Yeni yıla senfonik karşılama

Güncelleme Tarihi:

Yeni yıla senfonik karşılama
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2009 18:57

Fatih Erkoç bir yandan yeni albümünün hazırlıklarını sürdürürken bir yandan da bir aydır üzerinde çalıştığı Senfoni Orkestrası konseriyle karşınıza çıkmaya hazırlanıyor.

Haberin Devamı

27 Aralık Pazar günü 34 kişilik Senfoni Orkestrası’yla birlikte “New York New York”tan, “Summertime”a pek çok farklı şarkıyı seslendirecek. Kanyon alışveriş merkezinde 18.00-20.00 saatleri arasında gerçekleşecek ücretsiz konser öncesi Fatih Erkoç’la yılbaşı konserini ve albümü konuştuk.

Senfoni Orkestrası’yla birlikte konser verme fikri nasıl ortaya çıktı?
- Yılbaşı öncesinde farklı bir konser sunma teklifi geldi. Bu teklif bana 31 Temmuz 2010’da Didim’de senfonik orkestrayla vereceğim konseri anımsattı. Kanyon yönetimine bunun bir benzerini sunabileceğimi söyledim ve bu şekilde konseri gerçekleştirme kararı aldılar.

Hazırlık aşaması ne kadar sürdü?
- Çok daha fazla zamana ihtiyaç duyulması gerekirken, bir aylık bir süre içinde hazırlıklarımız tamamladık. Önce aranjör arkadaşım Zafer Çebi’ye şarkıları yolladım. O da orkestrasyonu gerçekleştirdi. Beş şarkıda benle düet yapması için İzmir’den Evrim Özkaynak’a rica ettim. Ve ben daha önce hiç söylemediğim birçok şarkı üzerinde çalıştım.

Haberin Devamı

Sizi hep pop ve caz söylerken dinledik. Senfoni konserinde nasıl bir Fatih Erkoç olacak?
- Müzikaller, Napolitenler, film müzikleri ve bazı tanınmış şarkılardan oluşan bir repertuar var. Yani Andrea Bocelli, Luciano Pavarotti, Frank Sinatra, Tony Bennett, Sarah Brightman ve benzeri ünlü yorumcuların söylemiş oldukları unutulmaz şarkılar.

Farklı müzik türleri arasında geçişler yapmayı seviyorsunuz. Bu sizi nasıl etkiliyor?
- Bütün farklı müzikleri seslendirdiğimde her birinin kendine has olan duygusunu yaşayabiliyorum. Bu en sanatsal eserden en ticari şarkıya kadar geçerlidir. Yani Fatih Erkoç ne yaparsa, hissederek yapar.

Bazı hayranlarınız farklı tarzları söylemenizden şikâyetçi...
-Herkesin düşüncesine saygım var. Ama ben her zaman doğru hissettiğim ve doğru bildiğim şeyi yaptım ve yapmaya devam ediyorum.

TÜRKÜLERİ DJ’LER ÇALACAK

Peki farklı tarzlar seslendirmek sahnede size ilginç anılar yaşattı mı? Mesela caz performansınız sırasında sizden pop şarkıları isteyenler oldu mu?
- Evet. Hatta Caz Kulübü’nde çok uzaktan beni dinlemeye gelen bir dinleyicimi kıramayıp Ellerim Bomboş’u söyledim. Ama caz gibi söyledim.

Haberin Devamı

Yakında bir türkü albümü çıkaracağınızı duydum. Türkü albümünde kendi besteleriniz de olacakmış. Hatta bir şarkıda bonfileden ilham almışsınız. Doğru mu?
- Albüm bitti. Ocak ayının ilk haftalarında dinleyiciye ulaşmış olacak. Dört tane türkü tarzında bestem olacak. Ancak bonfileden ilham alıp yaptığım şarkı bu albümde yok. O şarkı belki daha ilerideki bir çalışmanın içerisinde yer alabilir.

Kör Randevu albümünde şarkılarınızı yenilemiştiniz. Bu sefer türküler için mi bu formülü uygulayacaksınız?
- Albümde benzer çalışmalar var. Hareketli türkülerin bazıları çok güzel alt yapılarla DJ’lerin sıkça çalacakları parçalar haline geldiler. Ayrıca iki tane de remix bulunuyor.

Haberin Devamı

Reklam çalışmalarında jingle’ları caz tarzında okumanız eleştiriliyor...
- Reklam jingle’larında müşteri ne istiyorsa yorumcu onu verir. Ya da o reklam müziğini seslendirmez. Ayrıca jinglelarda yorumladığım caz tarzı seslendirmeyi Türkiye’de başka kimse beceremediği için hep benim okumamı isterler. Böylece, biraz da olsa caza katkı sağlamış olmaktan gurur duyuyorum. Eleştirenler varsa da bence bu caz nimetinden kendileri de nasiplenseler daha çabuk bir şekilde çağdaşlaşırlar.

CAZIN VERDİĞİ ÖZGÜRLÜĞÜ MOTOSİKLET KULLANIRKEN YAŞIYORUM

Birazda motosiklet merakınızdan bahsetsek. Nasıl başladı motosiklet merakı?
-Merakım aslında 18-19 yaşlarındayken heveslenip bir Vespa Scooter almakla başladı. Daha sonra askerlik ve yurt dışı döneminde motosiklete binmedim. 1986’da Norveç’ten döndükten sonra bu motor hevesi, İstanbul’un trafik keşmekeşinden de kaynaklanarak bir motor almama neden oldu. 1-2 yıldır İstanbul’da motosiklet kullanmıyorum ama Bodrum’da sürekli motosikletin üstündeyim. Şimdi bir büyük motorum (Honda Goldwing), iki tane de ufak scooter’ım var.

Haberin Devamı

Özgürlük hissi mi veriyor?
- Evet. Aynen caz müziğinin verdiği özgürlüğü motosiklet kullanırken de hissediyorsunuz. Bunun yanı sıra motosiklet kullanmamın ana nedeni her yere daha rahat ulaşım sağlayabildiği için.

Uçak da kullanmışsınız. Onu neden devam ettirmediniz?
- Uçuş brövesini (PPL) aldığım uçuş okulunda (BONAIR), Onno Tunç ve Hasan Kınık’ın 1996’daki uçak kazasında vefat etmelerinden dolayı herkese bir soğukluk geldi. Ve benle beraber birçok amatör pilot arkadaş uçmaktan vazgeçti. BONAIR ise, o tarihten sonra sadece profesyonel pilotlar yetiştirmeye başladı. Ancak arada sırada uçağı olan bir iki arkadaşımla Bodrum’a gidip geliyoruz. Yani tamamen bırakmış değilim. Uçmaya ara vermemim bir nedeni de ekonomik koşullar. Çünkü Türkiye’de uçmak oldukça pahalı bir hobi. Bence havacılığa ve denizciliğe devletin daha çok destek olması gerekir diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

BENİM KADAR ENSTRÜMAN ÇALAN VARSA BUYURSUN ÇIKSIN MEYDANE

Herhalde en çok müzik aleti çalan müzisyen sizsiniz...
- Evet doğru. Benim bildiğim kadarıyla Türkiye’de tanınmış sanatçılar arasında benim kadar fazla enstrüman çalan bir sanatçı yok. Varsa çıksın meydane. Ama ben her zaman şunu söylüyorum: Müziğe yeni başlayacak olan müzisyen adayları bir tek enstrüman üzerinde yoğunlaşmalılar. Ve bütün zamanını o enstrümana ayırmalılar. Eğer dünyada müzisyen olarak yer almak istiyorlarsa.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!