Güncelleme Tarihi:
İstanbul gece hayatının klasiklerinden biri olan bu vazgeçilmez mekanın sahibi Günay Tuncel, yeni yerini Kuruçeşme Arena’nın karşısında açacak. Tuncel, "Sonunda yerin altından yerin üzerine çıktık! 1960 senesinden beri yer altında çalışıyordum" dedi. Şişli’deki yerinde 22 yıl boyunca sayısız star ağırlayan Günay Restaurant, artık Boğaz’a bakıyor. İstanbul gece hayatının klasiklerinden biri olan bu vazgeçilmez mekanın sahibi Günay Tuncel’i, Kuruçeşme Arena’nın karşısında bulunan ve hazırlıkları beş aydır devam eden yeni mekanında ziyaret ettik.
Öncelikle yeni yeriniz hayırlı olsun diyelim. Boğaz’a taşınmışsınız...
- Sağ olun. Sonunda yerin altından yerin üzerine çıktık işte! 1960 senesinden beri yer altında çalışıyordum... Malum; eski Günay alt katta bulunuyordu.
Yer altındaydı ama bir klasikti... Neden bıraktınız orayı?
- Artık yürümemeye, bana kazanç değil zarar getirmeye başladı. Kazanamayınca da fazla üzerine gitmenin anlamı yok diye düşündüm.
Mekanı devrettiğiniz kişi ismi de hálá kullanıyor. Günay adını da mı verdiniz?
- Mekanı devrettiğim kişi "Bir müddet ismi kalsın burada" dedi. Ben de onu kırmadım, çünkü efendi insan. Ayrıca buraya geçtiğimde, yeni yeri açtığımda adımın bana faydalı olacağını söylemeleri de etkili oldu.
Bunca yılı geçirdiğiniz, pek çok anınızın olduğu bir yeri ardınızda bırakmak sizi üzmedi mi?
- Üzülmedim inanın ki! Ben gece hayatına başka başka mekanları gezerek, dans ederek adım attım. Zamanın dansları samba, rumba ve rock’n roll’u çok iyi yapardım. 4-5 kız arkadaşla gezerdim ve hiçbir kulüp benden para almazdı. Çünkü çok güzel ambians yaratırdım. Fakat 1968 yılında Zerrim Sümer’le ilk evliliğimi yaparken, artık baba parası yiyemeyeceğimi ve çalışıp para kazanmam gerektiğini anladım. İlk olarak Lalezar’da çalışmaya başladım.
Bu mekanın hazırlığı ne kadar sürdü?
- 5-6 ay boyunca dur durak dinlemeden çalıştık, yeniledik. Hatta yeniden yaptık desem yeridir. İstanbul’a yeni bir mekan kazandırdık.
Enteresan yenilikleriniz de var. Bir çocuk odası ve asansör mesela... Bunlar nereden geldi aklınıza?
- Evet, çocuk odası var. Çünkü aileler çocuklarını getirdikleri zaman rahat edemiyorlar, sahip çıkamıyorlar. Asıl fikir annesi eşim Ahu, çünkü benim de iki küçük çocuğum var. Dolayısıyla, iki görevlinin kontrolünde eğlenmeleri için çocuklara özel bir oda yaptık. Teras ise işadamlarının, nezih grupların öğle ve akşam yemekleri için klas bir yer oldu. Burada sanatçı ve eğlence olmadığından, bütün ağırlık yemeğe verildi. Piyasadaki en iyi balık aşçılarını aldım. Balık ağırlıklı bir mönü sunuyoruz ama dileyene et de var. Onun için ayrı bir mutfak yaptım. Mönü herkese hitap edebilecek. Pide ve pizza fırınımız da olacak mesela... Yan bahçenin düzenlemesi devam ediyor, orada da pazar günleri brunch çok keyifli olur diye düşünüyoruz. İki kapalı salonum, bir terasımız, bir de bahçe bulunuyor yani burada... Barkovizyon da koyduk, yemek yerken dileyen Avrupa kupasını da izleyebilsin dedik.
Canlı müzik olmayacak mı burada?
- Canlı müzik yok. Buranın alt katında bir gece kulübümüz var esasında. Orayı henüz tamamlamadık, ekim ayına yetiÅŸtireceÄŸim. Orada da gençliÄŸe hitap etmek istiyorum. Zaten gece kulübü iÅŸini bilirim. As Kulüp, Kulüp 12 filan gibi mekanları 20 sene yürüttüğüm için iÅŸi biliyorum. Mesela bugün bile Clup 12’nin eÄŸlence anlayışını kimse aÅŸmamıştır. Sahne ÅŸovu vardı orada ve Huysuz Virjin’i 1971 yılında ben sahneye çıkarmıştım. 100 liraya sahneye çıktı, yedi sene orada çalıştı. Günay’ı açtıktan sonra da kendisini oraya aldım. Önce Leman Sam ve Neco’yla ardından da Ajda Pekkan, Nükhet Duru ile devam etti. Solistler deÄŸiÅŸiyordu, ama Huysuz Virjin hiç deÄŸiÅŸmiyordu.Â
Sizin sahnenizde çıkmak hálá bir prestij ve bugüne kadar sayısız starla çalıştınız...
- Evet, her dönemde Türkiye’nin starları ile çalıştım. Benim çalışmadığım tek star Zeki Müren’dir. Çok eski dostumdu rahmetli... Bodrum’a telefon açtım ve "Paşam burada Türkiye’nin en önemli sanatçıları çıktı, bir siz kaldınız" dedim. Başladı gülmeye. "Günay’cığım beni bir görsen, yerimden kalkamıyorum, yürüyemiyorum" dedi. "Ben sizi bir tahterevana oturturum, dört tane de zencinin omuzunda alırız sahneye" diye ısrar ettim. Buna da çok güldü, ama yanıtı değişmedi.