Güncelleme Tarihi:
Kalyon, olası “Hababam Sınıfı” kıyaslamalarına da kendini şimdiden hazırladı: “Biz ne kadar ‘farklı bir şey yapıyoruz’ desek de önceki örneklerle arasında benzerlik kuracaklardır. Ayrıca bu filmin “Hababam Sınıfı”na benziyor olması kötü bir şey değil.”
Yeni nesle Adab-ı Muaşeret öğretecekler
Gençlik filmi furyası devam ediyor, yeni bir filmin çekimleri de şu sıralar tüm hızıyla sürüyor. Filmin adı gençlere biraz uzak, biraz eski Türkçe: “Adab-ı Muaşeret” (Görgü kuralları)... Mayıs ayında vizyona girmesi planlanan bu enteresan proje nedir, ne değildir diye başrol oyuncuları Salih Kalyon, Hasibe Eren, Yıldız Asyalı ve Tarık Ündüz’e sorduk.
“Aykut, müdür olan babasıyla yıl ortasında yeni bir özel okula geçiş yapar. Aykut’un babası Nurettin’in hizaya sokmak için çaba gösterdiği okulda kızlar ve erkeklerin kurduğu iki ayrı grup vardır. Kızların grubu ‘Adab-ı Muaşeret’, erkeklerin grubu ise ‘Mokokolar’dır. Herkesin kabul edilmediği gruplar, aralarında hınzırca çekişmektedir. Bu arada, iki tarafa da üye olamayan Aykut ile Zeynep arasında bir aşk başlar, üstelik bu aşkın gizli kalması için ikisinin de sebepleri vardır.”
Filmin konusu ana hatlarıyla böyle işte... Ama detayları var. Film gerçekten keyifli bir kadroya sahip. Biraz onlara da değinmek lazım dedik, kalkıp seti ziyarete gittik. ışte bu kısa ziyarette öğrendiklerimiz...
SALİH KALYON: BİZİM KOMPLEKSİMİZ YOK
Salih Bey, siz okul müdürü Nurettin Bey’i oynuyorsunuz...
- Evet, Özel 29 şubat Lisesi’ne müdür olarak tayin oluyorum. Ama özel okul öğrencileri korkunç haylaz. Hababam Sınıfı’ndakileri andıran tipler... Onları yola getirmeye çalışıyorum. Bu hengamede bir de Hasibe Eren’in oynadığı edebiyat öğretmeni Fatma’ya aşık oluyorum.
“Hababam Sınıfı” gibi dediniz ya, tamam... Film vizyona girdikten sonra buradan da bir polemik çıkar!
- Biz ne kadar “farklı bir şey yapıyoruz” desek de önceki örneklerle bir benzerlik kuracaklardır zaten... Ayrıca bu filmin “Hababam Sınıfı”na benziyor olması kötü değil.
Şubatta çekiyorsunuz, mayısta vizyona girmesini planlıyorsunuz. Planları gerçek hayata taşıyabilecek misiniz?
- Sette çok rahatız. Sömestr tatili olduğu için okul da boş... Ekip içinde her şey o kadar iyi planlanmış ki şimdiye kadar hiçbir sorunla karşılaşmadık. Kast ve set ekibi çok başarılı...
Belki de sette çok kaprisli “yıldız” oyuncu olmadığı içindir.
- Büyük yıldızlarla çalışmadığım için o setlerde durum nasıl olur bilmiyorum... Ben daha mütevazı isimlerle çalıştım hep...
Konunun dışına çıkacağım, ama merak ediyorum... “Komedi Dükkanı” yüzünden Tolga Çevik’le mahkemelik olduğunuz söyleniyordu. Problem çözüldü mü?
- Açtığım dava Tolga Çevik’e değil Plato Film’eydi. TV8 döneminde çektiğimiz “Komedi Dükkanı” kasetleri DVD yapıldığı halde bana telif ödenmediği için açtım davayı.
Peki o projeden ayrıldıktan sonra neden ortalarda görünmediniz?
- Gelen teklifler hep birbirinin aynıydı. Seçici davranmak zorundaydım. Biz o projeyi ekiple konuşa konuşa oluşturmuştuk. Yapımcılar ise yabancı konseptlerden kopya örnekler getirdiler hep. şimdi var olan konseptlerden esinlenilmemiş bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu arada kendimi kızağa çektim, dinlendim.
Sizin komedi dalındaki başarınızı neden geç keşfettiler dersiniz?
- Bilemem... Bugüne kadar bana verdikleri rolleri yeteneklerim çerçevesinde oynamaya çalıştım. Demek bende öyle bir yetenek varmış ve bu da o projede ortaya çıktı.
Dinlenme sürecinizde ortaya çıkan projelerinizi izleyebilecek miyiz?
