Güncelleme Tarihi:
- Neydi sizi, hastalığınızı fark ettikten sonra hayata bağlayan?
- Bir tür kas ve eklem rahatsızlığı olan artrogripozis hastalığıyla doğdum. Ardından 8 yaşımdayken skolyoz (omurga eğriliği) teşhisi konuldu. Beni her zaman destekleyen, her şeye pozitif yaklaşan bir ailem olduğu için çok şanslıydım. Rahatsızlığımın beni yavaşlatmasına hiçbir zaman izin vermediler.
- Dans edebileceğinizi nasıl keşfettiniz?
- Bu halimle bile dans edebileceğimi 15 yaşımda keşfettim. Öncesinde kaykaya meraklıydım. Sürekli üstündeydim. Ama bir ameliyattan sonra ne yazık ki daha fazla devam edemedim. İşte o dönemde dansla tanıştım. Her zaman bir şekilde meşhur olmak istiyordum. Hâlâ da bunun için uğraşıyorum. Michael Jackson, James Brown ya da Ray Charles gibi isimlerin müziklerini ya da danslarını çok beğenirdim. Zaten en büyük ilham kaynağım da onlar oldu.
HİÇ EĞİTMENİM OLMADI
- Nasıldı eğitimin ilk günleri?
- Her şeyi kendi kendime öğrendim. Eğitmenim hiç olmadı. Arkadaşlarımı seyredip onların yaptıklarını kendime bedenime nasıl uygulayabilirim diye düşündüm hep ve sonunda da yaptım.
- Zorlandınız mı?
- Aksine! Hayatım boyunca koltuk değneklerini kullandığım için vücudumun üst kısmı çok kuvvetli. Bu yüzden, başkalarına zor gelen hareketleri yapmak, benim için çok kolaydı. Ama bacakların kullanıldığı bölümlerde müzikle uyumu sağlamak, hâlâ zorlandığım kısımlardan. Bunun için kollarımla yeni hareketler üretmeye devam ediyorum.
- Ne kadar çalışıyordunuz profesyonel olabilmek için?
- İlk zamanlar her gün saatlerce çalışıyordum. Şimdi, daha profesyonel olup turnelere çıkınca haftada 20 saat ayırabiliyorum.
- Stilinizi nasıl tarif edersiniz?
- Güçlü hareketler ve başkasında göremeyeceğiniz figürlerden oluşuyor. Çünkü, değneklerimi normalde yürümek için kullanıyorum ama dans sırasında onlar, kollarımın uzantısı.
NEFES ALMAYI ÖĞRENDİM
- Dünyaca ünlü Orfeo gösterisine neden sizi seçmiş olabilirler?
- Ekibe geçen yıl katıldım. Yine benim gibi koltuk değneği üzerinde dans eden birinin yerine geçtim. Beni seçmelerindeki en önemli neden sanırım, gösteriye farklı bir dinamik getireceğime inanmalarıydı.
- Avantajları ne oldu?
- Benim tarzım break dans, diğer bir deyişle ‘Bboying’. Daha önce de birkaç çağdaş dans ve tiyatro gösterisiyle birlikte çalışmıştım. Bu yüzden Orfeo’ya katılmak büyük değişiklikler yaratmadı hayatımda. Bana sadece, performans sırasında arada durup nefes almayı öğretti. Bir de ilk kez uzun turnelere çıkan bir ekiple çalışmış oldum.
LAZYLEGZ POZİTİFLİĞİMİ YANSITIYOR
Luca Patuelli’nin takma adı ‘Lazylegz’, Türkçe’ye dolambaçlı bir çeviriyle ‘Tembel Bacaklar’ olarak aktarılabilir. Bu ismi ona ilk kez 2002’deki break dans gösterilerinde arkadaşları bulmuş. Patuelli’nin çok sevmesindeki sebepse onun açık görüşlülüğünü ve pozitifliğini iyi anlatıyor olması.
BAHANE DE LİMİT DE YOK
Şu anda profesyonel bir dansçı olarak rüyamı yaşıyorum diyebilirim. Bunun dışında pazarlama alanında üniversiteyi bitirmek, değneksiz yürümeye çalışmak, nişanlanmam ve şirketim ILL-Abilities’i kurmuş olmak bana fazlasıyla yetiyor. Zaten iki mottoyla yaşıyorum; “Kötüyü al ve onu iyi yap” ile “Bahane yok,
limit yok!”