Yerli dizi saltanatına son

Güncelleme Tarihi:

Yerli dizi saltanatına son
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 1999 00:00

Haberin Devamı

Televizyon kanallarının reyting yarışı şarkıcı, türkücü ve mankenlerden oluşan ‘‘star’’ların ücretlerini astronomik boyutlara çekti. 40 bin dolara maledilen diziler için kanallar bölüm başına 150-200 bin dolar ödedi. Ancak sonunda AGB'nin 800 makinesinden gelen raporlar, kasetleri milyonlar satan şarkıcı dizilerinin izlenmediğini gösterdi ve reklamlar kesildi. Şimdi mankenler podyuma, şarkıcılar stüdyolarına dönüyor.

Sıradan hikayeler, zorlama oyuncular, şarkıcılar, türkücüler 1998'in saltanat koltuğuna oturdu. Kimi padişahtı, kimi de sultan. Pek azı ‘‘delikanlı’’, birkaçı ‘‘deli yürek’’, çoğu da ‘‘aynalı’’ydı. Ekrandaki bol keseden ‘‘impara-torluk’’ ilanları sağır sultanı bile uyandırdı. Zorlama starların ‘‘bir lütuf’’ olmadığı sonunda anlaşıldı. Geçtiğimiz yıl haftada yaklaşık 45 dizi filme yer veren TV kanalları bel bağladıkları projeleri bir bir rafa kaldırdı.

Çok değil, 25 yıl önce her mahalleye tek televizyonun, haftaya birkaç saat yayının düştüğü yıllarda TV kutusunu barındıran nadir evlerde çile saatleri başlardı. Tüm mahalleli Dallas'ı, Kaçak'ı, Uzay Yolu'nu izlemek için misafir odasına doluşur, gelsin çaylar gitsin kahveler; olan, diziyi kaçıran evin hanımına olurdu. Yıllar yılları, kanallar kanalları kovaladı, her eve bir, hatta birkaç TV girdi. Mahalleli gitti, Mahallenin Muhtarları geldi. Bu kez de kanal kalabalığında geceye düşen yedi-sekiz yerli dizinin izlenme telaşı yaşandı evlerde.

Her biri diğerinden daha acılı, daha dramatik, çoğu trajikomik dizi filmlerin kahramanı, yeni yetme starlardı, hiçbiri kaçmazdı, hepsi ‘‘yılın dizisi’’ydi...

Kanalların reyting yarışı star ve oyuncu ücretlerini astronomik boyutlara çekti. 40 bin dolara maledilen diziler için kanallar bölüm başına 150-200 bin dolar ödedi. Ancak sonunda AGB'nin 800 makinesinden gelen raporlar, kasetleri milyonlar satan şarkıcı dizilerinin izlenmediğini gösterdi.

Mekan için saat başı 250-300 milyon lira kira ödeyen yapım şirketleri kredilere dayandı. Yapımlar çoğaldıkça takip imkansız hale geldi. İzlenme oranı düştü, reklam veren küstü.

Yılbaşı arifesinde dekorlar depoya, kostümler sandığa kaldırıldı. Mankenler podyuma, şarkıcılar sahnelere geri döndü. Dizi başına milyon dolar alan ‘‘starlar’’ vergi borçlarını bile ödeyemediklerini ilan ederken, olan üç bine yakın set işçisine oldu.

Bir yıl boyunca neşeli günler yaşayan emektarlar yeni yıla işsiz girdi. Yeşilçam'dan beyaz cama transfer olan yılların oyuncusu Erdal Özyağcılar, dizilerin soyunun tükenmesini ‘‘Sonunda takke düştü, kel göründü’’ diye yorumluyor.

Hicranlı hikayelerin deneyimli kalemi Safa Önal ise yaşanan deneyimi ‘‘Deniz bitti, gemi karaya oturdu’’ diye niteliyor.

KİM NE DEDİ?

Erdal Özyağcılar (Oyuncu)

Şapka düştü, kel göründü

Türkiye 90'larda başlayan bir bulvarlaşma yaşıyor. 1997'de yoğunlaşan bu süreçte her meslek grubu kendi ucuzluğunu getirdi. Basit, çabuk tüketilen, günü kovalayan, alt metni olmayan, köksüz, etiksiz üretimler yaşandı. Böyle bir ülke profilinde herşey paraya endekslendi. Son on yılın birikiminin doğal sonucu olarak Türkiye bir bulvar dünyası haline geldi. Her alanda meslek etikleri yitirildi, ki bunun en önemli göstergesi mayfalaşma. Kültürsüz, günü tüketen, ani olgularla hareket eden anlayışın sonucunda çala çırpa dizi filmler yapıldı. Bunlar ilk başta reyting de aldı. AGB'nin 800 eve yerleştirdiği makinelerden reyting geleceği belliydi zaten. Ne şehirli, ne Anadolulu olan, yapısıyla kaynaşmamış bu kitle, reklam verenin hedef kitlesi olmadığı için reytingler para getirmedi. Tüketici olmayan bir kesime sunulan bu yapımlardan ne izleyici ne de yatırımcı istediğini alamayınca çark dönmez oldu. Çarkın dönmesi için bulvar zorlamasını ortadan kaldırmak şart. Bu sektörde hala sağduyusunu koruyabilen nadir kişiler başaracak bunu. Sonuçta TV'nun bir eğlenme aracı olduğu gözardı edilmeden, gerçek sanatçıya yapılacak standart yatırımlarla bu kriz aşılacaktır. TV kanallarının biraraya gelerek AGB'yi ortadan kaldırması bu yönde atılmış ilk, ama önemli bir adımdır.

