Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2010 00:00
Göksel’in geçen yıl çıkardığı nostalji albümü, sıfır kilometre şarkılarla dolu pek çok albümden daha fazla ilgi gördü. O da bu ilgiye kayıtsız kalamadı ve yine eski 45’likleri yorumlamaya karar verdi. 14 şarkıdan oluşan albümün ismi “Hayat Rüya Gibi”. Dinleyenleri 70’li yılların İspanyol paça pantolonları ve apartman topuklularıyla gezdirmeye hazırlanıyor. Göksel’in de o dönemi andıran kıyafet seçimleri, hüzünlü bakışları devam ediyor. “Bugünün müziği bazen insanlara kirli gelebiliyor. Yeni albümüm insanlara nefes aldıracak” diyor.
İkinci nostalji albümünüzü çıkardınız. Artık yeni Muazzez Ersoy siz misiniz?- Bugünlerde bu yorumu çok duyuyorum. Muazzez Hanım çok başarılı bir sanatçı ama benim yolum öyle değil. Kendi yazdığım şarkılarla başladığım kariyerimde daha bir sürü albüm yapacağımı düşünüyorum. Bunlardan iki tanesinin nostalji olmasının bana bir zararı yok.
Geçtiğimiz sonbahar, yeni şarkılardan oluşan bir albüm çıkaracağınızı söylemiştiniz. Ne oldu?- Nostalji albümünün ilkini yaptığımda, ikincisini yapacağım aklımın ucundan geçmedi. Hatta ilk albüm bile beni tedirgin ediyordu. Ama her şey o kadar iyi gitti ki... Hayatıma bu kadar güzellik katan bir şeyin ikincisini yapmanın hakkım olduğunu düşünüyorum. Açıkçası kendime böyle bir lüks tanıdım. Kimin ne dediği de umurumda değil!
Yakaladığınız başarıda, dinleyicilerin eski şarkılara olan ilgisinin payı var mı?- Bu şarkıların bana yakışmasıyla yakalanan bir başarıydı.
Diyelim albüm yine çok tuttu. Üçüncüsü gelir mi? - Nostalji albümleriyle yetinecek biri değilim. Bundan sonra kendi şarkılarımı söylemek istiyorum. Ve bu tarz bir albüm daha yapmayı düşünmüyorum.
YEDİ BİN ŞARKI DİNLEDİM GÜNLERCE SABAHLADIM
Eski şarkıları yeniden yorumlamak biraz işin kolayına kaçmak gibi duruyor.- Büyük sanatçılar tarafından seslendirilmiş ve akıllara kazınmış şarkıları kendi sesimle ve duygumla kabul ettirmeliydim. Bu yüzden sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Burada önemli olan seçilen şarkıların şarkıcıyla uyuşması, doğru repertuvar oluşturulması. Kendime yakışan şarkıları bulmak için yedi bin parça dinledim. Günlerce sabahladım.
Neden 80’ler değil de yine 70’ler? - Galiba 80’leri ve o zamanlar Türkiye’de yapılan müziği sevmiyorum. O yıllar Türkiye’nin ve dünyanın kırılma dönemi gibiydi. Hızlı tüketime geçilen bir anlayış ve müzikte bir yozlaşma vardı. Teknoloji müziğe girmişti. Kakafoni yaşanıyordu.
Seçtikleriniz içinde sizi en etkileyen şarkı hangisi?- İçime Sinmiyor’un ayrı bir yeri var. Sanırım ilk aşık olduğum zamanlara denk gelen bir parça. Lisedeki platonik aşkımı hatırlatıyor.
İlk aşkı lisede mi yaşadınız? Biraz geç kalmamış mısınız?- O ilk gerçek aşkımdı, ama uzaktan uzağa aşıktım. Zaten o yaştaki bir kız çocuğu ne yapabilir? Ne söyleyebilir ki? Kızlar o yıllarda bu kadar cesur değildi.
ÇOCUKLUĞUM BENDE DERİN İZLER BIRAKTI
Nostaljiyi bu kadar sevmenizin çocukluğunuzla bir ilgisi olabilir mi? - Çocukluğum bende derin izler bıraktı sanırım, müzikal ve estetik anlamda beğenilerim hep o yıllara ait kaldı. Liseden beri ikinci el kıyafetleri seviyorum. Dönem kadınlarının hal ve tavırları beni etkiliyor.
Özel hayatınızda da mı böyle giyiniyorsunuz yani?- Bir konsepti alıp bana uydurmadık. Bu benimle bütünleşmiş bir şeydi. İlk çıkışımda da herkes beni eski
film yıldızlarına benzetmişti. Kendi şarkılarımda da hep o yıllara bir dokundurma vardı. Giysilerimde de durum her zaman böyleydi. Bugün giydiğim dantel elbise kadar olmasa da çiçekli elbiseleri seviyorum.
Bu yalnız ve hüzünlü tavrınız neden kaynaklanıyor?- Çünkü genel olarak yalnızım. Bir kadın olarak hayatla mücadelemi çok seviyorum ve kendimde en çok bu yönümü takdir ediyorum.
Hiç içinizden farklı bir kadının çıktığı olmuyor mu? Mesela seksi bir kadın...
- Seksi değil miyim yani? Açıkçası bunun üstüne oynamak istemedim. İlk albüm çıktığında çok iddialı ve seksi bir şarkıcıydım. Sonra baktım, benimle ilgili bütün röportajlarda seksi şarkıcı diye yazıyorlar. Bu beni rahatsız etti. İnsanların beni sesimle ve şarkılarımla hatırlamasını istiyorum.
ESKİDEN SERSERİ ERKEKLERİ BEĞENİRDİMÇirkin bir kadın değilim ama kendimi çok da güzel bulmuyorum. Ortalama bir kadınım diyebiliriz. Belki bir takım başka özelliklerim beni çekici kılıyor.
Bir de insanlar zaman içinde değişiyor. Eskiden daha serseri tipleri beğeniyordum. Şimdi daha sakin, zeki ve karizmatik erkekler ilgimi çekiyor.
HAYATI KAÇIRIYORUM
Kız kardeşimin çocuğu olduktan sonra hayata bakış açım değişti. Bir kadın olarak nasıl bir yol ayrımında olduğumu fark ettim. İşimi seviyorum, şarkı söylemek istiyorum ama bir tarafta da gerçek hayat var. Ve bazen bunları kaçırabiliyorum. Sanırım bu klasik bir şarkıcı kaderi. Mesela altı aydır albüm için çalışırken özel hayatıma ayıracak hiç vaktim olmadı. Geçen sene evlenmem diye düşünüyordum. Bu sene bir daha olabilir diye bakıyorum. O kadar da kötü bir deneyim değildi.