Suat KAVUKLUOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2004 00:12
Jackass’i biliyorsunuzdur. Hani müzik kanalı MTV’de yayınlanan, bir grup gencin akla zarar atraksiyonlar yaptıkları sonra da çekip yayınladıkları program. Şimdi bu programın Türk versiyonu da çıktı.
Bir gün televizyonda, ellerini birbirine zımbalayıp, otoyolda çırılçıplak koşan tipler görürseniz, Number One TV’de Mayday programını izliyorsunuz demektir. Programı hazırlayan Alp Kırşan (25) ve Çağlar Pekbey (27) adlı iki kuzen. Programları o kadar etkili oldu ki, 12-18 yaş grubu gençler artık kendi çılgınlıklarını kaydedip programa gönderiyorlar. Şehir hayatından sıkılan zengin işadamları da, birlikte eğlenmek için teklifler sunuyorlar. Yakında onlar sayesinde ortalarda Türk Jackass’leri dolaşmaya başlarsa sakın şaşırmayın.
Siz çocukluğunuzda da böyle miydiniz?
Alp: Evet. Çok büyük maceralarımız vardır. Birlikte ev soyduk mesela. Yazlık bir yerde, hem de ciddi boyutlarda soyduk. Tabii çocuktuk o zaman (Gülüyor). Bazı büyük hırsızların soydukları eve iz bırakmak gibi birtakım sorunlu zevkleri vardır. Kimi işer, kimi mastürbasyon yapar. Ben de evin ortasında içi yağ dolu bir damacana kırmıştım.
Peki korkmuyor musunuz bu röportajdan sonra deşifre olmaktan?
A: Hayır çünkü evini soyduğumuz insanlar şu anda yaşıyor olamazlar (Gülüyorlar). Korku denen şeyi bilmiyorum galiba. Mesela ilkokul ikinci sınıfta ciddi bir
trafik kazası geçirdim, her tarafım kırıldı. Beyinle ilgili ciddi bir sorun oldu. İki sene tedavi gördüm. Hastaneye götürülürken ağlamıyordum.
Nasıl bir program Mayday, Jackass’tan ne farkı var?
A: Jackass gibi plan, kurgu yapmıyoruz. Onlar gibi kuralımız yok, programımız şov değil. Ayrıca biz örf ve adetlerine düşkün bir ülkede yayınlanıyoruz. Bazı yerleri sansürlüyor, yayınlamıyoruz. Şikayetçi değiliz, olayların Türkiye’de geçmesi ve bizim insanlarımızı kapsaması tercihimiz.
Yabancı örneklerini izleyip sizin çılgınlıklarınızı yeterli bulmayan çıkıyor mu?
A: Kategorimizde dünyada üçüncüyüz. National Geographic bu konuda bir belgesel hazırlıyor. Bu bir üst kültür programı olarak kabul ediliyor. Jackass, Ban Margara, Dirty Sanchez ile röportajlar yapmışlar, Türkiye’ye gelip bizimle de konuşacaklar.
Program iş hayatınıza zarar vermiyor mu?
A: Tiyatroda şortla kalıyorum bir sahnede. Orada mesela vücudumdaki bütün morluklar yaralar ortaya çıkıyor. Makyajla kapatmaya çalışıyorum. Bundan üç yıl önce Kanal 6’ya sabah programı yaparken bir yandan gece Çağlar’la aramızda kaynak gözlükleriyle tiplemeler yapıyorduk. Bir gece Çağlar suratıma yumruk attı. Burnum yarıldı. Kanala geldiğimde makyöz bayılıyordu. Fondoteni aldım ve yaranın içine doldurup yayına çıktım. Biz böyle riskleri çoktan göze aldık.
Aileleriniz ve yakın çevreniz programı nasıl karşılıyor?
A: İlk yayınlandığında ailem beni aforoz etti. Bu kadar öteye geçeceğimizi düşünmemişlerdi. Çünkü biz ilk programı epey sert yaptık. Kıça zımba bastık. Otoyolda çıplak koşma, çiş içmeler falan. Çağlar’ın 9 yıllık ilişkisi bitti bu yüzden. Çok ciddi bir şeydi. Evlenmek üzerelerdi. Diğer programlarla aile biraz yatıştı. Yakında bir sivri program daha yapacağız. Arada dozu artacak. İzleyicinin kanı çekilecek.
Seyirciden gelen tepkiler nasıl?
Ç: Gelen maillerden bu yaşam biçimini benimsemiş büyük bir kitlenin Türkiye’de var olduğunu anlıyoruz. İzleyiciler kendi yaptıkları kasetleri gönderiyor, ekibe katılmak istiyor. Potansiyel açığa çıkmaya başladı.
Yaş ortalaması ne bu kitlenin?
A: 12 ila 18 arasındakiler bu tarz programları izleyip, kendilerine uygulayıp bize kasedini gönderiyor. Bu arada çok zengin işadamları da bu çılgınlıkları yapmak istiyor. Bunlar 35 yaşında paraya doymuş, hafta sonları off road yapıp bir cip parçalayan tipler. Şehrin stresi ve düzenini yıkmak istiyorlar, arayış içindeler. Fight Club’taki gibi. Bizi davet edip tüm olanaklarını seferber edeceklerini söylüyorlar.
Peki nedir hedefiniz, sonunda ne olacak?
Ç: Biz bu işi para için yapmıyoruz. Hayatın monotonluğuna, sıkıcılığına meydan okuyoruz. Eğleniyoruz da aynı zamanda yani. Az kalsın bir arkadaşımızı kaybediyorduk bu yüzden. Çalıya atladı, içindeki demir karnına girdi. Ama hálá çılgınlıklarına devam ediyor. Ekibin çok büyümesini, bir gün her şeyi onlara bırakıp ortadan kaybolmayı ve dört mevsim bahar olan bir yerde bermuda şortlarla yaşamayı hayal ediyoruz.
Deşarj olmak için acı çekmek mi gerek?
Ç: Bizim deşarj olma yöntemimiz bu. Birileri yaptıklarımızı insanlara göstermek istedi, biz de kabul ettik.
Çılgınlıkta tatminsizlik noktasına gelmekten korkmuyor musunuz?
A: Katsayıyı hızlı artırmıyoruz. Alnıma jilet atmıyorum mesela. Ama söylediğin gibi bir yerde tıkanacağız. O zaman dilerim cebimizi doldurmuş, bermuda şort hayatımıza geçmiş oluruz.
ŞİMDİYE KADAR NELER YAPTILAR?Hayvanat bahçesinde kafese girip timsah beslediler. Büyükşehir Belediye havuzuna dalgıç kıyafetiyle daldılar. Kartalkaya’da bir oteli dağıttılar. Levent’te dik bir yokuştan arabanın arkasına bağladıkları sirk maymunu bisikleti ile kaskla uçup, üstü açık rover MG ile yıkama makinesine girdiler. Alp poposuna marangoz zımbası bastı. İkili ellerini birbirine zımbaladı. İtfaiye hortumlarının altında tazyikli duş alıp, takım elbiseyle off road yarışına katıldılar. Otoyolda çırılçıplak koşup, otomobilindekilere enerji içeceği ikram ettiler. İki metre çamurda
balık avlayıp canlı yediler.