- Tabii ki... Hayat hikayemi anlatacağım tek kişilik bir oyun olacak. Kendi 40 yılımı anlatırken, ülkenin durumunu da gösterecek, ülkenin bir panoramasını aktaracağım. Televizyon içinse “Sınıfta Komedi” diye bir program çalışmam var. Yakında izleyeceksiniz.
HASİBE EREN: YAPIMCILAR KOMİK OLMAMI İSTİYOR
Edebiyat öğretmeni Fatma Hanım... Nasıl geçiyor okul günleri?
- Madem öyle sordunuz, ben de buradaki gerçek bir öğretmen gibi cevap vereyim; Bu eğitim kurumu, okula çok ticari gözle bakan bir adama ait... Neyse ki sonradan iyi bir müdür tayin ediliyor. Dolayısıyla hepimizin hayatı renkleniyor, okul birtakım değişimler yaşıyor.
Ve siz o müdüre hayran kalıyorsunuz...
- Evet, Salih Kalyon’un oynadığı bu müdür Fatma öğretmenin çok ilgisini çekiyor. Bariz bir aşk yaşanmıyor ama aralarındaki kıvılcım umut vaat ediyor.
Fatma Hanım nasıl bir öğretmen?
- Çocuklara edebiyat sevgisi aşılamaya çalışan bir kadın... Lakabı ise Miss Piggy...
Neden bu lakabı takmışlar size?
- Görüntüsünden ötürüdür herhalde... Sürekli pembeler, beyazlar, inci küpeler falan.
Kadrodan memnun musunuz?
- Memnunum tabii... Genç ve yetenekli oyuncular var aramızda. Bir de işin duygusal yönü var; Gazanfer Özcan’ın torunu Tarık’la oynamak çok onur verici bir durum. Ayrıca eğitmenlik yaptığım şehir Tiyatroları Çocuk Eğitim Birimi’nden mezun olan iki eski öğrencim tesadüfen bu filmde oynuyor. Üstelik yine hocalarıyım. Bu beni çok mutlu etti.
Biz yıllar önce canlandırdığınız Sıdıka’yı da çok severdik, hâlâ onun fanı olanları biliyorum.
- Bilmiyorum ki, ben de gençtim “Sıdıka” zamanında... Piyasada eskiyim diye yaşımın çok büyük olduğunu düşünenler var, ama skalam geniş... 30 yaşındaki bir kadını da oynayabilirim, Fatma öğretmen gibi 40-45 yaşlarında birini de...
“Sıdıka” tekrar çekilecek diye bir iddia ortaya atıldı, doğru mu?
- Çekildi zaten 2003’te... 12 bölüm sürdü ama, ömrü kısa oldu.
Demek aynı kitleyi bulamadı.
- Hayır, 12 bölüm sekiz ayrı gün ve saatte gösterildi. Ben bile bilmiyordum hangi günde yayınlanacağını. Yani strateji hatası oldu.
Tarık Ündüz yeni Okul yeni aşk
“Ben filmde Aykut’u canlandırı-yorum. Müdür olan babasının yeni bir okula tayini ile hayatı değişiyor. Yeni okulunda, daha önce sadece bir kez karşılaştığı ve hoşlandığı Zeynep’le yolları kesişiyor. Bence bu film çok doğru bir gençlik yansıtıyor.
Oyuncu olmayı hep istiyordum. şu an Yeditepe Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü ikinci sınıftayım. ıçimde varmış ki, bu yola girdim. Daha önce reklam filmlerinde oynamıştım. ‘Kara Yılan’ ve ‘Issız Adam’da da küçük rollerim vardı. Çekimler biter bitmez dedem Gazanfer Özcan’ın yanına koşuyorum. Ama yorulmuyorum. Bu benim işim, o ise aşkım... Birbirimize çok yakınızdır.”
Yıldız Asyalı / Bu film krizi aşar
“Ben ‘Adab-ı Muaşeret’ kız çetesinin başıyım. Asi, dışa dönük, bazen umursamaz, bazen ciddi, sosyal bir kız. Aykut’la aramızda bir aşk hikayesi var... Filmin senaryosunda her şey dozunda. Anlatımlar çok güzel. Arkadaşlarımız çok yetenekli ve ekipte çok tecrübeli oyuncular bulunuyor. ıçten ve detayları bol olan bir film.
Rolüme hazırlanırken kimseden destek almadım. Burada herkes profesyonel... Çok keyifli çalışıyoruz. Tek sorunumuz soğuk, bu yüzden de hasta oldum. Ekonomik krize rağmen çok iyi bir çalışma yaptığımıza ve filmin iyi yerlere gelip iyi eleştiriler alacağına inanıyorum.”