Safa Önal (Yönetmen)

Gemi karaya oturdu

Tabii krizin nedenini sektörün patronlarına sormak gerekiyor. Ekonomik sıkıntının geleceği belliydi. Para için kaşındılar. Oyuncu ücretleri, yapım maliyetlerini ödenemez hale getirdi. Taşların yerine oturması için fiyat ayarlaması yapmak gerekecek. Bu görüldü. Deniz bitti, gemi karaya oturdu. Dizi hikayesine gelince; yönetmen ve senaristin günlük bunalımını kimseye izletemezsiniz. Yeşilçam'a bakın. Ödül almış birçok proje bu yüzden izlenemedi. Toplumsal ve tarihi gerçekliği içeren yapımlar ilgi gördü.

İstanbul Kanatlarımın Altında, Hamam ve Eşkiya gibi filmler izleyici çekti. Neden TV filmlerinde de bu yapılmasın? Geçmişe dayanmayan, heyecan ve merak unsuru olmayan projeleri kimse takip etmez. Sırf starlarla bu iş yürümez. TV dizilerinde starlar sadece izleyene kapıyı açar, sonrası yönetmen ve öyküye bağlıdır. İyi bir hikaye yoksa perişan olursunuz. Bu perişanlık bir bakıma iyi oldu. Bundan böyle daha iyi hikayeye şans verilecek. Belki de dönem hikayeleri çekilecek. Seyirciye daha yakın projelerin kazançlı çıkacağı, daha süzülmüş ve çekişmeli bir dönem yaşanacak. Geçen dönemden herkes dersini aldı. Başta TV yöneticileri, oyuncusu, yönetmeni, senaristiyle işlenen bu anonim suçun ardından söylenecek tek şey var, ‘‘hayırlısı olsun.’’

Osman Sınav (Oyuncu)

Starsız projeler gerekiyor

TV'lerin kolay rekabet yöntemi, risk almadan, projeyi beslemeden dramanın dışında, reytingi hazır gözüken isimlere şans vermesi dizi filmleri bu hale getirdi. Pragmatik rekabet unsuru ve reytingi kapma telaşı reklam satışlarında fiyatları aşağıya çekti. Harcanan parayla reklam gelirleri denk gelmeyince krize girildi. Suni yatırımlar yerine risk alınıp projenin beslenmesi gerekiyordu. Maliyeti 40 bin dolar olan bir bölüm için stara 70 bin dolar ödemek kanalların karını düşürdü. Peki kriz nasıl önlenecek? Bunun tek yolu seyircinin ilgisini çekmek. Bu star olmadan da olur. Star 7-8 reyting alır ama bu çok sürmez. Mekanlar, prodüksiyon giderleri için harcanan paradan kısıtlama yapılmadan, starsız projelerle de reyting alınır. Buna en güzel örnek Bizimkiler, Mahallenin Muhtarları ve Süper Baba gibi seyirci ilgisini çeken dizilerdir. Burada iş kanallara düşüyor. Kanalların yeni diziye yatırım yapmak yerine tutmuş dizileri transfer etmesi artı değeri düşürür. Son 10 yılda bu yapıldı. Artı değer yok edildi. Bir tahammülsüzlük ve hemen kazanç dönemi yaşandı. En çok 40 bin dolara çekilebilecek bölümler için 150-200 bin dolarlar harcandı. Bundan kimin kazançlı çıktığını düşünürsek, çözüme daha kolay ulaşabiliriz.

Temel Gürsu (Yapımcı-Yönetmen)

Çare sponsorda

Sinemadan gelen bir yönetmen için dizi film çekmenin tek farklı yanı elektronik kamerayla çalışmak. Bunun dışında mekan, prodüksiyon ve hikaye açısından Yeşilçam filminden hiç de aşağıda kalmayan diziler çekiyoruz.

En son İbrahim Erkal'ın dizisi için Assos'ta tüm teknik ekip ve oyuncular olmak üzere 1.5 ay kaldık. Sırf tarihi ve turistik güzellikleri izleyene yansıtıp, tanıtabilmek için.

Eee, tabii böyle özenli çalışmalar, oyuncu ücretlerinin dışında maliyeti bir hayli yükseltiyor. Bir Sırılsıklam dizisinin bölüm başı çekim maliyeti 20 milyar. Bu bütçeye oyuncu ücreti dahil değil. Şarkıcı, türkücü diye nitelenen kesimin çok yüksek ücretler aldığı söyleniyor. İyi ama Şener Şen, Türkan Şoray gibi yıldızlar da şimdi aynı durumda. Bunlar stardır. Hepsinin bir izleyici kitlesi mevcut. Önemli olan dizi filmlere izleyiciden çok reklam çekebilmek. Reklam olmazsa dizi filmler de olmaz.

Halil Ergün (Sinema oyuncusu)

Su üstüne yazı yazdılar

Dizilere bağımlı bir oyuncu değilim. Ancak Baba Evi gibi insan gerçeğine daha yakın projelerde rol almaktan keyif duyuyorum. Genel anlamda diziler için söylenecek tek şey var:

‘‘Su üstüne yazılar yazdılar.’’ Vur deyince öldürmek gibi bir alışkanlık var bizde. Kaliteyi gözetmeyen, kısa vadeli yapımların bitmesi bir yerde herkes için hayırlı olacak. Böylece üretim ilişkilerindeki yaratıcılık daha önemli projelere kayabilir. TV kanallarının kısa vadeli para kazanma merakı geri tepti. Rekabeti sadece starlar üzerine yaptıkları için, seyirciyi tatmin edemediler. Şimdi çözüm arıyorlar.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!