Filmden bahseder misiniz?
"Seher Vakti"ndeyken senaryo bana geldi, ama benim senaryoyu okumaya vaktim yoktu. Kadroda Yıldız Kenter, Işık Yenersu, Fikret Kuşkan, Ahmet Mümtaz Saylan, Zeynep Eronat olduğunu söylediklerinde hemen kabul ettim.
- Gelelim, Kanal D’de yayınlanacak yeni dizinize...
"Kırık Kanatlar", bir dönem dizisi. 1920’ler, Kurtuluş Savaşı... Özge Özberk, Mehmet Ali Nuroğlu var. Şu anda Ayvalık’ta çekiyoruz.
NİTELİKLİ İŞLER İSTİYORUM
- Hayattaki öncelikleriniz ne?
Yaşımı istediğim gibi yaşayabilmek galiba. Tercih ettiğim şekilde. Başka üçüncü kişiler ya da başka dış etkenler olmadan bir yere sapmadan devam edebilmek. Nitelikli işler yapmak istiyorum. Ama asla popüler olması gerekmiyor. Kendime yatırım yaparak yaşamaya gayret ediyorum.
- Hedefleriniz ne?
Oyuncular tiyatrodan yeterli paralar kazanıyor olsalardı, şu an dizilerde bu kadar çok oyuncuyu göremezdik gibi geliyor. Jeep’ler, yatlar katlar almak gibi bir isteğim yok. Yurt dışında eğitim alayım, gezeyim, seyahat edeyim... Bunları yapabilecek maddi gücü elde edeyim yeter.
ÇOK SEVDİĞİM BİRİ VAR
- Peki aşk sizin için ne ifade ediyor?
Çok önemli. Hep biri olmalı. Platonik olur, uzaktan olur ama devamlı içimde olan bir duygudur.
- Şu anda aşık olduğunuz biri var mı?
Evet, çok sevdiğim biri var. Belki benim yaşadığıma insanlar aşk diyor, ama ben çok çok seviyorum sadece. Aşk nedir bilmiyorum, ama çok çok seviyorum.
- Onunla da böyle melankolik misiniz?
Çok eğleniyorum. Hayatta huzur, güven benim için çok önemli. Strateji yapmadan hayatı yaşıyor olmak... Kafanda hesaplar yapıp, artıları eksileri düşünüp ona göre biçimlendirmek benim çok becerebildiğim bir şey değil. O zaman yabancılaşıyorum.
- Onda sizi çeken nedir?
Galiba anlayış. Birlikte her şeyi paylaşabileceğim biri olması. Sevgiliden önce arkadaş olabilmek.